Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Göztepe, çağa ayak uydurmada çektiği güçlük, Göztepe’ye bir şeyler verenlerin az, Göztepe’den alanların, dahili ve harici bedbahtlarının, gaflet-delalet ve hiyanet içindekilerinin azımsanamayacak sayıda çok olması ayrıca gerek bu şehirdeki, gerekse ülke çapındaki dostlarının kahpelikleri nedeniyle 2. Lig A Kategorisinden düşeli yedi, amatör kümeye düşeli dört sezon oldu.
***
2003-04 sezonunun son maçı tüm Göztepelilerin kalbinde büyük bir yara açmış, “Bu da olmuş” Göztepe ilk kez üçüncü lige düşmüştü. Ardından geçen sürede transferin önü ne camia, ne de Altay ve Ksk'yi desteklemekle meşgul yerel yönetimlerce açılamamış, üç sene sonra daha da kötüsü olmuş tekrar “Bu da oldu” denerek, Göztepe amatör kümeye düşürülmüştü. O Aliağa maçının sonunda tüm dünyada çoluk çocuk ergen yaşlı yüzbinlerce kişi kanlı-gözyaşlarıyla takımı amatöre göndermişti.
***
Amatör kümeye düşülen sezonun başında yapılan 2 Eylül İsyan Yürüyüşü ve 14 Haziran 2007-Göztepe’nin kuruluş yıldönümü kutlamaları ise Ağustos’ta olacakların ve bugünlerin habercisiydi. O 2 Eylül’de isyan eden binlerce kişi ve 14 Haziran’da sanki şampiyon olmuşçasına bir araya gelen Göztepeliler asla pes etmediler. TMSF’nin dört sene gecikmeyle de olsa takımın yarışmacı haklarını ihaleye çıkarmasıyla (ki bunda emeği olan herkese tekrar teşekkürler.) aralarında sermaye toplayıp ihaleye girdiler... Lakin olmadı… 110.000 TL muhammen bedelli açık arttırmayı 1.200.000 TL'ye Altınbaş Holding kazandı. Göztepe kendi sermayesiyle olmasa da sermayeyi çekerek tekrar canlandı.
***
Bunun ardından takım önce üçüncü lige ardından, 2. lig B kategorisine çıktı. Geçen sene yapılan sistematik hatalar başarısızlığı getirdi. Lakin bu sene doğrular yanlışlardan çok olunca Göztepe Cumartesi günü iç sahadaki son maçı olan Çankırı karşılaşmasını kazanırsa şampiyonluk turu atabilme şansını yakaladı.
***
İzmir futbolunun, Baki Karakoç’un deyimiyle “İstanbul’un kuşuna, kedisine kanmayan”, öldükçe çoğalan gerçek sahiplerinin, yedi senedir akan kederli gözyaşlarının, sevinç gözyaşlarıyla yer değiştirmesine 90 dk kaldı. Uğur Çiftçi’nin deyimiyle “Sadakati şerefi” olan Göztepeliler daha şampiyon değil. Ama bu işi buraya getiren yönetim, teknik heyet ve futbolcuların bu doksan dakikanın ardından kupayı kaldıracağına inanıyor herkes.
***
Cefakeş Göztepe taraftarının söylediği gibi boşuna çekilmedi bunca acılar…Dilerim yedi senelik hasret, herşeye ve herkese rağmen bıkmayan-usanmayan-vazgeçmeyen onbinlerce Göztepelinin katılımı ile son bulacak Cumartesi günü saat 17:30 sularında… O günlere inanarak ,bugünleri yaratan, öldükçe çoğalan tüm Göztepelilere haıyırlı olsun. 






Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Göztepe kurumsallaşma sürecini tamamlayamaması, geleceğin yeterince düşünülmemesi, varolan yönetimsel grupların beceri eksikliklerine ek olarak sürekli tepişmeleri ve buna bağlı olarak bugünün parasıyla 0.6-1 milyon tl civarında transfer parasının ödenememesinden dolayı yaklaşık 3.5 sezon transfer yapamadı.
***
Bu sürecin sonunda takım amatöre düştü… Göztepe’nin yarışmacı haklarını Süperlig’de iken açık artırmaya çıkartmayıp, bu işi amatördeyken yapan TMSF Göztepe’ye tarif edilemez manevi, devlete ise aynı miktarda maddi zarar verirken, açık artırmanın sonunda Altınbaş dönemi başladı…
***
Altınbaş döneminin ilk senesinde zamanında yapılmayan transferler nedeniyle takım Ayazağa hayal kırıklığını yaşadı ve üçüncü lige maddi güçle çıkmak zorunda kaldı. Üçüncü ligin ilk yarısında da aynı hatalar tekrarlandı ve yükselme grubuna mucizelerle kalındı. Yükselme grubunda ara transfer için Altınbaş döneminde ilk kez o lig için oldukça üst düzey transfer yapıldı… Ne oldu? Takım bu sefer bilek gücüyle bir üst lige çıkmayı başardı. Bir üst ligde 2b’deki ilk senede aynı hata üçüncü kez tekrarlandı ve yeterli transferler yine zamanında yapılmayarak o bütçeyle play-offa bile kalamama “üstün başarısı” elde edildi.
***
Bu sene başında bu sefer -defans dışında- oldukça iyi bir kadro kuruldu. Ama kadro birbirine alışıncaya kadar zaman geçti… Sonuçta bu kadroya rağmen liderlik, defansın garip hatalarının da katkılarıyla ancak son maçta gelebildi. Devre arasında hemen her maçta gol yeme başarısını tekrarlayan defansa ne yazık ki fazla katkıda bulunulmazken ligin en çok gol atan takımında forvet dahil dahil diğer mevkilere takviye eksik bırakılmadı.
***
Devre bitti… İlk maç Göztepe için alışılmışın tersine Çorum galibiyetiyle sonlandı. İlk devre dört maçta (İskenderun, Beypazarı şeker, Bugsaş, Bozüyük) attığı golü koruyamayan, Körfez maçındaysa 1-0’dan 1-1’i yakalayıp ama son dakikalarda komik bir golle 2-1 mağlup duruma düşen ve bu şekilde yaklaşık 9 puan kaybeden ama Ali Gültiken ve Özcan Kızıltan’a göre takviyeye gerek olmayan Göztepe’nin defansı, ikinci devrenin ikinci haftasında rakiplerin 5-8 gol attığı Gebze’den de gol yemeyi başararak 1-1 berabere kaldı 
***
Göztepe kendi tarihinden ders almayı defalarca beceremeyince, harcanan bunca paranın “yeterli transferin zamanında yapılmaması” amacıyla kullanılması nedeniyle tam iki sezonu kaybetti.
***
Bu kadar para ve emeğin sonunda defansa yapılmayan bir-iki takviye nedeniyle başarısızlık tekrarlanırsa ne olur? Başta harcanan paralara, o paraların kaynağı Göztepe kurumu ve Başkan İmam Altınbaş’ın emeklerine, Ali Gültiken ve Özcan Kızıltan’a, takımın akıttığı terlere, bu takımın bir üst lige çıkması için adaklar adamış, tüm benliğiyle o günü bekleyen  taraftara ve kaybolan 365 güne ciddi yazık olur.
***
Bu defans bu ligde grup birincisi olarak direkt çıkmak ya da play-offlar için yeterli midir? İlk devre verileri ve Gebzespor maçı rahat bir “Evet” dedirtememektedir. Buna karşı karar Göztepe’yi yönetenlerindir. Umarım ve dilerim ki kararlarının sonu gözyaşı ve hayalkırıklığı olmaz…


Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

Futbol kulüpleri taraftarıyla varolan kurumlardır...Taraftar kulüplerin evrim sürecinde doğal seleksiyona uğrayıp, uğramama açısından önemli bir değişkendir…
***
Taraftarı uyanık, sevgisini diri tutmak ve sayısını çoğaltmak açısından iletişim ve propaganda önemlidir…Bu açıdan geçenlerde Alsancak’taki mağazada yapılan toplantı önemli bir eylemdi…Okullarla benzer organizasyonlar dahil olmak üzere devam etmelidir…Ayrıca Göztepe özellikle taraftarıyla interneti ülke çapında iyi kullanan kulüpler arasında…Ama internet hala halkın üçte ikisine yakınında yok…
***
Spor kulüpleri medyada reklamı düzenli olarak yapılmasına rağmen bunun için para ödemek zorunda olmayan ender kurumlardan...Bu bağlamda gazeteler ve televizyonlar iletişim için hala çok ama çok önemli mecralar.
***
Tecrübeler gösteriyor ki boyalı İstanbul basınında 2.lig B kategorisindeyken yer almak holiganizm içeren olaylar dışında pek de mümkün değil… Yani yerel basın daha ön planda…
***
Trilyonlarca borç ve sonucunda amatör küme ile sonuçlanan Bilgin döneminin en önemli artısı Göztepe için yapılan sürekli ve yüksek doz propagandaydı. Çağatay Çağlar ve Sinan Genç’in ellerinden çıkan etkileyici sayfalar hala hafızalarda yerini koruyor…
***
Ama o günlerden beri çok zaman geçti…İzmir yerel basının önce geliştiği ve hala en gelişmiş olduğu yerlerden biri…Bununla birlikte devlete 17 lira vergi verip 1 lira yatırım alan İzmir uzun bir kuruma sürecinde ve buna devam ediyor…Kuruyan İzmir’in zayıflayan gazeteleri de artık fazla muhabir çalıştır(a)mıyor…
***
Göztepe açısından bakarsanız, iyi işlediği dönemlerde Resmi İnternet Sitesi en önemli haber kaynaklarıydı…Ama o bile yetersizdi ve Ünver Ergün’ün gidişinden sonra orası da sıkıntılı hale geldi…Son dönemde kulüp Altınordu ile oynanan hazırlık maçını sitesinden duyuramadı…
***
Yönetim unutmamalı ki taraftar sayısının bekaası ve gelişimi için medya çok önemli…Şampiyonluk yolunda ilerlendikçe propaganda ihtiyacı daha da artacaktır.
Yine unutulmamalı ki en azından yerel gazeteler Göztepe için haber yapma ihtiyacı içindedir. Haberi siz vermezseniz, haber sizin dışınızda oluşturulmaya başlanacaktır…
***
Sonuçta iletişim çağımızın olmazsa olmazlarındandır. Göztepe yönetimi ne yazık ki iletişim ve yaptıklarını duyurabilme açısından pek de başarılı değildir. İletişim fakiri Göztepe’nin iyiliği için bu açık en kısa sürede kapatılmalı, Başkan İmam Altınbaş ve İzmir’deki üst düzey Göztepe yöneticileri/iletişim görevlileri basın ile daha çok ve etkili temas kurmalıdır...


Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk

2010-11 sezonunda da Göztepe, %46'lık azınlığın, az gelişmiş ülkelere has seçim sisteminin verdiği çoğunluk parmak sayısının gücüyle kurmuş olduğu yumurtalı coplu ileri demokrasinin sahiplerinin atadığı Futbol Yöneticilerinden çok  çekti...
***
Maçları Cumartesi, Pazartesi yetmedi Çarşamba oynatıldı...
Pazartesi'nin birinde gece maçına izin verildi...Çarşambaları verilmedi.
Abuk sabuk hakem hatalarıyla puanları çalındı...
***
Bunlara rağmen 16. hafta itibariyle grupta birinci sıradaki Bandırma'nın yalnızca bir puan gerisinde ikinci sırada bulunan
Göztepe bu  haftasonu Pazar günü şanlı tarihindeki iki önemli şampiyonlukta katkısı bulunan Bandırmaspor ile (1980-81 ve iki sezon önceki üçüncü lig şampiyonluğunda playoffa kalış) oynayacak...
***
Göztepe de Bandırma da galibiyet istiyor. Göztepe ev sahibi... Her ev sahibi takım gibi kendi evinde oynamanın avantajını yaşamak ve TFF programında Alsancak Stadı'nda gözüken maçı hakkı olan Alsancak Stadı'nda oynamak istiyordu...
***
Lakin istemek yetmedi...
Araya bu sefer atanmış TFF yöneticileri değil,  İl Güvenlik Kurulu girdi...
Anlı şanlı İzmir'in İl Güvenlik Kurulu 700 kişinin güvenliğini sağlamakta zorlanacakları nedeniyle maçın Atatürk Stadı'nda oynanması tavsiyesinde bulundu.. Göztepe kulübü bu kararı imzalamasa da TFF görevi tamamladı...İşlem tamamlandı... Maç Atatürk Stadı'nda oynanacak...
***
Bu noktada İzmir'i yönetmeye çalışsa da başarılı olduklarını söylemenin zor olduğu seçilmiş ve atanmışların "Neden İzmir futbolda başarılı olamıyor? Neden Süperlig'de tek takımı var? vs" gibi abuk soruları artık sormaması ya da aynada sorması lazım...
***
Bu sene İzmir'de bir üst lige çıkma olasılığı en yüksek olan takım Göztepe... Bu Göztepe'ye İzmirli TFF Başkanı'nın yönettiği kurumun yaptıkları yetmedi... İl Güvenlik Kurulu da görevini yaptı...
***
Hastaneler olmasaydı Sağlık Bakanlığı'nı yönetmek, okullar olmasaydı Milli Eğitim Bakanlığı'nı yönetmek kolay olurdu... Futbol taraftarı olmasaydı stadyumlardaki emniyeti sağlamak da oldukça basitleşirdi...
***
Bugün 700 kişilik grubun emniyetini sağlamak konusunda yeterli olamayacaklarını itiraf edenler, yapılan her türlü mide bulandırıcı engellemeye rağmen Göztepe iki sene sonra Süperlig'e çıkmayı başarırsa, olası üçlü oligarşi maçlarında ne yapacak? Maçlar seyircisiz mi oynanacak? Yoksa İstanbul Olimpiyat Stadı'nda mı oynanacak?
***
Böyle saçmalık, böyle yetenek fakirliği, basiret eksikliği olur mu? 700 kişinin güvenliğini sağlayamayacağınıı itiraf eden İl Güvenlik Kurulu'nun saygıdeğer üyeleri, o karara imza atanlar vakit geçirmeden hemen istifa etmeli o koltukları boşaltmalıdırlar... İşte o zaman İzmir sporuna yapacakları en büyük iyiliği yapmış olurlar...

Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk
Demokrasi ve hukuk anlayışının bu kavramları kendine göre, kendi amaçları doğrultusunda işine geldiği gibi istismar etmekten ibaret olduğu, güç dengesizliğinin, orantısız güç kullanımının ulusal kültür olarak benimsendiği, üç kişinin ülkenin milletvekillerini seçtiği, halkın da hangi üç kişinin kaç tane milletvekili seçeceğine karar verdiği, verirken de en az %20’sinin tercihlerinin bizim usul demokratik %10 barajına takıldığı ülkemizde küfür hayatın değişmez kavramlarından biri....

Mecliste herkesin birbirine sövdüğü bir ülkede taraftarlar sövmüş çok da beklenmedik değil…Lakin mecliste saha kapatma cezası yok…

Neden küfür ediliyor? Sosyolojik pek çok sebebi var… Bu yazı biyolojik, psikolojik neden sonuç ilişkileri üzerine…

Bir süre önce olayın biyolojik süreci ile ilgili bir bilimsel çalışmayı sizlerle paylaşmıştım. Tekrarlamak gerekirse 2009-Ocak ayında Psychiatry Research-Neuroimaging isimli dergide John Mclean ve arkadaşları tarafından “Localisation of regions of intense pleasure response evoked by soccer goals” (Türkçe’ye "Futbolda atılan goller sonucunda beyinde oluşan zevk yanıtının yerleşimi" olarak çevirilebilir.) başlıklı bir bilimsel araştırma yayınlanmıştı. Araştırma kombine bilet sahibi dokuz adet erkek Glasgow Rangers taraftarı üzerinde yapılmış ve takımları gol attığında beyinlerinin hangi bölgelerinin aktive olduğu sorusuna yanıt bulmaya çalışılmıştı. Sonuçlar değerlendirildiğinde Glasgow Rangers gol attığında taraftarların beyninin “anterior cingulate cortex” bölgesinde aktivasyon olduğu saptanmıştı. Yazının tartışmasında bu bölgenin kadın-erkek arasındaki cinsel ilişki sırasında da aktive olduğu belirtiliyordu. Zaten çalışma yabancı basına ve bizim basınımıza “Gol=orgazm erkeklerin seks yerine futbolu seçmesinin nedeni anlaşıldı.“şeklinde yansımıştı.

Ben gol yediğinde böyle hissedenlerin tersi olduğunda da zorla sekse zorlanmış gibi hissedebileceği teorisini öne sürmüştüm. Hipotez henüz araştırılmamış olsa da başka bir çalışma önemli bir nöropsikolojik bulguyu ortaya koydu. Richard Stephens ve arkadaşlarının 2009’da Neuroreport adlı dergide yayınladıkları, ayrıca hem güldüren, hem de düşündüren çalışmalara verilen Ignobel ödülünü alan çalışmada küfür etmenin acıyı azalttığını gösteren “Swaring, a response to pain-Küfür ağrı hissine bir tepki” başlıklı çalışması kanımca stadyumlardaki küfür meselesini açıklamakta önemli bir makale. Çalışma küfür eden grubun etmeyen gruba göre soğuk ve buzlu su içeren suda elini tutma açısından ağrıya daha dayanıklı olduğunu göstermiş. Buna bağlı olarak küfür etmenin acıya/ağrıya dayanıklılığı arttırdığını gösteriyor.

Bu iki çalışma önemli maçlarda kaçan goller (yani seksüel zirve fırsatları) ve yenilen goller (olası sekse zorlanma, erkekler için fiili livata hissi) karşısında sıkça görülen küfür tepkisinin acıyı azaltmada bir etken olduğu teorisini destekliyor. Gol attığında anal seks yapmış gibi hissedenler, gol yediğinde tersini hissediyorsa kendilerine uygulanan şiddeti muhtemelen başkalarına (rakibe, başka rakibe, yöneticiye, futbolcuya) küfür ederek hafifletmiş oluyorlar...

Stadyumlarda küfür edenleri engellemeye çalışan bir grup varlığını devam ettirdiğine göre insanoğlunun üstbenliği ya da vicdanı ya da ceza korkusu bu tepkileri bir yere kadar önleyebiliyor. Lakin etki %100 değil. Bu kişiler artarsa küfür azalır mı? Küfür dürtüsünü bastırabilenlerin sayısı nasıl arttırılır? Yukarıdaki bilgiler dahilinde küfür tamamen sıfırlanabilir mi? İlk şart küfürü edenlerin ve terör estirenlerin bir rahatsızlık hissi içinde olup durumu düzeltme çabası içine girmeleri olmalı... Sonra da psikologlar ve sosyologların da içinde bulunduğu, ilgili tüm branşların da içinde bulunduğu multidisipliner bir müdahale programı düzenlenmesi... Olur mu bilmiyorum…Ama denemeden bilemeyiz…

 

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter