Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin

Göztepelist maillist ve facebook sayfasından gelen sorularla da zenginleştirdiğimiz röportajı Göztepelist adına Oğuz Reşat Sipahi ve Simge Yılmaz gerçekleştirdi. Tüm taraftarlarımıza ve Hüseyin Altınbaş'a teşekkür ederiz.

Bu haberin ulusal ve yerel basında kullanımında www.goztepelist.org yazılması ve link verilmesi şartı bulunmaktadır.

Göztepelist: Hüseyin Altınbaş kimdir? Bize kendinizden yöneticilik geçmişinizden bahseder misiniz?

Hüseyin Altınbaş: Ben 1967 doğumluyum. İlkokul ikiye kadar Gaziantep’te okudum. Biz dokuz kardeşiz üç kız, altı erkek. Ben sekizinci çocuğum. Kızkardeşlerimin pek işle alakaları yok. Erkek kardeşlerimin hepsi işlerin içinde… Bana dönersek, ilkokuldan sonra köyde okudum. Liseye Ticaret Lisesi’nde Gaziantep’te okudum. ABD’de üç-dört yıl dil eğitimi almakla birlikte üniversiteye devam etmedim.

Antep’te liseyi bitirdikten sonra Adana’ya geldim. Adana-Mersin-İskenderun üçgeninde sekiz yıl her türlü hırdavat ithalat ihracatı yaptım. Bütün ülkeyi gezdim. İzmir’de Kızlarağası hanında-Kemeraltı’nda müşterilerim vardı. Tırnak makası, asma kilit vs ülkenin en büyük hırdavat ithalatçısı bizdik. (Bu arada karışan bir telefonun ardından Başkan kulüpten gidenler içinde bir tek Şamil Ünal ve Ali Kuçik’in ağladığını belirtti.).

Sonra iki-üç sene İstanbul’da kalıp, döviz büfesi işlettim. Kıbrıs’a geçtim. Kıbrıs’da mağazalara baktım. Üç sene kuyum sektöründe parakendecilik yaptım. Sonra Yönetim Kurulumuz fabrika açma kararı verdi. İstanbul'a geldim. Üretim Fabrikasında görev aldım. İstanbul’da kuyum imalatına başladık. İmalat yapıyorduk ama satacak yer yoktu.  Pazar araştırmaları sonucu "ABD pazarına açılalım” kararı aldık.

ABD’ye fuara gittik. ABD değişik, çok geniş bir pazar. Döndüm, ABD’den modellerle esinlenip, yurtdışına açılma kararı aldık. Türkiye’de aynı modelden 2 kg üzerinde satma imkanı yokken, orada tüm Amerika kıtasına 200 kg satabiliyorduk. Türkiye’nin tüm açıkgözleri nasıl İstanbul’a toplanmışsa, dünyanın açıkgözleri de ABD’ye toplanmış. Çok garip bir ticaret şekli vardı. Orada üç-dört sene çok iyi toptancılık yaptım. Akşamları da altıdan dokuza kadar dil okuluna gittim.

O sırada ilk evliliğimi yaptım ki 20 yaşındaydım. Bir kızım oldu. Büyük kızım avukat oldu ve şirkette çalışıyor. İkinci evliliğimden de iki oğlum bir kızım var. Türkiye’ye döndüm imalatta değerli taş bölümüne geçtim. O esnada yarı değerli taşlar için uzak doğuyu çok gezdim.

İki üç sene sonra Şirketlerimiz arasında zarar eden su fabrikamız vardı zarar ediyordu. Bu şirketin başına geçtim. Alsu markası adı altında Isparta’da fabrika vardı ve esas maliyet nakliyeye gidiyordu. Nakliye maliyetini azaltmak için İstanbul yakınlarında ikinci bir fabrika kurduk. İki sene su şirketi ile ilgilendim. Ancak sektörde beş firma varken bir anda 30-40 firma olmuş. Pazar daralmış.

Bu esnada Yaşar grubu su ihalesini alamamıştı. Ben bunlara satabiliriz fikri ile Selçuk Yaşar’dan randevu aldım. O sordu neden satıyorsunuz diye? Ben de “Bizim sektörlerimiz farrklı işe girmişiz, elimizi ve kolumuzu kaptırmışız biz bari kolu kesip vücudu kurtarmaya çalışalım.” dedim. Gerçektende bizim işlerimiz dışında kalan bir iş olduğu için biz bir tek su üzerinden ciro yapamıyorduk. Yaşar’ın pek çok ürünü ayran-süt vs vardı. Uzun pazarlıkların ardından üç aylık sürecin sonrasında fabrikaları sattık.

Suyu devrettikten sonra Alpet’in istasyonlarının başına ardından da gemicilik bölümüne geçtim. Sonrasında zarar eden bir madeni yağ fabrikası vardı. On da bana bağlandı. Onu toparladık ve istediğimiz şekilde gidiyor. En sonunda Göztepe… Görüldüğü gibi sabit olmadım hiç, hep göçmen kuşlar gibi…

Göztepelist: Göztepe dışı hayatınız nasıl geçiyor?

Hüseyin Altınbaş: Göztepe’ye geçeli iki ay oldu bu iki ayın da 1.5 ayı İzmir’de geçti. Göztepe dışında aktif olarak gemicilik ve madeni yağ ile uğraşıyorum. Diğer şirketlerde yönetimde daha geri plandayım.

Göztepelist: Altınbaş holdingdeki değişim? Holdingin web sitesinde artık sizi ve İmam Beyi göremiyoruz Bu durum çok tartışılıyor bizi bilgilendirebilirmisiniz. Bölündünüz mü ya da ayrıldınız mı?

Hüseyin Altınbaş: Bölünme yok. Son dört beş seneye kadar holdingde ailece çalışıyorduk. Herkes bulunduğu yerden bulduğu işi yapıyordu. Çocuklar büyüdükten sonra kurumsallaşma isteği doğdu. Kuruma çalışıyormuş gibi aktif, işin üstünde olanlar olsun, olmayanlar ortak olarak iki-üç ayda bir yönetim kurullarına gelsin. Herkes kendine göre yatırım yapıyordu inşaat yapıyor alıyordu. Biz İmam Ağabeyim ile pek yatırım yapmıyorduk. Biz de Altınbaş Holding’den para çekme hakkımızı baki tutarak Altınhas holdingi kurduk. Ama ayrılarak değil, Altınbaş holdingden çekilmedik. Kardeşler arasında iş dağılımı oldu.

Göztepelist: Göztepe’nin hisseleri tamamen size mi geçti?

Hüseyin Altınbaş: Göztepe’nin hisseleri tamamen bana geçti.

Göztepelist: İmam Altınbaş ya da Altınbaş Holding maddi desteğe devam ediyor mu?

Hüseyin Altınbaş: Altınbaş Holding kurumsal olarak destek verirse, verecek; vermezse vermeyecek. Ben yola “Kurumsal olarak destek vermeyin” diyerek çıktım. “Düştükten sonra Yönetim Kurulumuzda sosyal sorumluluk diye şirketimizi geriye götürecekse bu iyi bir şey değil.” dendi. Biz de o zaman orada yönetici olalım tercihinde bulunduk. Göztepe bizim de olsa, bizim değil İzmir’in değeri. “Ailemizde de Futbola destek olmak istemeyenler, bu benim hayalim değil.” diyenler çıktı.

Ben “Benim hayalim var, benim tek başıma idare edecek gücüm var, ben yönetirim, bu sizin sosyal sorumluluk projenizden çıkar, bizim hayat meselemiz olur” dedim. Sonuçta iki kardeşim destekten çekilse de diğer kardeşlerim “Biz beraberiz sen işine bak” mesajıyla destek olmaya devam ediyorlar.

Göztepelist: Göztepe’ye Altınbaş holding sonrası süreçte, Göztepe’yi almak için hiç teklif geldi mi?

Hüseyin Altınbaş: Benden önce de, benden sonra da teklif gelmedi.

Göztepelist: Bu sene futbol takımımız hangi stadyumda oynayacak?

Hüseyin Altınbaş: Alsancak Stadı’nda oynayacağız. Cezaların bitimine yetişeceğini söylüyorlar.

Göztepelist: Alsancak kiralanması için girişim oldu mu? Neden ihaleye çıkmıyor?

Hüseyin Altınbaş: Altay’a kiralı… Bize Gürsel Aksel’in verilmesine benzer kabul ediliyor.

Göztepelist: Bir taraftarımız der ki “Yaptığı bütün icraatlardan Allah razı olsun stad projesiyle ilgili herhangi bir gelişme bir girişim var mı?

Hüseyin Altınbaş: Teşekkür ederim. Planlar çizilmiş. Ne zaman ihale olacak bilmiyorum. Yakından takip ediyoruz.

Göztepelist: Göztepe için kaç kişilik bir stadyum hayaliniz var?

Hüseyin Altınbaş: 50.000 kişilik…

Göztepelist: Gürsel Aksel Tesisleri ile ilgili düşünceleriniz neler? Bu tesisler konum olarak spor okullarına uygun olsa da fiziksel olarak ve halka açık kullanımdan dolayı yarışmacı takım altyapı eğitimi için müsait değil. Akademi takımları için bir tesis düşünülüyor mu?

Hüseyin Altınbaş: Birinciyi bir yapalım da ikinciyi düşünürüz. Önemli olan şu birinciyi geçelim.

Göztepelist: Arazi almayı düşünüyor musunuz?

Hüseyin Altınbaş: Tesis işi çözüldü… Arazi almaya gerek kalacakmış gibi gözükmüyor.

Göztepelist: Sarnıç/Gaziemir bölgesinde imar planında spor alanı olarak değerlendirilmesi gündemde olan, bizim de talip olduğumuz 200 dönüme yakin bir arazi vardı, bu konuda bilginiz var mi?

Hüseyin Altınbaş: Bu konuda bilgim fazla yok. . (Başkana Sarnıç arazisi ile ilgili haberleri ilettik.)

Göztepelist: GHD arazisi konusunda gelişmeler? GHD arazisine tesis yapılacak mı?

Hüseyin Altınbaş: Orası ile ilgili olarak GHD ile ortak protokol oluşturma çabaları devam ediyor. Ne kadar tesis isteniyorsa o kadar tesisi yapabilecek formülü buldum.Şükür ki kime gitsek desteğe hazır... Seçime doğru.

Göztepelist: Seferihisar Belediye Başkanı ile tesis kullanımı ile ilgili süreci açar mısınız?

Hüseyin Altınbaş: Aramızda bir şey geçmedi. Anlamlı bir sorun yaşamadık. O süreç bitti.

Göztepelist: Kombine bilet çıkacak mı?

Hüseyin Altınbaş: Kombinelerin şekillenmesinde topu öncelikle taraftara bıraktık, taraftarlarımızın görüşlerini bekliyoruz. Onlar öncelikle kendi aralarında toplanarak bir karar verecekler. Bir iki sözcü seçerek isteklerini bize anlatacaklar. Biz de ona göre bir formül geliştireceğiz. Fiyatlar dahil hiçbir şey belli değil.

Göztepelist: Öğrenci ve aile kombinesi ve tribünü önerisi var. Bu konuda yorumunuz?

Hüseyin Altınbaş: Taraftarların toplantılarından gelen öneriler doğrultusunda elimizden geleni yapacağız. Ama toplantının geniş katılımlı olmasını özellikle rica ettik. Sonra birileri kalkıp “Benim haberim yoktu.” demesin. Biz tüm taraftarın görüşünü bekliyoruz. Bir grubun veya derneğin değil o yüzden herkes bu toplantılara iştirak etsin görüşünü belirtsin.

Göztepelist: Amatör şubeler hentbol-basketbol-voleybol hakkında bir eylem planınız var mı?

Hüseyin Altınbaş: Bu konuyu diğer spor kulüpleri nasıl halletmiş inceliyorum, incelettiriyorum. Bizim Gs-Fb-Bjk’den eksik kalır tarafımız yok. Bu konuda bunların dernekleşmesi ve kalıcı kulüp yaratma gibi bir hayalim var gerçekleştirebilirsem. Hentbole gelince arkadaşlar bana geldiler, “Biz bu işi götürüyoruz ama kulüp üvey gibi davranıyor. Bize daha yakın davranılması destek olunmasını istiyoruz.” dediler. Biz de daha yakın davranırız, lakin bizim de isteklerimiz var, siz de kendi aranızda bir başkan seçin, başkan ve başkan yardımcısı ve diğer ekip hentbolden sorumlu gibi olsun ve o da kulübe bizlere bağlı olsun. Kendi bütçenizi kendiniz yaratsanız bile kulübün bütünlüğünü bozmayalım çok başlı görüntü vermeyelim. Hentbolü ve diğerlerini bu şekilde geliştireceğiz. Yapamadıkları yerde kendi içinde görev değişimi olsun. Adam baskete sponsor oluyor, futbola olmuyor, ona olsun. Diğeri yelkene oluyor, baskete olmuyor, o da ona olsun.

Göztepelist: İsmail Hakkı Gül’ün halen Göztepe’deki konumu nedir?

Hüseyin Altınbaş: İsmail Hakkı Gül Göztepe’nin bugünlere kadar gelmesinde emeği olan bir emekçisi. Şu anda dernek yönetim kurulunda hala olabilir ama mevcut süreçte aktif bir rolü yok.

Göztepelist: Şu ana kadarki en mutlu ve üzüntülü anlarınız?

Hüseyin Altınbaş: Şu ana kadar olumlu ya da olumsuz çok büyük bir beklentiye girip hayal kırıklığı yaşadığım an olmadı. Geleceğe yönelik olarak futbol takımından şampiyonluk beklentim var. Onu yaptık, bunu yaptık, Erhan Hoca pek çok şey yaptırdı. Başarı olmazsa tabii ki üzülürüm. Hazırlığımızı yaptık, daha da gerekirse yapacağız. İşimizi sağlam yapalım, yarışırken rahat edelim. Her şey son sürat gidiyor, biran önce sezon başlasa da kendimizi görsek duygusundayız. Millet yazın dinlenirken çalışmanın bir artısı olacaktır mutlaka… Diğer kulüplerde bizdeki kadar hareket olmadı. Düşük enerjiyle istediğiniz başarıyı elde edemezsiniz. Önce herkes başarıya inanacak sonra başarı gelecek. Biz enerjiyi yükseltmeye çalıştık. İnanıyorum ki herkes pozitif enerjiyle dolu.

Göztepelist: İki aylık süreçte taraftarın bakış açısından oldukça olumlu noktadasınız ve oldukça sevilen bir başkansınız bizlere gelen yorumlarda….

Hüseyin Altınbaş: Ben sevilmek için çok büyük çaba harcamadım sadece enerjim insanlara olumlu geldi muhtemelen.

Göztepelist: Kısa orta ve uzun vadedeki hedefleriniz neler?

Hüseyin Altınbaş: Benim hedeflerim hep kısa vadeli. Uzun ve orta vadeli hedefim yok. Kısa vadede futbolu istediğimiz yere, belli bir yere getirmek. Diğer branşlarda hayalim çok büyük değil. O branşlar sosyal sorumluluk dâhilinde çok geliri ve çok gideri olan branşlar değil. Çocuklar yarışıyor ailelerin desteğinde. Amatör branşlar çocukları Göztepeli yapıyor. Amatör branşlar ağaç dikmek gibi. Çocuğu Göztepeli olan bir anne başka takım tutamaz ki… Oradaki 3000 kişi dışarıdaki 20.000 kişiye bedel.

Göztepelist: Futbol için belli bir yer derken nereyi kast ediyorsunuz?

Hüseyin Altınbaş: Belli yer Süperlig. Süperlig’e kesin getireceğiz. Süperlig’e “tık tık tık” bir an önce ulaşmamız lazım. Umarım sekteye uğramayız ama oraya gelinceye kadar var gücümüzle çalışacağız. Süperlig’e çıkarsak 50 milyon gelir elde etseniz, geliri düzgün yönetirseniz diğer branşlara da yeter.

İlk sene gelirimiz 60-70 milyonu da bulabilir. Süperlig’de başarıları üst üste koyarak 300 milyonluk bütçe yapabilen takımlar var. Cesaretli olmak gerekiyor, cesaretli olursanız başarı geliyor. Futbolda en kötü şey şu: hocası cesaret edemiyor, taraftarından korkuyor, oyuncuyu denemiyor. Öteki, dar kadroyla işi döndürmeye çalışıyor. Bu sene oyunu dar kadroyla döndürme istemiyorum, altyapıdan mümkün olduğunca fazla oyuncu oynamasını isteyeceğim.

Geçen sene on hafta kala “Düşeceğiz..." deseydi başkan bugün masrafı olmayan, süper, çakmak gibi bir takım olurdu. Altyapıdan on oyuncu koysak, sürekli 300-500.000 tl verip oyuncu getirmeye çalışmasak. Buca’da Mehmet Bektur geçen sene borcunu 7 milyon TL düşürmüş, biz kaç milyon masraf etmişiz.

Burada futbol ile takım ile ilgilenen herkesin birbiriyle iyi ilişkiler içinde olmasını istiyorum. Burası oyun oynama ego tatmin etme yeri değil. Buranın hayalleri var. Bunu Özgür ve Erhan hocalara da de söyledim. Buraya işlerini yapmaya geldiler. Bu takım için profesyonel olarak çalışıyorlar. Takım için en iyisi neyse, beklentileri karşılayacak şekilde ellerinden geleni yapacaklar. Bu sene takım kurulurken hem Özgür, hem de Erhan Hoca’ya sordum “Siz bu işi biliyor musunuz?” diye. “Evet biliyorsunuz”, ben de size güveniyorum, gidin istediğiniz gibi takım kurun ama kurduğunuz takım mutlaka şampiyon olacak. Ben kenar semtte kuyumcu açmıyorum kirası az olsa da en gözde yerlerde açıyorum 50 kat kirayla.

Bizde de alacağımız oyuncunun kirası çok olsun ama biz buradan çıkalım. İşi biliyorsanız, art niyet yoksa bu iş biter gider. Yarın bana “Şunu almadın etmedin…” demeyin. Benim de dediğim olsa bile size işe yaramayacak hiçbir futbolcuyu içeri almayın.

Çünkü ben bu işi bilmiyorum. “Futbolu biliyorum.” diye yalan da atmıyorum. Ben size güvendim ve inanıyorum. Siz de inanıp güvendiğiniz oyuncuları alıp getirin. Yalnız içeride huzur bozacak karaktersiz kişiliksiz insanı istemem. Onlar da “Tamam” deyip, o doğrultuda çalıştılar. Şu noktadan sonra yanlış olursa benim açımdan “Benim güvendiğim Özgür Hoca seçimim ya da Özgür Hoca’nın Erhan Hoca seçiminde hata mı oldu?” sorusu ortaya çıkar.

Göztepelist: Hayat hikayenizde sürekli yer değiştirmişsiniz. Göztepe’deki süreciniz kaç sene sürer sizce?

Hüseyin Altınbaş: En fazla beş senede hayallerimi büyük oranda gerçekleştiririm. Buraya geldin, “İnsanların hayallerini gerçekleştireceğim…” diyorsun. İnsanlar beni tanımadan seviyor neden? Beklentilerini gerçekleştireceğime inandığı için. Dört beş sene sonra insanların bir yönetici hakkında hayal kurma süreçleri biter. Yani bu sene, gelecek sene çıktık… Süperlig’de Avrupa Şampiyonlar ligi oldu, oldu, olmadı duygusu geçer.

Göztepelist: Göztepe ile ilgili hayaliniz nedir?

Hüseyin Altınbaş: Bu sene her maçı kazanarak, bir üst lige çıkarmak ve tarih yazacak bir başarı elde etmek. Bu hayalim ve inancım. Bunu oyuncularımıza da ilettim.

Göztepelist: Kendinizi Göztepeli hissediyor musunuz?

Hüseyin Altınbaş: Göztepe’nin beyniyim ben…

Göztepelist: Göztepe Spor Kulübü Derneği ile ilgili son durum nedir?

Hüseyin Altınbaş: Dernek ile ilgili son durumu bilmiyorum. Bir kere gidip avukatlardan görüş istedik, bir daha gidip görüşemedik. Bu yüzden üyeliklerde daha ilerleme kaydedemedik. En kısa zamanda çözmeye çalışacağım. Alacaklıları incelememiz lazım. Türkiye’deki kulüplerin hepsi borçlu ve aidat toplayabiliyorlar. Bu sorunu ben de çözmek istiyorum.

Göztepelist: Gelelim storelarla ilgili sorulara. Yeni store açmayı düşünüyor musunuz?

Hüseyin Altınbaş: Yeni store açmayacağız... Açtıracağız.

Göztepelist: “Açtıracağız” derken, franchising mi?

Hüseyin Altınbaş: Gibi… Göztepe formasını her tarafta satılır hale nasıl getiririz konusunda çalışılmasını istedim. Sadece üç store ile özellikle taraftar gelecek de bulacak değil. Bir spor mağazasına girdiğinde bu ilin bir takımı var, o da Göztepe olgusunu hissetsinler. Yalnızca üç dükkandan satışı mantıklı bulmuyorum. Herkes bir şeyler yapsın, herkes satsın, herkes kazansın, biz de kazanalım. Ben mağaza açmak istiyorum diyenler varsa tekliflere açığım. Bodrum olur, İstanbul olur, Ankara olur. Tekliflere açığım. Dernek faaliyetlerini isteyen yapsın. Göztepe için bir şey yapmak isteyen, yapsın, herkes harekete geçsin herkes Göztepeli olsun gitsin.

Göztepelist: Ürün yelpazesinin genişletilmesi? Deniz ürünleri çukulata şeker talepleri var.

Hüseyin Altınbaş: Öyle bir düşüncemiz var, sıra ona geldi, geliyor.

Göztepelist: Formalar belli oldu mu?

Hüseyin Altınbaş: Olmuş çok kafama göre olmasa da. Bu sene Puma değil. Kendimiz yaptık.

Göztepelist: Lansman yapacak mısınız?

Hüseyin Altınbaş: Yapabiliriz.

Göztepelist: Bu seneki bütçe ne kadar?

Hüseyin Altınbaş: Sabit bütçe değil, geçen seneki rakamlara göre kafamızda bir rakam var ama sabit değil, esnek. Ne lazımsa yapacağız.

Göztepelist: 12 Mayıs’daki olaylar için adli takip başlatılacak mı?

Hüseyin Altınbaş: O tarafa hiç girmedim. Ben geldikten sonra olmayacak. Benden önceki süreçten haberim yok. Göztepeli Göztepeli gibi davranmalı. "Biri Göztepeli üzerinde Göztepe forması var" diye bireysel hatasına sahip çıkmam. Adam kesen, adam vuran, olay çıkaran kişiye üzerinde Göztepe forması var diye sahip çıkmam. Futbolcularla taraftarın birebir kavga etmesini olay çıkarmasını da istemiyorum. Ben futbolcuların bekçisi değilim. Herkes görevini elinden geldiğince yapacak. Taraftarlarla ilişkilerine dikkat edecekler. Biz kimseye bekçilik yapamayız. Herkes kendine dikkat edecek.

(Bu arada Başkan’ın isteğiyle formalar geldi. Formaların özellikle arma tabanlı olan çok güzel olmuş. Özellikle armaya benzeyen formanın oldukça sevileceğini tahmin ediyoruz bu arada yeri gelmişken formadaki Alpet reklamının yazısının da mavi zeminde değil, forma rengi ile uyumlu olduğunu da bu vesileyle duyurmuş olalım. )

Göztepelist: Çocuklara uygun forma da gelecek mi?

Hüseyin Altınbaş: Gelmesi için uğraşacağız.

Göztepelist: Futbol AŞ’nin yani şirketin borcu var mı?

Hüseyin Altınbaş: Şu an için borç yok. (Gülerek) Altınbaş destek vermezse bundan sonra ben borçlanmış olacağım.

Göztepelist: Geçen sezon gelirlerin giderleri karşılama oranı neydi?

Hüseyin Altınbaş: %30-35 civarında. Bu sene daha düşük olacak.

Göztepelist: Göztepemize kalıcıi gelir getirecek bir sistem var mıgundemde? Vakıf kurup bir Göztepe fonu oluşturarak kalıcı gelirlerin burada birikmesini sağlamak gibi. Gayrimenkul gelirleri vs. Trabzonspor un enerji şirketi vs. örneğinde olduğu gibi. Ek gelir yaratma imkanı? Marketçilik benzin istasyonu kolej???

Hüseyin Altınbaş: Zamanı gelince hepsi yapılır. Bu sene kendi kendine yettirmeye çalışacağız. Kesinlikle gelecek. Takımla ilgili işleri rayına koyduk, görevlileri belirledik. Buradaki Başkan, yönetim ve çalışanlar kulübe ek gelir getirici işler için uğraşacak.

Göztepelist: Spor okullarının öğrenci sayısı nedir?

Hüseyin Altınbaş: Futbol-basketbol-voleybol-tenis hepsinin toplamı mevsimsel olarak değişse de 2000 civarında.

Göztepelist: Bu sezonki sportif ve yapısal hedefler nelerdir?

Hüseyin Altınbaş: Bu sene tesisimizi tamamlayıp bu ligde kalmadan, zaman kaybetmeden üst lige çıkmalıyız.

Göztepelist: Geçen sene futbolcuların gece hayatı çok sıkıntı olmuştu. Gece kontrolleri olacak mı?

Hüseyin Altınbaş: Herkesin bir hayatı vardır ancak bu hayat maçlardan 3 gün önce bitecek ve maçlardan 3 gün önce kampa girilecek.

Göztepelist: Medyada adınıza geçen her konuşmayı doğru sayalım mı?

Hüseyin Altınbaş: Hayır. Bana sorun kulübümüzün kapıları telefonları açık, orası bizim kulübümüz arayın, "Bu haber nedir?" sorun..

Göztepelist: Daha önce neredeydiniz? Gelmeyi istediğiniz mi daha önce?

Hüseyin Altınbaş: Evet , Göztepe’nin durumunu gördüğümde gelmek istedim ancak İmam Başkan uygun görmedi.

Göztepelist: Başarısızlıktaki tavrınız ne olur? Bırakıp gider misiniz?

Hüseyin Altınbaş: Neden başarısız olayım ki? Başarısız olursam tabi ki bırakırım.

Göztepelist: Pek çok ziyaret yaptınız… İade-i ziyaret gelen oldu mu?

Hüseyin Altınbaş: Hayır olmadı. Gelseler bile bulamazlar beni devamlı dışarıdayım

Göztepelist: Belediyelerin mevcut destekleri nelerdir? Sizin beklentileriniz nelerdir?

Hüseyin Altınbaş: Allah herkesin işini rast getirsin. Kimseden bir beklentim yok. Biz kendi yağımızla kavrulmayı öğrenen bir klup olacağız.

Göztepelist: Üniversiteli Göztepe'liler toplulukları Uniforce hakkında neler düşünüyorsunuz? Eğitimli gençlere destek olacak mıdır Hüseyin Altınbaş?

Hüseyin Altınbaş: Göztepemize faydalı olacak her şeye mümkün olduğunca destek vereceğim. Gelsinler anlatsınlar projelerini…

Göztepelist: İlk maça dev ekran istiyor taraftar…

Hüseyin Altınbaş: Ayarlamaları yapsınlar ben gerekli izni alırım

Göztepelist: Kulübün girdi çıktı raporlarını yayınlamayı düşünüyor musunuz?

Hüseyin Altınbaş: Gelecekte düşünülebilir.

Göztepelist: Ceza alınmadığı haftalarda taraftara karşı yönelik bir ödül sistemi düşünür müsünüz? Taraftarlarımıza mesajlarınız?

Hüseyin Altınbaş: Bu sene taraftar istese de ceza alamayacak. Bu sene tek hedefimiz tribünlerin panayır havasında olması ve ligi lider bitirmek.

Göztepelist: Teşekkür ederiz.

Hüseyin Altınbaş: Ben teşekkür ederim.

 

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

 

 

Şu anda Bozüyükspor forması giyen,taraftarımızın hiç unutmadığı, iyi gününde de olsa kötü gününde de olsa her zaman iyi niyetle mücadele eden,formasını terleten, lisansında profesyonel ruhunda amatör bir futbolcunun hikayesi.
Van’dan İzmir’e uzanan 1.800 kilometrelik bir yolculuk.
Murat Berge röportajımızı sizler için yayımlıyoruz.
Göztepelist: Göztepe ile tanışman nasıl oldu, bu aşk nereden geliyor?
Murat Berge : 12 ya da 13 yaşlarındaydım tam hatırlamıyorum. Bir gün İzmir’e gelmiştim. Dayım orada yaşıyordu.
Bir Pazar günüydü beni maça götüreceğini söylemişti. Ben de futbol delisiydim ama aile durumu yüzünden oynama korkusu vardı. Biz 10 kardeşiz. O yüzden çok fazla ümidim yoktu futbolcu olma konusunda.
Neyse beni alıp maça götürdü. Alsancak Stadı’nda Göztepe maçıydı .O atmosferi gördükten sonra içimde Göztepe’ye karşı bir sevgi başlamıştı ,kendi kendime bir gün umarım futbolcu olursam bu takımda oynamak isterim diye düşünmüştüm.
Göztepelist: Aslında Van’da olmana rağmen tribünden geliyor sevdan diyebiliriz.Sonrasında futbolculuk nasıl başladı?
Murat Berge: Sonra Van’a döndüm. Hem çalışıyorum hem gizliden top oynamaya kaçıyorum.
17 -18 yaşlarına gelince bir gün mahalleden bir abi amatör ligde top oynuyordu.Gel bizim hazırlık maçı var izle dedi. Ben de gittim. Takımları bir kişi eksikti.
Beni oynattılar ben de 3 gol atmıştım.
Takımın adı Sümerbankspor’du. Hemen lisans çıkardılar bana.
Van amatör liginden o zamanın Vanspor’u şimdi ki Belediye Vanspor’a transfer oldum.
Göztepelist : Sanırım Tayfun Özkan (Tsubasa) ile de önceden birlikte oynamıştınız.
Murat Berge: O dönem 3.lig takımlarından Sivas Divriği beni görmüş ve istediler. Orası istiyor babama korkudan söyleyemiyorum gidecek param da yok. Ayrıca çalışıyorum da. Ne yapacağım diye düşünürken annem ban para verdi kaç git dedi. O sene Tayfun Özkan ile birlikte oynadık orada. O santrfor ben de sağ kenar oynuyordum. O sene gol kralı oldu. Sonra o Telekom’a ben de Çorumspor’a transfer olduk.
Göztepelist: Göztepe ile tekrar yolların kesişmesine gelelim. Nasıl oldu?
Murat Berge: Çorum’dan Kırıkkale’ye, oradan da Tepecikspor’a transfer oldum. Göztepe ile aynı gruptaydık. Lig başladı. İyi başlangıç yaptık. Devreye kadar 8-9 gol atmıştım. Göztepe de son hafta yükselme grubuna kaldı. Tam devre arası kampına gideceğiz bir cafeye gittim. Eski Göztepe’li bir ağabeyimle. Remzi Acet ile. O sene Tepecik’te beraber oynuyoruz.
Ya dedi, ben bir şey biliyorum ama sana söylesem mi emin değilim.
Söyle ağabey dedim.
Göztepe senin transferini istiyormuş dedi.
Ben inanmadım, tüylerim bir anda diken diken oldu. Yanımda Göztepe’li bir ağabeyi aradı.
Evet dedi biz talibiz ama Tepecikspor başkanı vermiyor. İmam başkana da rica etti. Lütfen bu adamı şimdi almayın yoksa takım olarak çok zor duruma düşeriz. Sezon sonu verelim demiş.
Benim de iki yıllık sözleşmem var, paramı peşinatımı almışım.
Gidip konuştum yönetimle.
Her şeyimi alın, üstüne kredi çekeyim. Beni bırakın lütfen. Oynamak istediğim tek takım burası, bu şansı bir daha yakalayamam dedim.
Hayır dediler, unut dediler.
O gece tesislerden kaçtım. Telefonları kapattım. İstanbul’da bir otele yerleştim. 3 gün sonra açtım telefonu aradım başkanı.
Noter gelmiş. Federasyon bana ihtarname yollamış.
Başkan, bu saatten sonra benden size yar olmaz. Ne olur bırakın gideyim dedim. Başka takım olsa vallaha gitmem, isterse Süper Lig takımı olsun. Ama buraya ne olursa olsun gideceğim dedim. Alacağım  80.000 TL’yi bıraktım, Göztepe’de boş mukaveleye 5 yıllık imza attım.
Göztepelist: Peki yollar neden ayrıldı?
Murat Berge: 1-1 berabere kaldığımız Gebze maçından sonra bana kadro dışısın dediler. Transferin bitimine iki gün kala. Bu arada ilginç bir olay da yaşandı. Sosyal medyada birçok paylaşım çıktı. Kadro dışı bırakılmama tepkiler falan. Bana o zamanki yetkililer gelip sordu. Seni neden bu kadar çok seviyor taraftar diye.
Verecek cevap bulamadım bu soru karşısında. Gidip onlara sorsanıza diyebildim sadece.
Göztepelist: Sonra tekrar affedildin ve tekrar kadro dışı bırakıldın.
Murat Berge: Kadro dışı kaldıktan sonra A2 takımıyla çalıştım. Halil o zaman A2’deydi. Beraber çalışıyorduk. Mümkün olduğu kadar ve elimden geldiğince ağabeylik yapmaya çalıştım. Bu arada A takım iyi gitmiyordu ve birçok sakatlık problemi olmuştu. Tekrardan A takıma çağırıldım. Çok iyi oynamadığımı kabul ediyorum ama o dönemde dört galibiyet almıştık. Ancak devre arasında Cihat Arslan gelince daha kamp sırasında istemiyorum dedi. Nasıl bu kadar çabuk izleyip karar verebildi anlayamadım. Daha 1-2 idmana çıkmıştık oysa ki…
Göztepelist: Peki şimdiye gelelim. Geçen seneye benzer durumlar yaşıyoruz. Gene birçok transfer, takır takır maaşını alan futbolcular ama gene ruhtan uzak şahsiyetsiz bir futbol. Sence sorun ne?
Murat Berge : Futbolcularda bir rahatlık var, o zaman da vardı. Zaten neden olmasınlar ki, herkes parasını takır takır alıyor. O kutsal formayı, armayı anlatmak gerek. Bu camianın nasıl bir camia olduğunu hatırlatmak, sahada da o ruhu yansıtmak gerek.
Al işte, ben mesela o zaman da tek hayalim Göztepe’ye gelip futbol oynamaktı şimdi de tek hayalim gelip orada futbol oynamak. Parasız pulsuz gel hadi deseler gene boş sözleşmeye imza atarım. Ama futbolcular transfer olmak için transfer oluyor.
Tabii takım içerisinde, camia içerisinde onlara bu ruhu aşılayacak yönetici vasıflı kişiler de olması lazım. Futbol direktörü mü olur, idari menajer mi olur bilemem.
Şu anda bile o şanlı formayı giymek ve taraftarın önüne çıkmayı düşünmek bile heyecan verici. Böyle düşünen futbolcularla bir ekip yaratmak gerek.
Göztepelist : Samimi ve içten açıklamaların için teşekkürler, son olarak iletmek istediğin bir şey var mı?
Murat Berge : Şanlı Göztepe taraftarına çok selamım var. Onları ve o şanlı formayı asla unutmayacağım.
Röportaj : Süleyman YENGİL

 

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin

Çağatay Çağlar ve Oğuz Reşat Sipahi'ye düşüncelerini anlatan Arslan, “Düşme tehlikesi olduğunu kabul edip bunu titreyerek hissetmemiz gerekiyor” dedi. Çağlar ve Sipahi'nin sorularını tüm içtenliğiyle yanıtlayan Arslan, “Biz şu anda ve bundan sonra da artık Göztepeliyiz. Bu kulübün ekmeğini yiyoruz. Her halükarda bizler kulüplere hizmet için varız” dedi.

-Son günlerin popüler konsuyla başlayalım. Atatürk Stadı’nda oynamaktan memnun musunuz? Yoksa Alsancak Stadı’nı mı tercih edersiniz?

C.A: Gözü kapalı Alsancak Stadı olmalı bence. Atatürk Stadı’nda seyirci baskısı oluşturmak çok zor. Alsancak Stadı’nda Rizespor maçı kadar taraftarımız olsaydı, İlhan o kırmızı kartı görmez, ofsayt gerekçesiyle sayılmayan gol ve penaltı da kuvvetle muhtemel verilmişti.

-Bradley’den memnun musunuz?

C.A: Bradley, arafa benziyor. Yani bazen çok memnun edici işler yapıyor. Bazen de olmayacak işler yapıyor. Kendini geliştirmesi gerek.

-Yeni yapılan bu transferlerle sizce bu sezon Süper Lig’e çıkılmaz ise gelecek seneye de takımda kalabilirler mi? Oynaya bilirler mi?

C.A: Öyle olduğunu düşünüyorum. Ama mutlaka takviyeler yapılması da gerekecek. İlla ki.

-Sistem konusundaki görüşünüz? Siz de tek forvet mi oyun sistemini benimsiyorsunuz?

C.A: Biz sisteme göre oyuncu transferi pozisyonuna sahip olamadık. O yüzden oyunculara göre sistem yaratmaya çalışmıyoruz. Bu süreçte iki forvet hatta üç forvet olacağımız hatta pratikte olduğumuz da oldu ve olacaktır.

-Sizce Göztepe’nin küme düşme olasılığı var mı?

C.A: Kartal maçından önce kazanırsak, çıkmaya, kaybedersek düşmemeye oynayacağımızı belirtmiştim. Ne yazık ki yediğimiz olmayacak gollerle kaybettik. Şu anda düşme tehlikesi olduğunu kabul etmemiz, bunu hepimizin titreyerek hissetmemiz lazım.

-Yeni transferlerden memnun musunuz?

C.A: Biz imza attıktan sonraki süreçte Ali Gültiken’in İsrail seyahati nedeniyle anlaştığımız 4-5 oyuncu ilk devre 15-16 maç oynamış futbolcu ile imza töreni yaşayamadık. Ali Gültiken’in istifası sonrasında eldeki seçeneklerden en iyilerini transfer etmeye çalıştık. Buradaki desteklerinden dolayı başkanımız Sayın İmam Altınbaş’a teşekkür ederiz.

-Karşıyaka’da uzun yıllar futbol oynadınız. İlk devre oynanan Göztepe-Boluspor maçında Göztepe tribünlerine çirkin hareketler yaptığınız iddiaları var. Yorumunuz?

C.A: Benim 15'ten fazla kulüple geçmişim var. Ayrıca ne olursa olsun tribüne hareket çekmek benim mizacıma çok aykırı bir şey. Herhangi bir tribüne hareket çekmedim. Ben şu anda ve bundan sonra da artık Göztepeliyim. Bu kulübün ekmeğini yiyorum. Çocuklarıma bile müzeyi gezdirdim. Her halükarda bizler kulüplere hizmet için varız. Halen Boluspor’da da, Kasımpaşa’da da benim dönemimden 10'ar oyuncu oynuyor. Önemli olan iyi işler bırakmak. Bizler burada başarılı olmak istiyoruz. İdeallerimiz var. Göztepe de ideallerimizi gerçekleştirebileceğimiz çok büyük bir camia. Göztepe’de önemli bir geçmiş, büyük bir taraftar kitlesi ve çok istekli bir yönetim ve başkan var.

-Theo Weeks ve Aydın Karabulut başta olmak üzere takım ikinci devrelerde kondisyon yetersizliği görüntüsü veriyor. Görüşünüz?

C.A: Birkaç hafta içinde daha iyi olacağımızı düşünüyorum.

-Ramazan ve Ali Kuçik için düşünceleriniz?

C.A: Ramazan; Orta saha olarak iyi bir oyuncu. Bununla birlikte defansif ve ofansif anlamda daha iyi olabilir. Ali Kuçik; İdman yapmadan maça çıktı. Oyuncular onu, o oyuncuları tanımıyor. Süreç içinde daha iyi olacaktır.

-Göztepe’de oyuncular sık sık sakatlanıyor. Daha önce böyle idman yapmak için saha bulmakta zorlanan, sık sık mekan değiştirmek zorunda kalan bir takımda çalıştınız mı? Sakatlıklar idman yapmak için sürekli mekan değiştirmenin etkisiyle olabilir mi?

C.A: Kasımpaşa da benzerdi. İdman yapmak için Olimpiyat Stadı’na gidiyorduk. Bununla birlikte idman yapacak antrenman sahası ve iyi bir çalışma ortamına ihtiyacımız olduğu kesin. Mevcut durumun sakatlıklarda etkisi olabileceğine katılıyorum. Yönetimimiz de sorunu en kısa sürede çözmeye çalışıyor.

-Ali Gültiken'in pozisyonunda sizce yine birisi olmalı mı?

C.A: Tabii ki olması işimizi daha da kolaylaştırır.

-Aydın Karabulut iyi niyetli olsa da oynadığı hiçbir maçı Göztepe maalesef kazanamadı. Maçların ikinci devresinde kondisyonu düşüyor izlenimi veriyor. Yorumunuz?

C.A: Aydın Karabulut çok yetenekli bir futbolcu. Fazla kilosu hiç yok. Tekniği çok üst düzeyde. Kondisyonu 45 dakikadan fazla olsa da kendini daha da geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.

-Taraftar hakkındaki görüşleriniz?

C.A: Göztepe taraftarı takıma büyük bir tutkuyla bağlı. Ne yazık ki onları şu ana kadar skor açısından çok mutlu edemedik. Derwall'e göre futbolda taktik, teknik ve kondisyon değiştirilebili geliştirilebilir öğeler ama şansı gliştiremiyorsunuz. Kaybettiğimiz maçlarda rakipler ilk buldukları pozisyonlarda golleri buldular. Bizse pekçok pozisyonu gole çeviremedik. Umarım Güngören maçından itibaren taraftarımızı mutlu edecek galibiyetleri almaya başlayacağız.

-Size ve teknik heyetinize verdiğiniz bilgiler için teşekkür eder, başarılar dileriz.

 

-Size ve teknik heyetinize verdiğiniz bilgiler için teşekkür eder, başarılar dileriz.

C.A: Ben de sizlere çok teşekkür ederim.

 

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil

 

 

 

 

 

(*)Göztepelist (G): Sayın Hüseyin Kalpar, Göztepe’mizin sıkıntılı günler geçirdiği şu süreçte camiamızın kafasındaki soruları sizinle paylaşmak ve bulanık ve hüzünlü kafalara, birikmiş sorulara yanıt vermek üzere teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Hüseyin Kalpar (HK): Ben teşekkür ederim.

(G): Sıkıntılı günler geçiriyoruz ve şahsınıza önemli eleştiriler var bunlarla başlayalım isterseniz.

(HK): Futbol işinde işler sıkıntılı gittiğinde ilk suçlanan kişiler teknik adamlardır.  Bu yaşamımız hep var. Bunu size de, oyuncuma da, diğer gazetecilere de söyledim, söylüyorum. Ama söylediğim bir şey daha var, ben teknik adamda öncelikle şunu değerlendiririm, takım koşmuyorsa, mücadele etmiyorsa, arzu ve isteğinde sıkıntı varsa birinci derecede sorumluğu teknik adam da yani kendimde tutarım. Ama bizim de tasvip etmediğimiz olaylardan dolayı mağlup oluyorsak ki örneğin Kartal maçında devreye 1-0 önde girdik, yapılması gereken şeyi daha önceden konuştuk, devre arasında da konuştuk, pat 48. dkda köşe vuruşundan golü yedik. Teknik adam buna ne yapabilir diye özeleştiri yaptım kendi kendime, işin içinden çıkamadım. Teknik adam bunu bilip, daha önceden çalışabilir. Biz de çalıştık. Haftanın bir günü sırf ona çalıştık. Oyuncum da bunu biliyor, kusura bakma diyor bana.

G: Kartal maçı öncesinde idmanı izlemiştik. Uzun süre yan top çalıştınız.

HK: Evet, oradan gol attık ama golü de yedik. Pozisyon üretemezsek de sıkıntı var demektir. Bunu da üzerime alıyorum. Lakin Kartal maçında az da olsa üç pozisyonumuz var. 2-1’den sonra topumuz direkten döndü. Golü yedikten sonra oyuncuların gardı düşüyor. Gardı yükseltmek gerek, Biz dışarıdan moral vermeye çalışıyoruz “Olur” diyoruz ama esas çözüm futbolcuya bağlı. Birilerinin çıkıp bağırıp çağırması gerek. O anda gol atmak risk, uyanıklık, beceri ve meziyet gerektiriyor. Direkten dönen topa Bedi kafayla vursa gol olacak, ayakla vururken zaman saliseler geçiyor, arkadan gelen yetişiyor. Burada ben o pozisyonda kendi üzerime düşen görev nedir diyorum kendi kendime bir şey bulamıyorum. Bedi sonra karşı karşıya kalıyor yine atamıyor. Etüd ettiğinizde hep gol atmış oyuncu. Ama böyle bir golü kaçırabiliyor. Pozisyonu var mı rakibin? Yok. Köşe vuruşundan golleri yiyoruz. Suçlu benim. Çünkü Türkiye’deki bakış açısı bu.

Bizim işimiz de bu. Biz de bunu kabul ediyoruz. Samsun maçına geliyoruz. Neler kaçtı. Bir gol olsa fark olacaktı. Bir tane gol yiyoruz oyun disiplininden kopuyoruz. Bu bir sıkıntı. Oyun disiplininden kopmayacaksın. Yemeyeceksin. Bunu da oyuncularımızla paylaşıyoruz. Görevlerimizi aksatmamamız üzerinde duruyoruz. Bu kumandayla olacak bir şey de değil. Çalışma, söylemle olacak bir şey. Ben futbolcunun vuruşuna yol gösteremiyorum o anda kale önünde oraya değil, buraya vuruyor pası size atacak da öbürüne atıyor. Buna ne yazık ki bir şey yapamıyorum.

Ama sık sık sakatlık oluyorsa, sakatlık düzelmiyorsa bunlara ben üzerime alırım. Kendi kendimi değerlendiririm. Bolu maçına geliyoruz. Hakikaten iyi başladık. İyi de gidiyorduk ki 40 metreden gol yedik. Şimdi diyorum kendi kendime ne yapabilirim? Biz maçtan önce hep beraber önceki maçları analiz ediyoruz. Bunları yapsak iyi olur, bunları yapmasak iyi olur diyoruz. Çalışıyoruz. Buna rağmen böyle bir atmosferde gol yiyoruz.

Gene iyi gidiyor. Pozisyon yakalıyorsun atamıyorsun, yiyorsun 2-0. Devreye giriyorsun. Olumlu olumlu mesajlar veriyorsun. Biz iyi bir kadroyuz iyi oyuncularız arkadaşımıza takımımıza inanmalıyız. Ama iyi demekle olmuyor icraat gerekiyor sahada şimdi sahaya çıkıp icraat zamanı diye konuşuyoruz sahada devre arasında. Yine iyi başlıyoruz, 2-2, 3-2 yapacak pozisyonu buluyoruz. Üç haftadan beri karşı karşıya kalıp kaçırıyoruz.

Gol atamayan takımın kazanma şansı yok. Pozisyona giriyor muyuz? Evet Şu kadar net pozisyonumuz var. Tek golümüzü ise defans oyuncusu Hamza atıyor. Şimdi soruyorum?

Bedi golcü mü? Baktığımızda golcü. Şaban golcü mü? Evet. İlhan iki senedir gol atıyor mu? Evet. Yasin sakatlanmadan önce gol kralı olarak geldi mi? Geldi. Dilaver golcü mü? Gol atar mı? Atıyor. Bu adamlarla oynuyorsun. Bir sıkıntı var. Bakıyorsun ki gol atamayınca da insanoğlu bu gardı düşüyor.

Bu sıkıntıdan nasıl kurtuluruz diye idmandan önce bir toplantı yaptık. İçimizi döktük. Açıkça söyledim

“Benim gitmem çözümse hay hay seve seve. Kulübün ve sizlerin menfaati icabı ama Ahmet gidiyor Mehmet geliyor, Hasan gidiyor başkası geliyor. Geçen sene ya da daha önce olduğu gibi. Biz değişeceğiz. Biz derken. Bireysel olarak sen sen sen sen biz oluyoruz. Biz kazanıyoruz ya da kaybediyoruz.

Kendi bildiğim şekil 1) Pozitif olmak çok şey halleder. 2) Söylem icraat aynı olacak. İçin başka dışın başka olmayacak. Şu bir gerçek işin iyi değilse hiçbirşey iyi değil. Evle, dostunla, çocuğunla, arkadaşınla iyi değilsin. İnancın iyi değil. inancın iyi değil.

İşin bu mu, birinci işin bu mu bunu en önde tutacaksın. Ne yapman lazım? İdmandan sonra dinlenmen lazım. Böyle mi iyi oluyor? Dinleneceksin. Dinlenmemen mi gerekiyor dinlenmeyeceksin. Çay iyi geliyorsa iç gelmiyorsa içme. İyi ve doğru çalışıp, işinizi ön planda tutacaksınız. Ben şuradan şuraya koşmamayı kabullenemem  ama iyi vuruş olmaz gol kaçırırsın bir şey demem. Koşmuyorsan bir eksiğimiz vardır. Nedir bu eksik? Hırs arzu istek. Küçücük de olsa gardınız düşüyor. Gol yiyorsunuz. Siz de söylüyorsunuz zaten yine gol yedik. Aslanım peki haklısın… Kazanılan bir şey söyle… Kaybedilen bir şey? O zaman onu yeneceksin. Yenmelisin.

Benden taklacılık istiyorsanız yok. Yüzünüze karşı söylüyorum. İsim isim de belirtiyorum. Sonradan koyduğum adama pişman olmamalıyım. Sizin için üzücü ayıp değil mi? Hadi ben yokum başkası var. Bu sizin işiniz. Sonradan giren oyuncunun beş dakika sonra şuradan şuraya koşamaması kabul edilemez. Neden?

Senin şu şu özelliklerin var şu meziyetin var. Neden yapmıyorsun? Sana ben ya da başkası kötü oyna mı dedi yapma koşma mı dedi. Neden bana söyle.”

Oyuncularıma aynen bunları söyledim Ne yazık ki ülkemizde bu tip sıkıntılar var. Nasıl? Dosdoğru. Ağbilik yaparak olumlu, doğru ve dürüst konuşarak, olumlu davranışlar içinde aşmaya çalışıyoruz.

Zaman zaman eksiklikler olabilir, bir takım sıkıntılarımız olabilir ancak kardeşim burası Göztepe Spor Kulübü, biz Göztepe futbolcusu ve teknik adamıyız, burada şartlar ve imkanlar böyle diyeceğiz bizim her şeyimiz iyi olarak kabul edeceğiz olaya olumlu bakacağız.

Olumsuz bakmayacağız bahane yaratmayacağız. Olumsuz düşünmek bizi negatifliğe götürür. Pek çok güzel şeyler söyleyebilirsiniz diyorum futbolcularıma. Haklısınız da. Bahane işimize yaramıyor. Şimdi 0 puanımız var. Kazandığımız ne var? Bir şeyler söylüyorlar. Haklısınız…

Eksiklikler mağlup olmaya, koşmamaya, iyi şeyler yapmamaya neden mi? Şimdi üzülüyor musunuz? Çok üzülüyorum.

Neden üzülecek şeyler yapıyorsun? Diye sordum Veli’ye. Takıma faydalı mı oldun? “Özür dilerim yanlış yaptım.” dedi. Daha önceden seninle paylaştım siz Bolu’dan geldiniz size büyük yanlışlar olabilir. Hakaretler olabilir sakin olun. Demedimmi diyorum.

“Benim eşim gelmiş Bolu’ya kızım gelmiş bana küfür ediyorlar” dedi Peki diyorum. Ne diyeyim? Kolay bir iş değil. Zaten bizim işimiz kolay değil. Biz zor olanı yapacağız. Zaten yenilmek kolay yenmek zor.

Yenmek için bir efor harcaman, bir şeyler ortaya koyman, üretken olman gerek. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacağız. Şu kötü durumdan kim kurtaracak… Yine futbolcular bireysel olarak teker teker hepsi. Sonra bireyler toplum oluyor biz oluyoruz. Herkes oturması kalkması ve davranışıyla üzerine düşeni yaparsa yemesi içimesi seksi ile her şeyi ile işini birinci planda tutarsa ona göre hareket ederse ne sıkıntımız olur?

Para ile ilgili sıkıntımız mı var. Yok para problemimiz yok. Ne isteniyor o zaman…

Cuma günü takımı ikiye böldüm sekiz kişi ile gol vuruşu çalıştık. Baskı yok. Sadece gol vuruşu… Yine kaleci ile karşı karşıya kaldık olmadı. Üç haftadır karşı karşıya pozisyon bulup atamıyoruz. Öbür takımlar atıyor Rize attı kazandı. Adana 90+3’de penaltıyı atsa Bucaspor’a 1-0 galip. İki hafta önce Ankaragücü Adana’yı abandone etti Adana 1-0 galip. Ankaragücü Ksk’yi perişan etti penaltı ve bir gol daha 2-0, Yine Manisa maçı Ksk, son dkda o kadar kalabalıktan vuruyor 1-1.  Bunlar da var. Biz hep net pozisyon kaçırıyoruz.

Şimdi burada kendimi sorguluyorum. Diyorum ki Hüseyin sen ne yapmak istiyorsun? Nasıl, nerede ne şekilde? Bakıyorum ki ben elimden geleni yapıyorum. Ben çok çalışmayı seviyorum. Doğru ve dürüst çalışmayı seviyorum. Buradaki sürecimde Hüseyin Hoca yanlış yaptı, yalan söyledi diyemez hiç kimse.

Ben hem oyuncuma hem de yönetime karşı şeffafım. Bunlara rağmen sürekli daha ne yapabilirim diye çok düşünüyorum. Benim bütün günüm burada geçiyor. Ben İzmir’i yaşamıyorum, hâlbuki burada dünya kadar çevrem var. Hep buradayım. Neden? Nasıl faydalı olabilirim diye? Yemekhane ve fitness artık burada… Olaylar böyle ama dış görünüşünü kimse bilmiyor. Yalnızca neticeye bakıyor haklı olarak. Tamam netice de öyle ama oynadığımız oyuna bak, girdiğimiz pozisyona bak, pozisyona girip de ben atamam ki…

(G): Hocam, buraya geleceğimiz belli olduktan sonra camiamıza sorduk Hüseyin Hoca’ya sormak istedikleriniz, görüş ve önerileriniz ne olur diye sorduk. O sorularla başlayalım Yasin’deki ısrarınız? Sağdan bindirmeleri yeterli mi? En uygun yer sağ mı? Performansından memnun musunuz?

(HK): Yasin sakatlıktan kurtuldu yeni yeni. Toparlanıyor. Hergün daha iyiye gidiyor. Yasin’den bu maçta da memnundum. Eski Yasin mi? Daha zamanı var. Yasin olmazsa kim oynayabilir diye değerlendirdiğimde Ali ile burada Samsun maçında yeterli performans alamadım. Çalışma alanında da alamıyorum. Kendisinin çok önemli meziyetleri olduğunu söylüyorum ona, herkesin içinde de söylüyorum, bugün de söyledim. O meziyetlerini ortaya çıkartmasını istiyorum.

Bize nasıl bir görev düşüyor, ne istiyorsun bizden onunla paylaşıyorum. Bana sor, söyle her türlü yanındayım. Şimdi böyle bir pozisyonda Ali’den yeterince verim almadım. Dolayısıyla, ben de isim çok önemli değil, amatörden gelmiş şurdan gelmiş önemli değil, . kim daha iyi görüntü daha iyi veriyorsa onu tercih ediyorum.

Bizim bu tercihlerimiz yanlış olabilir başkasına göre. Saygı duyuyoruz. Neden çünkü neticeye göre konuşuluyor. Dünyanın da en kolay şeyi olmuş olan bir şeyi eleştirmek. Daha önce bana deseler ki şöyle şöyle yaparsan şu maçı garanti kazanacaksın neden yapmayayım.. Ama biz en doğrusunu en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bazen biz böyle düşünürken bile yanlış çıkabiliyor. Sonradan koyduğum oyuncu beni pişman edebiliyor ama biz o amaçla koymuyoruz, iyi olsun canlı-diri 5 dk mücadele etsin diye koyuyoruz.

(G):Yasin Karabük’te de forvet gibi mi yoksa sağ tarafa daha yakın mı oynuyordu?

(HK): Sağ tarafta forvet gibi oynuyordu. Benim elimdeki futbolcularım şöyle. Direk santrafor Şaban, Bedi ve İbrahim var. Bedi çeşitli ülkelerde oynamış yeni gelmiş. Şaban’ı son anda aldık. İbrahim iyiydi, Kartal maçında oynattım çok da faydalandım. Bunları neden açık konuşuyorum onlarla da konuştuğum için. Söylediklerimi herkes duyabilir. Kartal maçında destek yeterince gelmedi ama kendisi müthiş mücadele etti. Burada rakiplere göre de bir pozisyon alıyoruz. Dolayısıyla Yasin ile de başladık, Dilaver ile de. Dilaver’den her an bir şeyler bekliyorum, üç maç oldu halen beklediğim şeyi alamadım. Ama birdenbire de bir şeyi kestirip atamıyorsun. İlhan. Geçen seneki ya da önceki seneki İlhan mı? Hayır. Evvelki sene, geçen sene gol atıyor muydu İlhan? Evet… Şimdi ?? Ama bu maç ilk iki maça göre daha iyiydi daha dikine gitti. Bu tip adamları hemen kesemessin. Hadi kestin kimi oynatacaksın?

Onlar da çok sağlıklı bilgi vermiyor. Hazırım diyen bir grup olmalı ya da izlenim vermeli. 25 kişilik bir grup var, defans, orta saha forvet belli diye değerlendiriyorsun. İki maç Ferhat oynadı ve sakatlandı yalnızca son iki idmana çıkabildi. Kazım da iyi… Geçen sene bu ligde Gaziantep belediye’de banko oynadı. İyi de dereceler yaptı. Ferhat da oynadı. Sakat olmasına rağmen Ferhat’ı zorlasaydım demezler mi yeri garanti diye?

(G): Pek çok teknik adam öyle yapıyor. Teknik adamlık yapmadık ama çok Hoca gördük.

(HK): Evet ama benim takımımda kim oynarsa oynasın aynı görevi çok iyi yapabilmeli. Ferhat sakatlanmış. İdmansız, sıra Kazım’daydı…

(G): Dilaver ile aranızda sorun var mı?

(HK): Hayır yok. İsteyerek aldım. Talebem. Bugün de yüzüne karşı söyledim. Kimsenin suratı sallanmayacak. Çıkarken de, girerken de herkes gibi olacaksın. Burada illa birileri oynayacak, birileri oynamayacak. Oynayan da oynamayan da aynı şeyi düşünürse biz başarılı oluruz. Çıkarken suratını sallayıp çıkmayacaksın, buna hakkın yok. Arkadaşlarına ve takıma zarar veriyorsun. Varsa benle bir problem otur konuşalım. Niye çıktın? Ne yaptın? Ben bir sürü şey bekliyorum senden dedim.

Gelelim Veli’ye. Veli oynar mı bu takımda oynar. Daha da iyi oynayabilir. Hamza evet. Furkan’ı aldık son anda. O da oynar. Rodi oynar mı oynar. Buradan başladık. Her hafta oyuncu değiştiremezsin zaten. Çok da doğru değil. Ortasahada Onur bu ligin iyi oyuncularından biri. Alternatifi Şamil iyi durumda değil. Geçen sene iyiydi. Söylüyorum seni geçen seneki gibi görmek istiyorum diye. Bu sene testlerde de iyi çıkmadı. Yanında Mithat’ı orada oynattık, burada oynatmadık başka şey düşündük. İlhan, Dilaver ve Yasin oynadı. Şimdi kim burada oynamalı. Halil… Ben de oynatmak istiyorum ama o solda oynuyor. Solda üç maçtır tercihimiz Dilaver oldu.

(G): Dilaver başka yerde oynar mı?

(HK): Oynar zaman zaman. 4-3-2-1 de forvet arkasında oynar. Ama orada da İlhan’ı tercih ediyoruz. Gole daha yakın, gol vuruşları iyi. Hakikaten de iyi. Samsun maçında da müthiş bir şut çıkardı kaleci kurtardı. Ondan başkası da zor öyle bir şut çıkarması. Ali ya forvet arkası ya sağda oynayabilir. Ali zaten meziyetini çabukluğunu, seriliğini, adam geçme şeklini ortaya koysa sorun yok birinci derecede onu tercih ederim.  Kendi de söylüyor zaten. Dilaver’den frikik bekliyorum. Hakikaten de atar. Gol de atar. Ne yazık ki kötü kullandı. Duran topu iyi kulandı Samsun maçında… Hepsini hesapladığımızda hiç oynamayan Volkan var.

(G): Şaban’ı az oynattığınız için eleştiriliyorsunuz.

(HK): Samsun’da oynadı. İyi durumda değil. Hasta oldu zaten. Bolu’da beklediğim kadar iyi değildi. Üçüncü golü mesela. Kendine de söyledim “Ayağın mı kırıldı dedim. Faul olsa da orada kalınır mı? Ne oldu söylermisin?” dedim. Gol yedik… Futbolda on dakika sokarsın 10 dk koşar. Tamam dersin. Tercihlerimizi analiz yaparak yapıyoruz ama sonuçlar ters orantılı olabiliyor.

(G) : Halil’i Bolu maçında oluşturduğunuz ilk 18 içine aldığınız ancak esame listesine yanlış yazıldığı için son anda kadroda olmadığı fark edildiği değişiklik isteğinizin red edildiği konusunda iddialar var.

(HK): Ne yazık ki doğru, ilk listede böyle bir dalgınlığımız olmuş, fark ettiğimizde düzeltmek istedik. Ancak geçen seneye kadar revize edilmesine izin veriyorlardı bu sene izin verilmiyormuş bu sebeple düzeltme yapamadık. Halil’i ilk 18 e alamadık. Artık çok daha dikkatliyiz.

(G) : Alsancak stadı taraftarımız için çok anlamı olan bir stat Göztepe’nin büyük başarılar elde ettiği bir stat ancak sizin tercihinizle Atatürk stadını tercih ettiğimiz konusunda iddialar var.

(HK): Alsancak stadının tribün baskısı için çok avantajlı yanlarının olduğu doğru, ancak kötü giden maçlarda bu avantaj tam tersine dönebiliyor. Bunun yanında Alsancak stadının yağışlı havalarda çözülemeyen sorunları var saha çok kötü oluyor ve bu çok büyük bir dezavantaj bu koşulları değerlendirdiğimizde Atatürk stadı tercihi bizim için kaçınılmaz oldu.

(G):Transferleri siz mi yaptınız?

(HK): Evet.

(G):Birinci tercihleriniz mi alındı?

(HK): Genelde evet.

(G): Bedinin maliyeti 1.700.000 Euro olduğu söyleniyor doğrumudur?

(HK): Bedinin istatistiklerine baktığınızda oynadığı takımların hepsinde attığı gol sayıları var. Ortalama 10 gol atmış hepte oynamış dikkat ederseniz tüm sezon oynayan bir oyuncu. Böyle bir oyuncu Portekiz birinci liginde oynamış faydalı olur diye düşünüyorsun. Zaten istediğin yabancıların belli bölümünü alamıyorsun. Theo Weeks gitmedi 3.yabancıyı alamadık gitmedi adam gitmedi.

(G): Theo Weeks konusu açılmışken Önder ve Theo Weeks yeniden oyuna dahil edilmesi söz konusu olabilir mi? Sorusu en çok gelen sorulardan.

(HK): Ben olduğum sürece sezon başı kampına katılmayan oyuncularla asla çalışmam Sadece ben değil ben olmasam da zaten başkanda çalışmaz.

(G): Size bir terbiyesizlikleri mi oldu bu konuda söylemler var.

(HK): İkisinin de oyunculuklarında memnun değilim. Ayrıca Allah var yukarıda Theo Weeks’in terbiyesizliği de oldu. Ben size soruyorum Theo Weeks geçen sene bu takıma ne verdi. Rize’ye de hiçbir şey vermedi Göztepe’ye de.

(G): Gerçekten Theo dan çok verim alamadık ama önder fayda sağlarmı diye ciddi ciddi düşünüyoruz.

(HK): Biz daha değişik bir oyuncu aldık, Önder sıfatında ama Önder’den daha iyi olan bir oyuncu aldık. Önderi tercih etmedik. Bu da doğal bir şey mesela Evren ile ilgili de epeyce düşündük. Veli olunca Başkan istersen Evrenle ayrılalım dedi. Çünkü bu işlerde öyle bir pozisyon var son anda Veli’yi alıyorsun. Bizim düşüncemizde yoktu. Birden bir olasılık doğdu hemen aldık. Herkes almak ister kabul etmek gerek iyi oyuncu ama herkes istedi biz aldık. Hakan mesela kendi gitmek istedi.

(G): Sorulardan birisi de o sizle kişisel sorunları olduğu için gittiği söylendi.

(HK): Hiç alakası yok, kesinlikle böyle bir şey yok arayın sorun Hakan’a hatta ben dedim ki oğlum gitmeni istemiyorum.  Ben hocam gideyim dedi şöyle böyle dedi. Benim her şeyim açık şeffaf o konuda Hakan’a arayıp sorabilirsiniz.

(G): Göktuğ bu takımda oynar mı?

(HK): Göktuğ'un potansiyeli var ama kendisini geliştirmesi gerek Şu anda oynaması olası bir şanssızlık durumunda yarardan çok zarar verir.

(G): Gelen kaleciler Vedat'tan iyi mi?

(HK): Ben iyi olduğunu düşünüyorum.

(G): Berkay'a şans vermeyi düşünüyor musunuz?

(HK): Berkay'ın kendini geliştirmesi gerekiyor.

(G): Milli mac arasında neden hazırlık maçı yapmadınız?

(HK): Hazirlik macı yapma benim tercihim, yerine laktat testi yaptık. ZAten toplamda 8-10 takım hazırlık maçı yaptı çoğu yapmadı.

(G): Takım rsmi siteye göre sürekli 5e 2 pas çalışması yapıyor gözüküyor ama kontrataklarda pas isabeti yüzdemiz düşük.

(HK): 5e2 idmanların sonunda futbolcuların moralini yükseltmek amacıyla yaptığımız, futbolcuların sevdiği bir çalisma. İdmanda pekçok şey çalışıyoruz sonunda da hoşlarına gidecek şeyler yapıyoruz futbolcuların. Sonuçta yaptıkları işten zevk almaları lazım.


G): İlk 11'i ne zaman sayabileceğiz?

(HK): Benim sistemimde net bir 11 olmaz her hafta çalıışanlara göre birkaç kişi değişebilir.

G): İlk 11'i ne zaman sayabileceğiz?

(HK): Benim sistemimde net bir 11 olmaz her hafta çalıışanlara göre birkaç kişi değişebilir.

G): Kondisyon eksiği var mı?

(HK): Laktat testlerine göre sonuçlarımız fena değil. Geçen sene maç sonunda herkesin krampları olurdu bu sene yok.

G): Takımı eleştirerek daha iyiye gitmekte zorlanabilir miyiz?

(HK): Gelinen noktada hepimizin hataları eksiklikleri olmuş olabilir. Bunları konuşmadan düzeltemeyiz. Ben şeffaf bir adamım. Sonuçta oyuncularıma güveniyorum, daha iyi olmalarıiçin çaba harcamya devam edeceğiz. Hep birlikte daha aileri gideceğimize inancım tam.

(G): Üç maç sıfır puan umudumuzu koruyalım mı Hala ilk iki iddiamız var mı Hocam.

(HK): Şöyle bir şey söyleyeyim, Türk Futbolunda iniş çıkışlar her zaman var. Örneğin Denizli bundan üç sezon önce ilk yarıyı silme götürdü. İkinci yarı neredeyse küme düşecekti.  Demek istediğim şu üç maç kaybeden takım şampiyon olamaz, üç maç kazanan takım düşmez diye bir şey yok. Bu takımların bundan sonraki üç maçta kaybetmeyeceğinin veya kazanmayacağının garantisini kim verebilir. Dolayısıyla kazanmak için bir şeyler gerekli, o şeylerin başında illaki birlikte olabilmek geliyor. Futbolcularla, Teknik Ekiple, Yönetimle,taraftarla olabilecek şeyler.

Evliyiz çocuğumuz var. Çocuğumuz hata yapıyor gece geç geliyor yanlış hareketlerde bulunuyor. vs vs Hep kızarak hep dayak atarak öfkelenerek mi onu kazanmaya çalışıyoruz. Taraftar grubu da, Göztepe sevenleri de, böyle değerlendirmesi lazım. Burada olay Hüseyin Kalpar olayı veya teknik adam olayı değildir. Zaten teknik adam olayı olsa, anında hemen çabucak burayı terk eder.  Ben üç maçta mı teknik adam oldum veya bu futbolcular üç maçta mı bu düzeyde futbolcu oldular.  Şimdi böyle bir mantık doğru mantık değil.

Sadece biz niçin bu durumdayız, nasıl bu durumdan kurtuluruzun çalışmasını yapmak gerekiyor.  Bir sürü eksiğim var ama eksiklerimin hiç birini eksik olarak kabul etmiyorum. Şimdi siz işinizde çalışma alanınız kısıtlıysa ne kadar başarılı olabilirsiniz. Ben bunu bahane etmiyorum. Benim hayatımda bahane yok. Ama gerçekte bu. Kabul etmek lazım. Ben burada olduğum sürece hiçbir zaman umutsuzluk olmaz.

Ben çok hırslı bir adamım tavlada bile kaybetmeyi sevmem bu benim yapım şu an ne yapabilirime çalışıyorum. Benim gitmem Göztepe’nin menfaatineyse o an giderim. Benim parayla pulla onla bunla işim yok.

Benim zaten burada başlamam bile çok önemli bir faktör aslında. Buraya gelmem bile büyük risk hatırlayın geçen seneyi geldim kurtuldu. Benim gelmem bile Göztepe için önemli bir nokta. Açık söyleyeyim. Ben Hüseyin Kalpar olarak bu kulübe çok şey vermek istiyorum.

 

(G): Eleştiriyoruz ama yeri gelmişken geçen sene içinde yüzünüze teşekkür ediyoruz bu  sene çok farklı bir nokta da olabilirdik. Esasında kazanma yapınız Göztepe taraftarına çok uyuyor. Bizde tavlada bile kaybetmekten hoşlanmayız. Mesela Altay maçında sizi çok eleştirdik İkinci devre yaptığınız oyuncu değişiklikleri bizleri hayal kırıklığına uğrattı.

(HK): Ben Altay’la olan eski maziyi bilmiyorum kimse beni uyarmadı.Bilseydim bende yapmazdım. Ben bütün oyuncularım oynasın taraftarımız herkesi görsün diye değiştirdim. Bana sonradan söylediler ben bilseydim yapmazdım. Çünkü neden ben şöyle düşündüm 2-0 oldu baktım 7-0 olacak ben dedim hangi oyuncuyu koysam görevini yapar taraftarda oyuncularını görür dedim. Sıfır heyecanla başlıyorsun ilk maçın harika baktım el ayağı tutuldu çocukların, 5 kişi değiştirdim herkes oynasın herkesi taraftar görsün dedim. Ben bu açıdan baktım. Bir de öyle bir gol yiyorsun yani. Olacak şey değil.

(G): O zaman biz şimdiden Karşıyaka maçının önemini size iletmiş olalım. Altay maçı dediğiniz gibi 7-0 olsaydı belki de bugün üç maçta sıfır puan olduğunda bu kadar fazla eleştiri veya tepki olmazdı. Zor zamanlarımızda bizlerin yok olmasını isteyen takımlara karşılaşmalardan alacağımız farklı galibiyetlerin yaratacağı olumlu etki bizim taraftarımızın hoş görüsünü motivasyonunu oldukça artırır.

(HK): Bakın bütün kalbimle samimiyetimle söylüyorum. Benim en çok şuan üzerinde durduğum ve üzüldüğüm beni çok rahatsız eden böyle büyük bir camianın büyük takımın büyük taraftarına şu sevinçleri yaşatamamaktır.

Ben bunu kendi başarımı düşündüğüm için değil, beni sevsinler diye, bana övgü yağdırsınlar diye değil buna layıklar bunu hak ediyorlar diye istiyorum. Çünkü bakıyorum başka yerde yok işte Rize kazanıyor 300 kişi ben orada da çalıştım.

Bu gibi takımlara hayran oluyorum, böyle bir takımın böyle bir taraftarın başarılı yapmak müthiş bir olay. Ben onların sevincini görmek istiyorum. Bu beni aşırı derece de mutlu edecek. Ben buradan ayrılmış olsam da bu böyle. Ben hakikatten böyle bakıyorum bu olaya. Yoksa başka bir şeyden değil.

Ben gitsem de takdirle ve sevinçle bu başarıları izleyeceğim. Böyle bir taraftar topluluğunun takımına  daha olumlu  daha ılımlı daha itici güç olarak ortaya çıkması hem kendileri açısından hem takım açısından büyük bir rol oynaması gerekir.  Taraftar şampiyonluğa inanmalı ve bu inancını futbolculara en iyi şekilde aktarabilmelidir.

(G): Vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ederiz.

(HK):  Ben teşekkür ederim.

 

(*) (Göztepelist : Oğuz  Reşat Sipahi, Devrim Cem Erturan)

 

 

Kullanıcı Oyu: 4 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değil


GöztepeLIST: Bize Göztepe ile ilgili ve Göztepe dışındaki geçmişinizden, futbol kariyerinizden bahsedebilir misiniz?
Akif Başaran: Manisa-Akhisar doğumluyum. İlkokulu orada bitirdim. İlkokuldan sonra Fatih Koleji'nin açıldığı sene oranın ilk talebelerinden oldum. Göztepe'nin o şaaşalı günlerinde ben ortaokulda onları izliyor, maçlara gidiyordum. Lise hayatıma gelince Atatürk Lisesi fen bölümü mezunuyum. Ardından 1980 yılında Ege Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama bölümünü bitirdim. Bu dönemde Altay genç takımında oynadım. Genç ve Ümit Milli takımda oynadım. Altay A takımda, Beşiktaş, Bursa ve tekrar Altay'da oynadım. Ciddi bir sakatlık döneminden sonra da futbolu bıraktım. Teknik adamlıktaysa 25 yılı bitirdim.
Göztepe ile ilgili geçmişime gelince, 1992-93 sezonunda görev aldığım Göztepe'de play-offa kaldık. O sezonun ardından yine Göztepe ile devam ettim.
Almanca biliyorum. Yurtdışında teknik direktörlük-antrenörlük ile ilgili çeşitli seminerlere katıldım, çeşitli hocaların yanında eğitim aldım. Üniversiteyi bitirdikten sonra üniversite eğitimim ile ilgili bir mesleği seçmedim. Futbolculuktan sonra da teknik direktörlükle devam ettim. 37 yıllık kariyerimde futbolculuk ve teknik adamlık dışında iş yapmadım.

GöztepeLIST: Futbolculuk ve teknik adamlık dönemnizdeki başarılarınız?
Akif Başaran: Milli takımda oynadım. Altay ile UEFA kupası ve Türkiye Kupası finali oynadım. Bjk'de iki sene oynadım. Takım o sene yeni yapılanmıştı dolayısıyla şampiyonluk yaşayamadım. Daha sonra Bursa'da oynadım. Hep Süperlig'de oynadım, sonunda da bir sakatlık neticesinde bıraktım.
Ardından Altay'da altı sene (takımın her kademesinde) teknik adamlık yaptım. 31-32 yaşımda Süperlig'de en genç teknik adam ünvanı kazandım. 1990'dan sonra Altay dışında diğer takımlarda çalışım. Bu dönemde pek çok takım çalıştırdım. Hep hedefi olan takımlarda çalıştım. Göztepe ile play-off maceramız var ama şampiyon olamadık. Şartlar ortadaydı. Daha sonra Kasımpaşa'da iki sene görev yaptım. İlk sene şampiyon oldu. İkincisinde de şampiyon oldu ama ben son beş maç ben ayrıldım takım yine şampiyon oldu. Geçen sene Göztepe ile 3. lig şampiyonu olduk.

GöztepeLIST: Göztepe'ye ikinci gelişinizi anlatır mısınız?
Akif Başaran: Göztepe amatördeyken, ben Giresun'da ben Bank Asya liginde çalışıyordum. O zaman ben teklifi etik olarak uygun bulmadım. Şöyle ki ben amatör kümede çalışmaya başlarsam yeni yetişmekte olan bu işe gönül vermiş yeni teknik direktörler nerede çalışacak, benim kendi kulvarımda çalışmaya devam etmem gerek diye düşündüm. Amatörden çıkılırsa tekrar görüşürüz diye konuştuk. 3. lige çıkıldığında ilk etabın ardından Mustafa Fedai ayrıldıktan sonra tekrar teklif geldi. Bu şekilde göreve başlamış oldum..

GöztepeLIST: Göztepe’de uzun zaman sonra 6 aydan fazla görev yapan ilk teknik direktör sizsiniz. Gelecek için görüşleriniz?
Akif Başaran: Şartlar uygun olmadığı için öyle olmuş olabilir. İmam beyle yaptığım görüşmede 2,5 yıllık kontrata karar vardık. Bu süre sonundaki hedefimiz Süperlig’de olmak.

GöztepeLIST: Yapılan transferler sızın isteğiniz doğrultusunda mı oldu. Yoksa sızın haricinizde kara verici baksa merci mi vardı.
Akif Başaran: Yapılan transferlerde benim hazırladığım alternatifli bir liste sonrasında gerçekleşti. Listedeki herkesle görüşüldü. Görüşmeler sonrasında şartlarımıza uyan ve bize uyum sağlayabilecek oyuncular ile yapılan görüşmelerde karar verilerek tercihler yapıldı. İstediğimiz tüm oyuncular listemdeki ya ilk isim ya da ikinci isimlerdi. Tayfun Özkan tercihi sonucu A. Demirspor’a gitti. Bunda kendisinin üç sene sonrası için maddi pazarlıkta bulunması etkli oldu.

GöztepeLIST: Alındığı belirtilen oyuncular kesin transfer midir? Mert Somay’ın durumu nedir?
Akif Başaran: Oyuncuların hepsi kesin transferdir. Mert Somay ile ilgili hiç bir sorun bulunmamaktadır.

GöztepeLIST: Emre İşçiler?
Akif Başaran: Emre İşçiler listemizdeydi. Kendisi ve kulübü İzmirspor ile anlaşıldı. İzmirspor ile 70.000 TL’ye anlaşıldı. Fakat daha sonra mukavelesine bakıldığında yetiştiricilik bedeli maddesi bulunmaktaydı. Manisaspor 40 bin TL ye kadar indi. Biz İzmirspor’a anlaşmamız şartlarında ödeme yapacağımızı bildirdik ve İzmirspor’un ya da Emre’nin kendi alacağından feragat etmesini istedik. Dolayısıyla Manisaspor’un sorunu İzmirspor ile ya da Emre ile halletmesini söyledik. Sonuçta tekrar aynı lige giderse yetiştiricilik bedeli ödemek zorunda olmadığından Balıkesir’e gitti.

GöztepeLIST:Bizden alacağı paranın dört katına gitti dedikoduları?
Akif Başaran: Yalan…Öyle bir şey yok…

GöztepeLIST: Şu an için transfere ihtiyacımız var mıdır?
Akif Başaran: Eksiklerimizi kapattık. Şu an itibariyle ekstra bir oyuncu alabiliriz. Forvet ya da orta sahadan hücuma yönelik katkı verebilecek tipte nitelikli oyuncu olursa alabiliriz. Ama ihtiyaç duyulursa transfer her ana yapılır.

GöztepeLIST: Sağ taraf için gerekli alternatif olmadığı söyleniyor. Eray hariç sağ tarafta zayıf olduğumuz söyleniyor.
Akif Başaran: Bu mevki için uzun süredir bizimle antrenmana çıkan Hollanda’da 32 maç oynamış yetenekli Alper’i kadromuza kattık.

GöztepeLIST: Alt yapıdan beri oynayan eski oyuncularımızdan faydalanmaya devam edecek misiniz? Recep ve Bulut’un performansı siz geldiğinizden beri nasıl?
Akif Başaran: Fayda alacağımız her oyuncuyu değerlendiririz. Recep ben geldiğimde iyi değildi ama toparlandı. Daha sonra sakatlık geçirdi. Sonrasında ise takıma girme problemi yaşadı. Mevkisinde iyi oyuncular var iken “sen otur Recep oyna” diyemezdim, form tutması gerekli idi. Psikolojik olarak sorunları vardı. Bu konu hakkında yardımcı olmaya çalıştık ilk başta olumsuz tepki verdi ama daha sonra düzeldi kendisi. Ligi de zirvede bitirdi.
Bulut’a gelince…O da başta bir yaka bileği sakatlığı geçirdi. O sakatlığın üzerine oynamaya devam edince sakatlığı uzadı. Ardından toparlandı ve oynamaya devam etti.
Şu anda herkes gibi onlar da istekliler…
Recep ve Bulut bu takımın içinden yetişmişler, Göztepeliliği küçüklükten beri yaşıyorlar ve ona göre değer veriyoruz. Ama bu bir yarış ve iyi çalışmak gerekir. Sonuçta çalışanlar ve başarılı olanlar göz önünde olacaktır.



GöztepeLIST: Daha önceki yıllarda takım bir üst lige çıkarken ağabey denilen tarzda oyucular bulunmaktaydı. Şu anki kadroda bunun eksik olduğu gözleniyor.
Akif Başaran: Şu an kadromuzda o tarzda oyuncular mevcut fakat bu dışarı çok yansımadığı için bu şekilde görünüyor.

GöztepeLIST: Alt yapıdan oyuncu oynatmayı düşünüyor musunuz?
Akif Başaran: En az bir oyuncuyu mutlaka oynatacağım. Kampa görüntü vermek için götürmedim. Diğerleri de oynayabilir ama fiziksel olarak zamana ihtiyaçları var.

GöztepeLIST: Antrenmanları nerede yapacaksınız?

Akif Başaran: Bu konuda ciddi problemler var. Haftanın ilk idmanını sahamızda yapacağız. Diğer idmanları kiralayacağımız bir yerde (Atatürk yan sahalar vs) yapacağız. Bu konuda daha önce basında adı çıkan Yelki çok uygun değil. Başka yerlerde işimizi görmeye çalışacağız ama bu da vakit kaybına neden olacak.

GöztepeLIST: Bu sezonki grubu değerlendirebilir misiniz?
Akif Başaran: Konya Şeker iyi transferler yaptı. Denizli Bld. geçen seneden kalan kadrosunu korudu. İstanbul takımlarından Eyüp ve Sarıyer iyi takımlar. Tepecik ve İstanbul’un ise çok zorlayacağını düşünmüyorum. Ege ve Akdeniz takımları ise zorluk yaşayabilirler.


GöztepeLIST: Taraftarın uzun süredir beklentisi olan her maça rahat oyun ve bol gollü galibiyet sözü verebilir misiniz?
Akif Başaran: Her maç tempolu oyun sözü veriyoruz. Bu oyun içinde başarı gelecektir diye düşünüyorum Bu uzun, dikenli bir yol. İnişler, çıkışlar olacaktır. Zaman zaman kaybedebiliriz ama daima hedefin içinde olacağız. Önemli olan en sonunda nerede olduğunuzdur.

GöztepeLIST: İlk etap maçlarındaki hedefiniz ve hedeflediğiniz puan nedir?
Hedefimiz her zaman için en üstte olabilmektir. Bunun içinde hangi lig olursa olsun her maç için 2 puan ortalamasını yakalamanız gerekmektedir. Bu hedef doğrultusunda olduğunuz sürece her ligde şampiyonluğa oynarsınız.

GöztepeLIST: Sezon başında oyuncular testler yapıldı sonuçlar nasıl çıktı?
Akif Başaran: Geçen sezon bizimle çalışan bütün arkadaşlarımıza günlük çalışma programı verdik. Gerçekleştirenler oldukça iyi bir şekilde geldi. Tamer zaten yapmadığı için aşırı kilolu olarak kampa geldi. Şu anda o sıkıntıyı kendiside hissediyor. Oyuncunun şans bulması için kendini hazır tutması gerekiyor. Bir teknik adamolarak iyi olmayan adamı oynatıp takıma zarar veremem.

GöztepeLIST: Erhan Önal olayı hakkındaki görüşleriniz.
Akif Başaran: Kendisi sportif direktör olarak geldi. Bütün şubelerden (basketbol, voleybol, hentbol, sutopu vs) sorumluydu. Ve beklenen hepsinin yapılanmasını sağlamasıydı. Fakat yaşanan yetki karmaşası sonucunda 10 gün içinde görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Bu süreç zarfında kendisi ile gayet uyumlu bir çalışma içerisindeydik. Çünkü onun işi başka, benim işim başkaydı. Yetki karmaşası olmayıp, ayrılmasaydı, benim için de iyi olabilirdi.

GöztepeLIST: Şu an için Sportif Direktörlüğe ihtiyaç var mıdır?
Akif Başaran: Benim yetkim dışında olan bir konu ama gerekli ise de bu konu hakkında çok donanımlı olmak gerekmektedir.

GöztepeLIST: Takım içinde psikologa ya da mentore ihtiyaç var mıdır?
Akif Başaran: Ben olmasından yanayım ama bu işi yapacak insanlar genelde yurt dışında bulunuyor.  Bizim de üniversiteden ya da yurt dışından yararlanılabilecek genç arkadaşlarımız var. Fakat bunun için kulübün şartlarının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sonuçta iyi bir mentör faydalı olabilir.


GöztepeLIST: Transfer komitesi yöneticiliği gibi bir durum ortada yeni gelen hoca var. Yorumunuz?
Akif Başaran: Bu arkadaşımız daha önce de transfer izleme kadrosunda bulunmaktaydı. Şu anda altyapı ve üst yapı için oyuncu izleme ve benim teknik kadromdaki Kenan Hoca ile rakip takımları izleme konusunda yardımcı olmaktadır.

GöztepeLIST: Alsancak mı Atatürk mü?
Akif Başaran: İlk geldiğimiz zaman Alsancak zemini çok kötü idi. 3. Lig zaten bir karmaşa ve zorluklar lig birde bunun üzerine zemin ile uğraşarak ekstra zorluk yaşamak istemedik. Atatürk Stadı tamamen benim tercihimdi. Bu sene için tercihim Alsancak Stadı bu konu ilgili görüşümü de yönetime bildirdim.

GöztepeLIST: Geçen sene en çok sıkıntı yaşadığınız ve sevindiğiniz maç hangisidir?
Akif Başaran: Kahramanmaraş maçına çok eksikle gittik. Kısa süre içinde 17 tane transfer yapmıştık. Bir kısmı antrenmanlı, bir kısmı değildi. Bir de maç öncesinde lisans karmaşası yaşadık. İzmir’den genç takım kalecisini alıp gittik. Sonuçta 13-14 kişi ile gittik. Orada iyi oynamamıza rağmen penaltı ile başlayan garip gollerle yenildik. O maçtan sonra sıkıntı yaşadım…
Hatay maçında ise Evren'in uzatmada attığı gol ile kazanmamız ve tüm ekip olarak inancımızın yerine gelmesi. Bana göre kırılma noktasıydı…

GöztepeLIST: Boş zamanlarınızda ne yaparsınız?
Akif Başaran: Boş zamanlarımda genelde dinlenirim. Çünkü çok yoğun olarak çalışırım. Sabah 07.00 gibi kalkar ve gece 23.00 kadar çalışırım. Bulduğum boşlukta kafamı boşaltmaya çalışırım.

GöztepeLIST: İzmir futbolu neden Süperlig'de değil?
Akif Başaran: 2-3 sene öncede bu konu ile ilgili Sky TV’de kayyum döneminde görüş bildirmiştim. Birinci problem yönetici yetişmiyor. İkincisi yetişen oyuncu ları-değerleri kadroda tutmuyorlar. Maddiyat ön plana çıkıyor ve oyuncular gözden çıkarılıyorlar. Bu sene bizim 3 oyuncumuzu Sivasspor istedi ben verilmesine karşı çıktım. Emre İşçiler karşılığında da aynı şey teklif edildi ama ret ettik.


GöztepeLIST: İzmir medyası hakkındaki görüşleriniz?
Akif Başaran: Alt liglerde olduğumuz için kısır bir döngünün içinde olduğunuz içinde medyanın sürece olan ilgisi azalıyor. İzmir’den Süperlig’de 1-2-3 takımı olduğunda İzmir medyası da değişecek o noktaya gelecektir.

GöztepeLIST: En çok takip ettiğiniz yorumcu kimdir?
Akif Başaran: Ben herkesi okumaya özen gösteririm. Yorumlar benim için önemlidir ama bazen de hiç önemli değildir. Sonuçta benim yaptığım şey önemlidir. Çünkü ben olay olmadan önce değerlendiriyor ve gündeme getiriyorum. Yorumcular olduktan sonra yorumluyorlar.



GöztepeLIST: Milli Takım’ın 2010 yılı şansı nedir?
Akif Başaran: Bıçak sırtı gibi bir durum söz konusu burada. Hassas dengeler var…Bu bağlamda yeni sezon ile alakalı pek olumlu düşünemiyorum.

GöztepeLIST: 1992–1993 sezonu için görüşleriniz? O zamanlar yaptığınız “Bu takım amatör kümeye kadar gider.” Yorumunuz???
Akif Başaran: Atilla Türkkal dönemiydi. Play-offa kaldık. Ama çok zor şartlarda mücadele ediyorduk. O sezon Altan, Bekir ve Volkan’ı piyasaya çıkardım. Sonra yaz dönemine girildi 1 ayda 5 yönetim gördüm. 5 yönetim ve 5 başkan ile çalıştım. Her hafta bir başkan ile görüşüyorum, bir şeylere karar veriyoruz. Haftaya başka birisi gelmiş. En sonunda Kenan Bilgiç geldi…Yine iyi bir başlangıç yaptık. Açılış maçında Fb’yi yendik…Ama çözümler hep kısa vadeliydi…Maddi ve yönetimsel kurumsallaşma yoktu. Hep kısa süreli çözümler üretiliyor ve Erdal Hoca da vefat edince alt yapı iyice kurumaya başlıyor ve alttan da oyuncu gelmiyordu. Söylediklerim hayali değildi ki o şartlar altında son kaçınılmazdı.

GöztepeLIST: Kulübün şu anki durumu?
Akif Başaran:  Kulüp yapılanması oluyor. Kulüp ve kurumsal kimlik birlikte oluşuyor. Zaman içinde bu kimlik oturacaktır. Bu kurumsal kimlik de büyük ivme kazandıracaktır.

GöztepeLIST: Serdar Samur Bey ile ilişkileriniz nasıl?
Akif Başaran: Ben teknik direktörüm. Kendisi Başkan vekili. Benim işim sorunları kendisine aktarmak.  Ben de bu görevi saygı ve sevgi çerçevesinde yürütüyorum. Genel durumlarda İmam Bey Serdar Bey ile görüşür. Benimle direkt konuşmak isterse arar ve bilgi alır. Kurumsal kimlik içinde ilişkimiz bu şekilde…

GöztepeLIST: Başkan İmam Altınbaş’ın kupayı alması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Akif Başaran: Bence yanlış bir organizasyondu. Kendisinin bu durumda olmasını ben istemezdim. Geleneklere göre kupayı takım kaptanının alması gerekiyordu. Ama Sayın Özgener’in yakın arkadaşı olması nedeni ile o anda anlık gelişen bir durum olduğunu, bilerek yapılan bir şey olmadığını düşünüyorum. Bununla birlikte hoş olmadı.

GöztepeLIST: Göztepe taraftarı hakkındaki düşünceleriniz?
Akif Başaran: Muhteşem. Tepecik maçı harikaydı. Bilinen bir şey hakkında bende yorum yapmayayım. Bunu zaten dünya biliyor. Tebrik ediyorum hepsini…

GöztepeLIST: Göztepelist’i takip ediyor musunuz?
Akif Başaran: Zaman zaman girip takip etmeye çalışıyorum. Ben kişisel olarak her türlü olumlu ve olumsuzluklardan mutlaka bir ders çıkartırım. Eleştiriye açık bir insanım. Buna karşı işime geldiğini alırım, işime gelmediğimi almam. Sizin sitenizde de hem övgüler, hem de eleştiriler tabii ki olacaktır. Bunlar şahsa yönelmeden olunca çok daha hoş oluyor. Yazıda karşı tarafın iyi niyetliliğini gördüğünde bir şeyler alabiliyorsun. Taraftar genelde bildiği oyuncuların transfer olsun istiyor ama bu her zaman için hem mümkün, hem de doğru olmuyor. Mesela ben Araklı'dan Burak diye bir oyuncu getirdim 17 maç oynadı.  

GöztepeLIST: Son olarak mesajınız nedir?
Akif Başaran: Göztepe taraftarının bana karşı göstermiş olduğu sabır ve anlayış ile desteğinden dolayı çok teşekkür ederim. Var gücümüzle çalışıp başarılı olmaya devam edeceğiz.

GöztepeLIST: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Akif Başaran: Ben teşekkür ederim.
Röportaj 27 Temmuz 2009 günü GöztepeLIST Organizasyonu adına Oğuz Reşat Sipahi ve Baki Karakoç tarafından yapılmıştır. Röportajın size ulaşması aşamasındaki emekleri için Özkan Yılmazer’e de teşekkür ederiz.

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter