Kardelenler...
Hayata yüz göstermek, güneşe güiümsemek ister kardelen... Kardır kıştır...' içinde tanrının verdiği can ve yaşam mücadelesi, üzerinde tannnın verdiği beş kanş kar... Ama mücadelecidir. Kavga eder yaşamla... Kardelen derler Anadolu'da... Kardelen... Mücadele, yaşam, hırsa ayakta kalma mücadelesinin adıdır benim için...
Alsancak'ta kardelen çiçeklerinin mücadelesi vardı. "Canım İzmir'im "in iki onurlu takımı Alünordu ve Göztepe'nin bu göz yaşartan randevusunda. Biraz geçmişi kurcalarsan iki eski sevgilinin yıllar sonra buluşması, başlanna gelenleri birbirine kardeş misali anlatmalan gibi...
İki takımın başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi yıllardır. Ve tarihlerinde ilk kez 3.Ug adı altında karşılaştılar. Altınordu'yu dün daha bir organize takım gibi izlememe karşın, Göztepe temkinli, savunmacı gibi durdu. Hatta biraz da eski dostunu uyuttu gibi geldi bana... İlk devre oyunu kendi sahasında kabul etti. Altınordu, bilinen futbol yöntemleriyle pas yapmaya, oyunu kanatlara taşımaya, ortalarla gol bulmaya çalışü. Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor işte...
Genç Başkan Fırat Yiğit'e sarılmış Göztepe'de camia... O bile bir heyecan yenilemesi yaratmış. Kentkartla, idman yapacak saha bulurlarsa, idmana gidebilen gençler bir kardelen fidanı gibi mücadele ettiler. Özellikle sol bek Süleyman maça damgasını vurdu. Velhasıl, bana göre iki sevgilinin yıllar sonraki buluşmasıydı Alsancak'ta yaşanan, iki büyük camianın kendi içindeki dertlere rağmen solmayan bitmeyen heyecanlannı dizdim ipe... Bu iki büyük, çok büyük kulübün bugünlerini de görmek varmış. Olsun Alünordu'm, olsun Göztepe'm... Hiçbir iniş, çıkışsız değildir; Yeter ki, yolu doğru çiz. Dünkü mücadelede her İki takım içinde ışıklar yanmıştır. Şimdi camialar bu evlatlarına destek vermelidir.... Eller elli elli, yüz yüz cebe girmelidir... Bizim çocuklarımız bizim ta-kımlanmız için... Sahip çıkın takımlarınıza...
Sevin kardelenlerinizi
ERHAN HARTAÇ
iyiye gidiş.
Uzun süredir Göztepe tribünlerini böyle maça konsantre görmemiştim. Karşılaşmanın sonuna kadar destek verdiler futbolcularına. Tabii ki, bunda en büyük faktör, istifa ettiği söylenen ama henüz belgesinin kulübe ulaşmadığını bildiğimiz iskender Tuğsuz'un şeref tribününde bu kez olmamasıydı. Başkanlığa yeni seçildiği söylenen "genç yüz" Fırat Yiğit, şeref tribününde sakince otururken, takımın, ilk maçında kendisine hediye ettiği galibiyeti izliyordu.
San kırmızılılar, diğer maçlara oranla hayli istekli ve canlı bir görüntü verdiler. Savunmanın solunda oynayan Süleyman kaliteli bir futbolcu olduğunu gösterirken, Anü ve Aydın Kuzu da orta sahadan iyi destek bulurlarsa fırtına gibi esebileceğini ortaya koydu. Göztepe savunması kalabalık olduğu dakikalarda açık verirken, rakip fazla adamla hücuma kalktığında daha başanh göründü. San kırmızılılar, golü atıp geri çekildikçe gol yediler. Altnordu, rakip savunmadaki anlaşmazlıklardan çok iyi yararlandı. Dostça geçen, dengede giden İzmir derbisinin, skor olarak da dengeli gideceği tahmin edilirken Sait'in oyundan atılması, Altınordu'nun oyun gücünü düşürdü. Göztepe'nin hızlı ayaklan Anıl ve Aydın bu dakikalarda takımlannın Öne geçmesini de sağladılar.
Altınordu, derli toplu bir takım görüntüsü veriyor. Ama çok kolay gol yiyorlar. Fazla adamla saldırmayan Göztepe karşısında bile zor durumda kalan bu defans, daha çevik takımlara karşı koyamaz gibi geliyor.
Göztepe Teknik Direktörü Altan Çetindağ'ın takımın başında uzun süre kalacağına dair inancım yoktu. Saha dışı olumsuzluklara rağmen, takımın bu kadar enerjik görünmesi Çetindağ'ın iyi bir antrenör olduğuna dair düşüncelerimi güçlendiriyor, inatla çalışıp, yokluklar karşısında yılmadan, ağzından en küçük bir şikayet çıkmadan takımı bu seviye getirmesi nedeniyle desteğim arkasında.
Altan hocama küçük bir uyan. Kaleci Serhat'ı izledin mi hocam. Aman dikkat..,