
Ahmet TAlimciler-Sabah
İzmir kulüpleri yıllardan bu yana yaptıkları yanlışlarını bu sezon için de tekrarlamayı sürdürüyorlar. Her gün medyada kulüplerimizin hangi futbolculara talip oldukları ve hangi futbolcuları kulüplerine katmaya çalıştıklarını izliyoruz. Her sezona şampiyonluk parolası ile giren kulüplerin, takımın neredeyse tamamını elden çıkartıp yeni bir takım kurduklarına yönelik örnekleri geçtiğimiz sezon Göztepe, Karşıyaka ve Denizlispor kulüplerinde hep birlikte gördük. İlginçtir bu takımların hiçbirisi şampiyonluğun yanına bile yaklaşamadıkları gibi ne yazık ki zoraki ligde kalabildiler. Yaşananlardan ders alma konusunda son derece yetersiz olan kulüplerimiz, aynı hataları tekrarlamaya ve her yıl aynı filmi bize izletmeye devam ediyorlar. Bu anlayışın en büyük getirisi ise yıllar boyunca artan borçlar ve bu borçlar sonrasında oluşan olumsuz mali tablolar oluyor. Halbuki daha öncede yazmış olduğumuz gibi İzmir kentinin futbolcu yetiştirme konusunda herhangi bir handikapı bulunmuyor, tam tersine kent süper ligde olmamasına karşın çok sayıda İzmirli futbolcu süper ligde başarı ile top oynamayı sürdürüyorlar.
Ulaştırma bakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz günlerde İzmir’de kulüplere yönelik alt yapıya yönelmelerinin en önemli görevleri olduğunu belirten açıklamalarda bulundu ve bu doğrultuda Seyit Mehmet Özkan’ın yaptıklarını örnek gösterdi. Bakanın gösterdiği geleceğe yönelik doğru modeli İzmir kulüpleri bir türlü göremiyorlar ve kendi verimli tarlalarında yetiştirebilecekleri çocukları, kendi elleriyle ülkemizin diğer takımlarına sunuyorlar. Özellikle Göztepe ve Karşıyaka kulüplerine sorulması gereken soru, son on yıl içinde alt yapıdan yetiştirdiğiniz kaç futbolcunuz A takımınızda yer aldı ve bu süre içerisinde kaç futbolcu transfer ettiniz? Sorunun cevabı futbola ve kulüp yönetimine bakışımızı da yansıtacaktır.
Geleceklerini inşa etmek yerine sürekli olarak hazırdan yararlanmaya çalışan zihniyetin ulaşacağı yer her daim başarı değil başarısızlık olacaktır. Çözüm belli buna karşın kötü yönetim modelini benimseyen zihniyet bir türlü doğruları kabule yanaşmıyor.
