Oğuz Reşat Sipahi
İlk onbirde geçen sezona göre %70-80 oranında yenilenme olan Göztepe için beş maçta alınan 8 puan bu maçta alınabilecek 3 puan ile birleşseydi, yeni kurulan bir takımın ilk altı haftası için oldukça iyi bir noktaya erişilmiş olunacaktı... Lakin Altınbaş döneminin 1500. gününü de devirirken hala kendi tesislerinde idman yapamamayla süren sakatlıklar serisi dahil devam eden yanlışlıklar bu başarıya engel oldu.
***
Günümüz futbolundaki temel gerçekler beklerin orta yapabilir ve kanatlarından gelecek ortaları kesebilir,, stoperlerin de ortadan ve kanatlardan gelen ortaları engelleyebilir olmalarıysa, bu gerçeklere uyum sağlamakta neden bu kadar başarısız olunduğunun iyice irdelenmesi gerek...
Bankasya Lig'inde aslında tüm dünyada alınan yabancıların takıma üst düzeyde katkı koyması beklenir. İlk altı hafta itibariyle takımın scout ya da Sn. Fevzi Sürücüoğlu'nun deyimiyle sükut ekibi pek başarılı işler yapmış gözükmüyorlar. Özcan Kızıltan geçen senenin en başarılı futbolcusu Tayfun Özkan'ı da bu ligde altı maç üstüste 90 dk oynatsaydı herhalde en az 1 gol (O da...) atardı.
Bismark neden oynatılmıyor? Hazır değilse neden alındı ya da altı haftada da hazırlanamayacaksa ne kadar sürede hazırlanacak?
Aydın Karabulut ise başka bir olgu. Yaratıcılık katsayısı belki de takımdaki en yüksek adam ama sanki laubalilikten (???) ve yaratıcılığı nerede yapacağını tam bilememekten ya da Özcan Hoca'nın yaratıcılığını değerlendirememesinden takıma zarar veriyor. Özcan Kızıltan'ın kendisine sağ kanatta o kadar dakika nasıl tahammül ettiğini anlamak zordu. Sol ayağını çok daha etkili kullanabilen Aydın biraz da sol iç ya da forvet arkasında oynasa daha faydalı olabilir mi diye düşünmeden de edemiyor insan. Son noktada Aydın Karabulut nerede oynarsa oynasın sağ açık ya da iç gibi verimli olamadığı kesin...
***
Atatürk stadı... 1970lerin ortalarında yapılmış 40 yıllık stadyum. Ara ara yapılan bakımlar çatısıının ve tuvaletlerinin akmasını engelleyemiyor. İzmir'in verdiği dört lira verginin ancak 1 lirası İzmir'e yatırım olarak dönerken. İzmir dışında hemen heryere stadyum yapıldı. İzmir'de ise ilk stadyum ironik bir şekilde Buca'ya yapıldı. Şimdi de tüm İzmir 100 yıllık tarihinde futbolda tek bir ulusal kupası olmayan Ksk'ye stadyum kazandırmaya çalışıyor. Tüm bu komediler esnasında Göztepe yönetimi maçlarını emektar Atatürk Stadı'nda oynamaya çalışıyor. Atatürk Stadı seyirci sayısı 15.000 kişinin altında kaldığında seyircinin sahaya etkisinin hiçe yakın olduğu bir yapı. Kapalı tribünün yarısı bile kapalı değil. Bunların hepsinin üstüne bilet fiyatları yazı tura ya da rüyada istiare hesabı ile bir hafta 30, bir hafta 25 diğer haftaysa 20 TL şeklinde "Güncellenince" zaten her maçın açık kanalda yayınlandığı ortamda baskı yapacak sayıya ulaşmak Boluspor maçındaki gibi zor oluyor.
Atatürk Stadı'nda 86 yıllık Göztepe'ye "Göztepespor" demeyi başaracak kadar izansız insanlar anons yapıyor ya da o anonsun başına bir Göztepeliyi oturtacak kadar basiret henüz oluşamamış.
***
Bir soru...Bu maç Alsancak'ta ya da bir maçlığına Bucaspor'un yeni stadyumunda oynansaydı (belki kendi stadımızın olması nedir anlaşılırdı?), aynı sayıda seyirci ile sonuç yine bu olur muydu?
***
Her halükarda neticeye gelirsek "O, bu ve şu..." derken son noktada ne sahada, ne de tribünde senkronizasyon sağlanamadı... Skor yürekte huzur değil kahır oldu.
***
Sonuç olarak iki Ümit Milli oyuncu nedeniyle ertelenen lig çalışma ile geçmiş gözükmüyor. Dilerim önümüzdeki yedi gündeki iki maçta bu kayıp puanlar telafi edilir ve bu ligde alınan her puanın değeri bilinerek, iç saha yenilgisi alışkanlık haline getirilmez... Aksi başta her zaman en zayıf halka olan teknik direktör koltuğunun şu anki sahibi Özcan Kızıltan (Ümidim o ki daha uzun yıllar şampiyonluklarla beraber doldurmaya devam eder lakin kolay değil son 50 yılda Adnan Süvari dışında iki seneyi tamamlayan olmadı...) olmak üzere bu takımı yöneten herkes için sıkıntılı olabilir. Umarım yönetim, teknik ekip, futbolcular ve tribün yani Göztepe kurumu tez zamanda kendilerine gelir.
Herşey sadece Göztepemiz için...