
Hic de seffaf olmayan "kurumsal" yapimizin yarattigi karamsarliklarla dolu
bir transfer donemi daha yasiyoruz sanirim.
Belki bin defa dile getirildi pek cok arkadasimiz tarafindan.
Bir tek sunu istedik basindan beri:
*Hedef (mumkunse buyuk olsun ama olamayacaksa da) ne ise bilelim!*
Anlasilan yonetimimiz kurumsallikla ketumlugu birbirine karistiriyor.
Seffaf davranmiyor ve bu, bir sure sonra kacinilmaz olarak samimiyetsizlik
olarak algilaniyor.
Anlasilan yonetimimiz beklentileri dusurecek aciklamalar yapmanin,
mesela, "*hedefimiz bu yil ligi iyi bir yerde bitirmek ve onumuzdeki yil
acik ara sampiyon olacak bir kadronun temellerini atmaktir*" demenin,
bizdeki heyecani da dusurecegini, tribunlerin bos kalacagini, ticari
anlamda olumsuzluk yaratacagini dusunuyor.
Ne diyelim, bu kadar yildan sonra hala boyle dusunuluyorsa,
anlasilan yonetimimiz GOZTEPE camiasini hic tanimamis.
O tribunlerin, kendi icinde yasanan tum sorunlara ragmen, bir iskeleti /
omurgasi oldugunu,
degil sampiyon olamamak, kume dusuldugunde bile takimi yalniz
birakmayacagini gorememis, anlamamis.
Hadi bunlari anlamamis yonetimimiz.
Peki sunu da mi goremiyor:
Ligde kalsak sukredecek hale geldigimiz bu ugursuz sezonda
sampiyonluk aciklamalari yapmayi surdurup sonra da geregini yapmamanin
hayal kirikligi yaratacagini.
Ha elbet devam edecegiz hayal kirikliklari pahasina, yapilamayan
transferleri takip etmeye,
atilamayan gollere, kacirilan firsatlara hayiflanmaya,
tribunleri doldurmaya.
Devam edecegiz etmeye de bunu bir keyifle yapmak var, bir de boyle eziyet
cekerek.
Vallahi de billahi de sampiyon olamayacagimizi bile bile,
ama simdikinden daha buyuk bir keyifle izlemistim ben GOZTEPEMIZI,
sonradan "on sekiz yil bekledik biz" diye anlattigimiz 80'lerde.
Sonuc: Yok.
Icimi dokmek istedim sadece.
Erkan Gobekcin
