Bilmiyorum her yerden duyuldumu ama Göztepenin, Göztepelinin ayak sesleri gayet gür gayet sağlam gayet inançlı yere bastı o gün. Bu yürüyüşe ilk karar verildiği gün belliydi bu yürüyüşün çok farklı olacağı, unutulmazlar arasına gireceği daha ilk duyurulduğu anda herkes işte tam zamanı dedi. Kabul ediyorum umutsuzluğa kapıldığımız anlar oldu ama en az 250-300 oluruz dedik o anlarda bile ama bir yandan da düşündüğümde Göztepem, Göztepeli kardeşlerim hep beni şaşırttı yine şaşırtır mı diyordum kendi me şöyle bir 2000 kişi olsak süper olur.
Bu Göztepeliler değilmiydi acaba kimse gelmişmidir diye gittiğimiz pizza file 20 kişi gelen, bu göztepeliler değilmiydi onbeş yirmi olurmuyuz diye gittiğimiz best westerne 50 kişi gelen evet onlardı ve evet onlar gene beni şaşırttı 3000 e yakın kişiyi gördüğümde karşımda elimdeki basın bildirileri çoktan yere düşmüştü.Gerçekten dört dörtlüktü yürüyüş, artık ne kadar aklı başında ne kadar düzgün bir kitle olduğumuzu kuruluş yıldönümü yemeği yıldönümü ve sonrasındaki meşale şöleninde göstermiştik ilk bu yürüyüş te kapak oldu
Göztepeyi Göztepeliyi yanlış tanıtmak isteyenlere ne kadar güzel di bu yürüyüş orada olanlar bilir tadar ancak ama zorunlu nedenlerle katılamayan arkadaşlarımada her zaman olduğu gibi buradan anlatmaya çalışayım.Saat 16:00 da limandan güzelyalıya harekete geçtik 7 araba arka arkaya göz göz çeke çeke sağdan soldan el sallayanlar göz-göz çeken arabalar adeta şampiyonluk konvoyu gibiydi. Konaktan sonra işin rengi biraz daha değişti artık sağdan soldan sarıkırmızı formaları bayrakları ile yürüyen kitleler adeta gelen fırtınanın öncesindeki dalgalar gibi süzülüyordu. Güzelyalıya arabayı park edipte köprünün üstüne geldiğimizde zaten üç bin kişilik sevdalı grubu sabırsızlığının son noktasındaydı. Ve yürüyüş başladı beşerli birbiri ile kol kola üç bin kişi düşünün kararlılıkla ilerliyen bunun yanında mithatpaşa da ki bütün balkonlar dolu ellerinde bayraklar bütün kaldırımlar dolu el sallayan tezahüratlara katılan her yaştan halk şiir gibi bir yürüyüş kulübün önünde bir anda çöken 3 bin kişi ve 1925 te doğdu güneş izmir de diye başlayıp semti sallayan bir çoşkuya dönüşen o mükemmel tezahürat hep beraber istikamet Gürsel Aksel orada hemen bir çember ve tezahüratlar onun arkasından şehitler için istiklal marşı onun arkasından her satırı her dizesi geceler boyu uğraşılarak yazılan basın bildirisi üzerine bir de ballı kaymak isyan marşı ve sorunsuz tasasız küfürsüz dağılan üç bin kişi.
Bir organizasyon, bir yürüyüş bu kadar mı güzel bu kadar mı sorunsuz bu kadar mı muhteşem olur. Rüya gibiydi. Gençliğimin Katilisin.com da muratın yazdığı gibi unutulmazlar arasına giren mükemmel bir gündü 02 Eylül 20061.İnönü zaferinin ardından Mustafa Kemal Paşa İsmet Paşaya bir telgraf göndermiş hepimiz biliriz o tarihi kelimeleri “Siz orada sadece düşmanı değil bir milletin makus giden talihini de yendiniz” İşte Göztepeliler de 02 Eylül 2006 da sadece yürümedi bir kulübün bir camianın bir efsanenin makus giden talihini de ters çevirdi.Kim ne derse desin kim çarpıtmaya, kendine pay çıkarmaya çalışırsa çalışsın bu yürüyüş gerçekleşti ve mesajını da tüm dünyaya bağıra bağıra duyurdu
ARTIK HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAKÇünkü Göztepeliler artık inandı, Çünkü Göztepeliler artık uyandı, Çünkü Göztepeliler artık gücünün kudretinin farkına vardı.Şimdi dahada birlik olacak daha da kenetlenecek dahada çoşacak dahada bilinçli olacak ve bu işi çözecek .
Herşey sadece ama sadece TEK BÜYÜK GÖZTEPE İÇİN
Özkan Cengiz