Asansörden Güzelyalı'ya Uzanan Bir Efsane
Göz...Göz... Göztepe*
Musevilerin sık olarak yaşadığı Asansör-Karataş'tan, Güzelyalı'ya kadar olan tüm sahilin futbol örgütlenmesi Göztepe'de yoğunlaşmıştır.
Göztepe Kulübü ilk olarak Kokaryalı (Güzelyalı) tarlalarında yaşam buldu. Parlak günleri çok gerilerde kalan Göztepe Türk futbolundaki yerini bundan tam 55 yıl önce 1925'tw aldı. Ancak Göztepe'nin doğuşu adını aldığı semtte değil, 1989*90 sezonunda kıyasıya mücadele ettiği (ve önümüzdeki yıl da edeceği) Aydın'da gerçekleşti.
Altay'da 1923'te başlayan huzursuzluk durulmamıştı. Pek çok kişi bir grup futbolcunun siyah-beyazlı ekipten ayrılarak Altınordu'yu kuruşunu bir türlü unutamıyordu. Takım içinde bir grup tek çarenin yeni bir takım çatısı altında birleşmek olduğu konusunda görüş birliğine vardı.
Nebil ve Vedat kardeşler, Ferit Simsaroğlu, Necati, Nüzhet ve Muzaffer bir Aydın seyahati sırasında yeni bir kulüp kurma fikrini benimsediler ve gayri resmi olarak Göztepe'nin temellerini attılar. Aydın dönüşü Altay'da hemen kongre toplandı, Nebil ve Vedat kardeşlerin öncülüğündeki grup kararlarını açıklayarak kongre salonunu terk ettiler. Bu hareket ile Göztepe resmen kurulmuş oldu. Kulüp binası Göztepe'de olduğu için yeni kulübe Göztepe adı verildi ve renk olarak sarı-kırmızı seçildi.
Başlangıçta oldukça dar olan kadro, daha sonra diğer küskünlerin de katılımıyla genişleyip, güçlenmeye başladı. Altay'dan yeni kurulan Göztepe'ye son katılan oyuncu, yeni takımını soyadı kanunu çıktığında kendisine soyadı olarak alacak kadar çok seven ve sarı-kırmızılı takımda sembolleşen Fuat (Fuat Göztepe) oldu.
İzmir'in bu yeni kulübü, koptuğu Altay'la ilk maçını 1926 yılında yaptı. İlk maçın galibi 5-2'lik sonuçla Altay olurken, o günden günümüze kadar sürüp gelen ezeli rekabetin emeli atıldı.
Göztepe 1937deki güçbirliği hareketi sırasında dönemin valisinin emri ile İzmirspor ile birleşerek Doğanspor adını aldı. Güçbirliği bir sene sonra dağılmasına rağmen Göztepe ligde ertesi sezon Doğanspor adıyla mücadele etti ve şampiyon oldu. Ancak ilk kongrede yeniden Göztepe adını aldı.
Göztepe kuruluşunun ertesi yılında İzmir Ligi'ndeki yerini aldı. Fakat çok yeni bir kulüp olması ve çevresinden yeterli ilgiyi görmemesi nedeniyle ekip ilk yıllarında ligde pek başarılı sonuçlar elde edemedi. Doğanspor adıyla katıldığı 1937-38 sezonunda Göztepe, mahalli ligdeki ilk şampiyonluğunu kazandı. Bu başarı sarı-kırmızılı ekibe yeni başarılar kazanma şansını da birlikte getirdi. Zira o güne kadar Göztepe semtindeki futbol meraklıları bile başta Altınordu ve sonradan İzmirspor olmak üzere diğer takımları destekliyor, yeteneklerini bu takımlarda sergilemeye çalışıyorlardı.
İlk şampiyonluğun iki sene ardından Göztepe en güçlü yılarına ulaştı. 1940-43 sezonları arasında tam üç kez şampiyonluk kupasını müzesine taşıdı. Milli ligde üç büyüklere karşı başarılı maçlar oynadı. Sarı kırmızılılar aynı başarıyı 1948-49 ve 1951-52 yıllarında da tekrarlayarak "İzmir liginde en çok şampiyon olan takım" ünvanını elde ettiler.
Milli ligler oluşturulduktan sonra Göztepe'nin başarı grafiği giderek yükselmeye başladı. 1963-64 yılında elde ettiği sonuçlar sarı-kırmızılı ekibi 1964-65 sezonunda o günkü adı Fuar Şehirleri Kupası olan UEFA kupasında Türkiye temsilcisi yaptı.
Göztepe bu istikrarsızlığına rağmen Türk futbolunda önemli bir yer dindi. Başta Fuat Göztepe lmak üzere Muzaffer Koral, Nebil Çobanoğlu, Reşat Selamioğlu, Macit Akbay, Emin Çandarlı, Ruhi Karaduman, Abbas Göçmen, Özdemir Bayer, Emcet Sayar, Mustafa Orcinos, Seracettin Kırklar, Gürsel Aksel, Nevzat Güzelırmak, Fevzi Zemzem, Ali Artuner, Halil Kiraz, Nihat Yayöz, Özer Yurteri, Ali Çağlar, Mehmet Türkkan ve daha nice yüzlerce yetenekli genci Türk futboluna kazandırdı. Adnan Süvari'nin teknik yönetimi ile futbolumuzda bir ekol haline geldi.
İyi ve kötü gününde Göztepe yönetiminde pek çok popüler isim görev aldı. Muammer Akar, Ahmet Selamioğlu, Nüzhet Bandak, Şevket Filibeli, Şakir Sözügür, Dr. Nail Öztüm, Zeki Çırpıcı, Naci İStanbullu, Nuri Öz, Sebahattin Süvari, Nebil Çobanoğlu, Zeki Özkul, Ahmet Sevil, Mekin Kutucular, Muhittin Ekiz, Ekrem Hakkı Orhan, Feridun Boyer, Melik Özakat, Necati Cumalı, David Franko, Ferit Simsaroğlu, Özdemir Arnas, Orhan Daut, Müfit Yılmaz ve Safet Kuyaş'ı bu popüler isimlerden sadec birkaçı olarak sayabiliriz.
Ne yazık ki, Göztepe sevgisi büyüdükçe, başarılar giderek küçüldü. Bir minibüs taraftardan, statlara sığmayan kitlelere ulaşan sarı-kırmızılı takım 1. lig özlemiyle yanıp, tutuşuyor. Ancak hedefine bir türlü varamıyor.
Göztepe'yi o her kulübe nasip olmayan muhteşem taraftarı ayakta tutuyor. Ama taraftarın da sabrı kalmadı artık. Sarı-kırmızılı camia, Göztepe'nin 1. ligde mücadele etmesini istiyor. Ayrıca kendi tesislerine kavuşması gerektiğine inanıyor.
*Roman Horak, Wolfgang Reiter ve Tanıl Bora'nın derlediği "Futbol ve Kültürü"adlı kitaptaki, Yaşar Aksoy'un "Gavur İzmir'de Gol Sesleri" adlı yazısının 345-348. sayfaları arasından alınmıştır..
- Önceki
- Sonraki >>