Oğuz Reşat Sipahi
Bu yazı sportif başarıdan bağımsız olarak yazıldı... Takım biz kendimizi bildik bileli kazanmak kaybetmek berabere kalmak üçlüsünü yaşamaya, bizi de sonuca bağlı olarak mutlu, mutsuz-huzursuz-huzurlu etmeye devam ediyor... Ömrümüz yettiğince (Trafik kazasında ya da bir bomba saldırısında ölmediğimiz tesadüfen yaşayan Türkler kümesinden tesadüfen yaşamayan Türkler kümesine geçiş yapmadığımız için şanslıyız... Ankara'daki saldırıda hayatını kaybedenlere Allah'dan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum...) edecek de...
Bu yazının konusu yine kronik ve hep konuşulan problemlerimizden biri Göztepe'den neden altyapıdan çok oyuncu çıkmıyor? Ya da oynamıyor? Oynayanlar neden zamanla kendilerini çok geliştiremiyorlar?
Bu yazıyı aslında Halil Akbunar'ı düşünerek yazdım... Lakin bu yazıdaki Halil Akbunar yerine geçmişte Anıl Özenerli, Aydın Kuzu, Enver Işık, Bulut Dönmez, bugün için Salim İyik yarın içinse zaman içinde çıkabilecek-parlayabilecek yeni isimler yazılabilir... (Not: Halil Akbunar ile kişisel diyaloğum Göztepelist olarak verdiğimiz yemeklerdeki diyaloglardan ibarettir...)
Bu isimlerden Halil Akbunar son dönemlerde çıkan en önemli isimdi...U19-20 kategorilerinde 13 kez Milli olmuş...Cihat Arslan döneminde ilk kez terlettiği formayı 3,5 sezon boyunca üzerinden nadiren çıkarmış... 22 gol atmış... Tff sitesinde asiste verisi düzenli olarak tutulmuyor ne yazık ki... Azımsanmayacak sayıda asisti olduğunu da söyleyebiliriz... Uzun zamandır gördüğümüz en hızlı oyuncularımızdan biri...
Bu paragraf kendi kişisel görüşlerim... Bu 3,5 sene içinde kendini beklenenin altında geliştirebildi Halil... Allah vergisi hızı zaten daha ne kadar artar bilmiyorum aslında bu da pratikte mümkün... Son vuruşları başta 10 üzerinden 2-3-4 idiyse, 4-5-6 aralığına çıktı. Ortalarına gelince başta 2-3-4 idiyse 4,5-5-6-7 aralığına çıktı... Hızlı oyuncunun en önemli avantajı verkaçları ya da duvar pasları 1-2-3 idiyse 2-3-4 aralığına geldi (Bunda belki Şaban Yılmaz Genişyürek dışında duvar olarak kullanabileceği fazla adam ile oynammasının da payı olabilir...)... Bence en önemli özelliği top sıkıştığında ilginç bir şekilde bodoslama ileri taşıyabilmesiydi... Ve tribünleri ateşleyebilmesi... Fiziksel özellikleri nedeniyle tribüne çektiği hanım sayısı da az değildi ve bence önemli bir artıydı... Çocukların en önemli sevgililerindendi...
Göztepe çocuğu olmanın avantajı ve dezavantajını yaşadı... Kendisine tolerans konusuna göre az konusuna göre çok oldu... Saha çindeki tolerans daha fazlaydı... Buna karşı saha dışı tolerans daha azdı... Sigara/nargile huyunu sosyal medyada paylaşacak kadar özgüveni yerindeydi... Sigara bağımlılık yapma potansiyeli en yüksek maddelerden biri bağımlılık yanında solunum teslerine ve akciğer potansiyelinize de olumsuz etkisi kesin... Aslında tüm sporcular için geçerli olarak söylenecek şey şu ki tütün ürünleri az ya da çok düzenli kullanımı egzersiz performansınızı olumsuz etkiliyor... "Bu kadar senedir içiyorum, bana birşey olmuyor..." diye düşündüğünüz süreçte aslında yapabileceğiniz ilerlemeyi tütün ürünlerine kurban ediyorsunuz...Kendinizi anlamsız sakatlamalarınız da buna dahil olabilir...
Altyapıdan gelen sporcularımızın kendilerini yeterince geliştirememesinde etkili değişkenler neler olmuş olabilir??? Altyapıdan çıkan oyuncuların eğitimlerini aksatmaları etkili olmuş olabilir bu hepsi için geçerli olmasa da... Okumayı pek seviyorlar mı kendilerine dostlarımızın katkılarıyla sağladığımız kütüphanenin kullanımı hakkında henüz veri elde edemedik... Anladığım kadarıyla futbolcular genelde bu eksiği menajerleri ya da yanlarında taşıdıkları sabit arkadaşları (Fonksiyonu karışık işleri onlar adına anlamak ve çözmek gibi gözüken...) ile çözüyorlar... Bu kişiler yeterince etkin olmamış olabilir... Altyapılarımızın ya da Göztepe sisteminin altyapıdan gelenlerin kendilerini geliştirmleri için yeterli desteği vermemesi (Ek orta ya da son vuruş çalışması için saha yok-zaman yok??? Sporcunun kendini geliştirmeye inanmaması-daha ne kadar gelişeceğim ki??? Halbuki üniversite okuma yaşı 18-22 tıp 18-24 doktora-master-uzmanlık yaşları 24-30 ki bunlar ana öğrenme blokları...) etkili olmuş olabilir...Buna futbolculara psikolojik danışmanlık/destek de dahil... Son noktada altyapıdan gelen oyuncu için belediye otobüsünden son model arabalara geçiş olayın artısı ve doğalıysa (ki bunu sosyologlar dikey geçiş olarak adlandırıyorlar hayat tarzı olarak normalleştirmek de kolay değil..) bütün taraftarın iyi günde kahramanı, kötü günde hayat kadını olmayı kaldırmak da o yaş için ağır olabilir... Sistemimizin futbolcuların başına adam dikecek bir durumu da yok... En azından şu an için... Olmalı mı o da tartışılır...
Sonuç olarak Göztepe tarihindeki en büyük başarılarını büyük oranda kendi evlatları ile elde etmiş bir kulüp... O başarıları para harcayarak tekrarlamak ise pratikte imkansıza yakın... Altyapıdan gelen (Buna yakın çevre kulüplerin altyapıları da dahil Halil'in aslen Balçova çıkışlı olması gibi....) elit sporcu olarak kabul etmek istediğimiz oyuncularımızın rakı içeren bardağı kırıp ellerinin tendonlarını parçalamalarını engelleyecek bir sistemimizin ya da eğitsel sürecimizin şu an için olmadığı aşikar... Altyapıdan gelenlerin kendilerini geliştirebilmeleri için ne kadar uygun bir arka planımız var o da bir "?". Altyapıdan nadiren çıkan cevherlerden yeterince faydalanabiliyor muyuz??? Bu konulardaki problemlerimizi nasıl çözebiliriz? Umarım bu yazı bu konuların bir kere daha tartışılmasına neden olabilir... Biz de çocklarımızın sportif yeteneklerine "katan" bir kurum olabiliriz....