
Süleyman Yengil
26 Aralık 2015.
Kasımpaşa-Trabzonspor maçı.
Maç 1-1 sonuçlanıyor sonuçlanmasına ancak, maçın önüne geçen bir faktör var.
Hakem!
Verilen ve verilmeyen kararlar nedeniyle çok sert eleştirilere maruz kalan maçın hakemini, MHK cezalandırıyor.
Süper Lig'in ikinci yarısının ilk haftasında görev vermek yerine Edirne Süper Amatör Lig maçına atıyor(!)
İlgili hakemin bu cezadan dolayı maçı yönettiği tarih ise; 16/01/2016.
Yani dün oynadığımız maçtan sadece 8 gün önce.
Şimdi şöyle bir bakalım;
Spor Toto Süper Lig
PTT 1.Lig
Spor Toto 2.Lig
Spor Toto 3.Lig
Amatör Lig.
Düşünün ne kadar rezil bir maç yönetmiş ki; tepeden en dibi çakmışlar sevgili hakemi(!)
Evet, daha 8 gün önce Uzunköprüspor-18 Kasımspor maçını yönetmekle cezalandırılan bu hakemin adı Özgür Yanyaka!
Ve ne hikmetse cezalandırılan bu hakem, 8 gün içinde bütün hakemlik vasıflarını tekrar kazanıyor olmalı ki bizim maçımıza atanı veriyor(!)
Sonrası zaten maçımızı izleyen herkesin malumu…
Yerde yatan oyunculara tanınan müsamaha,
Oyuncularımızın maçtaki ilk faullerine bile tereddütsüz çıkan sarı kartlar,
Maçın duran dakikalarını hiçe sayıp, ezbere verilen uzatma dakikaları,
Verilmeyen gol vs…
Diyeceksiniz ki;
Kardeşim o kadar pozisyon var, atsaydık birini bugün farklı şeyler konuşuyor olurduk falan.
İşte zaten yanlışlık da burada!
Sezon başından beri hiç saydınız mı bilmiyorum (Biz Göztepelist olarak saydık) kazandığımız ya da kazanamadığımız tam 8 maçta aleyhimize ve skoru net olarak etkileyebilecek hakem hatası mevcut.
Ama maalesef galibiyet aldıkça unutuyoruz üzerimize oynanan oyunları.
Ya da kadro tercihleri vb konularla odak noktamızı değiştirip, eleştiri oklarımızı farklı bir yöne doğrultuyoruz.
Aslında ağaca bakıyor ama ormanı maalesef göremiyoruz.
Farkında mısınız; Kazanırken bile aslında birilerine ve bir şeylere rağmen kazanıyoruz.
Üzerine düşünelim mesela;
Metin Diyadin’i en çok eleştirenlerden birisi ben olmama rağmen, dün bazı oyunculara neden dakikalarca tahammül ettiğini ve/veya oyuncu değişikliklerini, ya da başka başka tercihlerini savunmak istersem bir yollu savunabilirim.
Şöyle düşündü herhalde, böyle düşündü herhalde diyebilir, bir kılıfa uydurabilirim.
Hadi siz de bana MHK’nın bu atamasının mantıklı bir yönünü bulup savunun.
’Herhalde MHK şöyle düşündü’ diyin.
Bir hafta önce amatöre sürdüğü bir hakemi, şu sebeple haftanın en kritik maçına vermesini sebebi 'bu' diyin...
Diyebilir miyiz?
Oyuncu gol kaçırdı,
Tamam…
Metin hoca yanlış kadro sürdü,
Tamam…
Peki de kardeşim hırsızın hiç mi suçu yok?
Geçmişten bizim maçlarımızda sabıkası olan birisinin -hele ki form durumu dip yapmışken- bu maça atanmasını, bana kimse mantık çerçevesinde izah edemez!
En büyük yanılgımız da, olsun böyle oynayalım da biz zaten kazanırız, elbet çıkarız diye düşünmek.
Hayır kardeşim çıkamayız.
Dün alabildik mi maçı?
Alamadık.
Kötü müydük?
Hayır
Belki haftaya daha da iyi oynayacağız ama dünkünden daha berbat bir hakem çıkacak karşımıza...
O zaman ne olacak?
Artık yönetim olarak, taraftar olarak, camia olarak 'bize tokat atana diğer yanağımızı uzatma değil, onun attığından daha okkalı bir tokat atma zamanıdır'
Kenetlenip, maçlarda defansımız barikat diye bağırmak yerine hakemin aleyhimize verdiği her kararda ortalığı inletip hakeme arkasına kaçacak barikat aratmak zamanıdır.
Bu camianın da bu gücü vardır!
Denemek isteyenlere;
HODRİ MEYDAN!
Not:
Dün büyük bir fedakarlık gösterip acısını armasının altına gömen sevgili kardeşimiz Gökhan Değirmenci; bir kez daha başın sağ olsun.
Güzel anneciğinin mekanı cennet olsun.
