Şampiyonluk ve Süper Lig
Herkese Merhaba!
Göztepemiz Diyarbakır'ın kapasitesinin üstünde oynadığı maçı ilk yarı üstün, ikinci yarı ise şansıyla birlikte -şampiyon olacak takım her zaman şanslı da olmalıdır güçlü olduğu kadar, aksi halde başarıyı getirecek faktörlerden biri yok olur- dirençli oyunu ile almayı başararak Süper Lig kapısından içeri girdi. Şimdiden girdi diyorum çünkü bu kadar da olsa kendimize güvenmezsek büyük başarıları düşünmek hep hayal olur. Eminim ki Belediye ve Elazığ'dan alınacak altı puan bizi lider olarak Süper Lig’e taşıyacaktır.
Maalesef burada ne yazsak hep tersi oluyor. Şu "bol şaraplı
,bol esrarlı" sloganı nasıl engelleriz bilemiyorum. Canlı olarak tüm ülkeye rezil olduk herhalde, hayırlısı olsun. İstanbul basını da iyi bir malzeme buldu. Süper Lig’de bize karşı olası bir olay durumunda bu konuyu dile getireceklerine ve “Zaten onların şöyle bir sloganı var, olayları kimin çıkardığı belli değil mi?” diyeceklerine eminim. Ayrıca maçta atılan siyasal-dini içerikli sloganlar, seneye aramızda iki gömlek fark olacak olan Karşıyaka'ya edilen küfürler vs olmaması gereken olaylardı. KSK'yı muhatap almak, şu noktaya ulaşmış, şampiyon olmuş bir camia'ya ters geliyor bana kalırsa. Muhatabımız bizden epey bir mesafe önde olan İstanbul takımları olmalı ki bir itici güç olarak kullanmalıyız bu muhataplığı. Diyarbakırspor'u PKK ile özdeşleştirme sığlığı yerine,“Diyarbakır Diyarbakır Baksana / Şampiyonluk Şampiyonluk Al Sana” şeklindeki, görsel bir şova dönüşen ve istisnasız tüm stadın katıldığı tezahüratlar hem daha moral bozucu olabilir hem de “hetorejen” bir kimliği olan Göztepe tribünlerini daha iyi ifade eder diye düşünüyorum.
Süper Lig'in ilk birkaç haftası bana göre tarihsel bir fırsat.
Büyük takımlar büyük patlamalar yaşarlar. Bir önceki sezonki acı tecrübelerin ışığı altında öncelikle hocamız Sayın Ümit Kayıhan ile beş yıllık bir mukavele yapılmalı ve kendisine transferde ve diğer konularda sınırsız yetki verilmeli. Mevcut kadro korunup yerinde yerli ve yabancılarla takviye yapılmalı, yedek kulübesi de olabildiğince zengin tutulmalı, kenarda alternatif oyuncular olmalı. Ama bana sorarsanız yapılabileceklerin en ve en önemlisi şu anda kurulan arkadaşlık ve dayanışma ortamının sürdürülmesidir. Profesyonelliğin yanı sıra böyle bir dayanışma geleneği yaratılmalıdır.
Kalıcı olma yolunda bir diğer faktör de maçların Alsancak'ta
oynanmasıdır. Önceki sene Atatürk'te oynama inadı belki tek başına başarısızlığın nedeni değildi (Alsancak'taki Bursa ve Erzurum maçlarını hatırlayın) ama epeyce önemli bir engeldi lige iyi bir başlangıç için.
Ayrıca Göztepe'nin haklarını korumak için amacıyla iyi
bir lobileşme olmalı, ülkede belli yerlere gelmiş olan Göztepeliler örgütlenmeli, Göztepelist'i takip etmeleri sağlanmalıdır. Göztepe zor duruma düşmeden dişlerini göstermeli, başkalarının üzerinde oyun oynayamayacağı şekilde hazırlıklı olmalıdır. Bir Rize'nin zorla çıkıp (Burada da ekstra play-offtaki Aydın maçını hatırlayın lütfen,
) ilk ona oynadığı bir ortamda bırakın asansör takım olmayı ilk sekize oynamalıdır başlangıç için. Bu hedefe giderken başkanımız Hamdi Türkmen'e, Hocamız Ümit Kayıhan'a, futbolcularımıza, taraftarımıza kolay gelsin diyor ve ekliyorum: ŞAMPİYONLUK KUTLU OLSUN!