SİNAN GENÇ'E NOTLAR...
ŞEVKET ÖZÇELİK
Günün tarihi 17 Aralık değil de, sanki 17 Nisan. Hava şurup... Yalancı bahara aldanan çimlerin hoş rayihaları, boş tribünlere kadar ulaşıyor.
Ve sessiz maçın bir bülbülü var: Bozüyük Kalecisi Neşet... Konuşmak kalecinin görevidir evet, ama Neşet dozu öylesine kaçırıyor ki, arkadaşlarını bile "Yeter artık be, kafa ütüleme!" diye isyan ettiriyor.
Yalnız yüzlerce defa tekrarladığı, "İlk top, ilk top!", "Çık, çık!", "Sakiiin, sakiiin!" uyarıları ve tehlikelerde cıyak cıyak bağırışıyla, Göztepelileri'in önüne adeta psikolojik bir duvar örüyor. Bozüyük'ün; ilki aldatmacalı frikik, ikincisi gelişe vuruşla kazandığı iki enfes gole bir türlü yanıt verilemiyor.
Sinan Genç'in bana "abi, izle bakalım nasıl bulacaksın" diye not ettirdiği Emre'yle Murat'ı, Ahmet Kılıç 46. dakikada oyuna alınca işin şekli değişiyor. Pozisyon zenginliği doğuyor... Haa bir de; Bozüyük'ün ilk golünde "Ahhh!" sesine senkronize faul çalan hakem Ali Yusuf Türk, Göz-Göz'ün bir penaltısını kaçırıyor.
Sonunda, dünkü 90 dakikanın en değerli Göztepelisi Zafer, topu yanında eve götürerek gol yaratıp maçı 2-2'ye manke ediyor. Ama Bozüyük 3'ü bulunca takım yatıyor... Abartılı bir skor oluşuyor.
Sevgili Sinan! Birkaç takviye, takımını, uzak ara lider Bozüyük kadar güçlü kılabilir. Yalnız söyle Ahmet Hoca'ya; o feci yan top yanlışını bir an önce düzeltsin. Seninkiler 90 dakikada rakibe gol pozisyonu sunan en az 6-7 yan pas hatası yaptı. Bu kadarı çok fazla.