5 dakikada değişen işler
Arka arkaya alınan (nispeten kolay) iki iç saha galibiyetinden sonra, dost meclisinde yaptığımız konuşmalarda bazılarımız acaba aradığımız hocayı bulduk mu derken bazılarımız da en iyi göstergenin gireceğimiz bu zorlu fikstür ve alınacak sonuçlar olacağını söylüyordu.
Bana sorsanız mevcut kadro yapımıza paralel, yukarılardan kopmamak adına Gençlerbirliği (D), Eyüpspor ve Bodrumspor (D) için üç beraberliğe razıydım.
Biraz beklediğim ve tahmin ettiğim bir ilk yarının ardından düşüncem; en aksayan iki yönün iki bekimiz olduğu, Kayode ve Amilton gibi bu ligin bela forvetlerine karşı aksayan Ogün ve İsmail'in değiştirilmezse başımıza Ankara soğuğunda güzel birer çorap örecekleri yönündeydi.
Ben demiştim cümlesinin hayata geçmesinden en nefret ettiğim alan olan Göztepe maçında gene tarih tekerrür etti.
Şom ağzımla birleşen tahminim hayata geçti ve malum pozisyonda Ogün'ün kaçırdığı oyuncusu penaltı noktasını göstertti.
Var ekibi de bizim gibi donup kalmış olacak ki alttan üstten sağdan soldan bakıp pek anlayamadığımız pozisyonu gel hocam bir de sen izle deme zahmetinde bulunmadı.
Bu ligin en önemli kriteri olan atanın ve tutanın iyi olacak felsefesinin tek temsilcisi Lis neyse ki tekrar sahneye çıktı da kopmak üzere olan maçı bize tekrar döndürdü.
Hemen sonrasında kalbimizi kırmak niyetinde olan Kayode vazgeçip Taha'nın ayağını kırmaya yeltenip ikinci sarıdan atılınca işler beş dakikada değişiverdi.
Kötü dediğimiz (en azından benim dediğim) iki bek iki asistle, son derece gizli golcümüz Traore de maçı iki golle tamamlayınca gözler erken final Eyüp maçına çevrilmiş oldu.
Devre arasının yine ve yeniden çok önemli olduğuna belirtmeye herhalde gerek yoktur.
Hoca şimdilik fena gitmiyor ama yapılacak takviyelerin sonuca etki edeceği de aşikar.
Tabii etkisiz kalınması durumunda gelecek tepkilerin de...
Süleyman YENGİL