Maçın biletlerinin erken çıkması ve maç günü polis kontrolünden sonra maça girilmesi ne kadar iyiydiyse maça girdiğimde gördüğüm manzara ve maçın girişine kadar o gün gibi olası bir şampiyonluk maçında Gözcar'ın orada olmayışı o kadar kötüydü. Maça bir ağabeyimiz, onun 11 yaşında bir kız çocuğu, bizim bir arkadaşımızın biri 11, biri 7 yaşında iki erkek çocuğu, eşim ve kız kardeşimle gittik. Garın önünde buluştuk. Çocuklar bayrak vs istediler ben de Gözcar'dan alırız sabredin dedim. Fakat yukarıda da belirttiğim gibi Gözcar yoktu ve ne yazık ki dışarıdan alışveriş yapmak zorunda kaldık satıcılar yalnızca bizden toplam 10.000.000 TL kazandılar. Soru: Gözcar şampiyonluk maçında orada olmayacaksa ne zaman olacak? O gün orada en az 2-3 milyarlık satış oldu ve teorik olarak yüzde yüzü AŞnin olan pastadan AŞ %0 aldı. Kadıköylü Bizans takımının Mecidiyeköylü olanı yendikten sonraki hafta içinde 50-60.000.000.000 TLlik satış yaptığı yazdı gazetelerde. Bence gelecek sene bu işe bir çare bulunmalıdır. Maliye ile işbirliğine gidilip kaçak satışlar engellenmeli, ya şehrin çeşitli yerlerine AŞ'ye bağlı küçük dükkanlar açarak ya da Tansaş veya Kipa gibi büyük alışveriş merkezleriyle işbirliğine gidilerek ve de kesinlikle Alsancak-Atatürk Statlarının yakınlarında küçük büfeler kiralanarak bu pazara tamamıyla hakim olmaya çalışılmalıdır.





Maçın başlamasına 75 dakika kala kapalıya girdik. Ne yazık ki kapalı hınca hınç doluydu. Çoluk çocuk geldiğimiz maçta oturacak yeri bırakın ayakta duracak yer yoktu. Soru: O kapalı tribünün kapasitesi belli değil mi? Neden kapasitesinin üstünde insan alınıyor alınmıyorsa o insanlar oraya nasıl giriyor? Dolduktan sonra hala oraya insan almanın ne anlamı var? Biz stat müdüründen bizi balkona geçirmesini rica ettik sağolsun, adını bimiyorum ama kendisine teşekkür ediyorum, bizi balkonun girişine kadar geçirdi, böylece 1 kombine bilet+ 6 kapalı biletiyle balkona çıktık. Doğrusu maçı oradan seyretmek daha zevkliydi en azından oturabildik ama... Soru: Maça gelen herkes maçı ayakta seyretmek zorunda mıdır? Çoluk çocuk maça gelenlerden böyle birşey beklemek biraz haksızlık değil midir? Artık Amerikadaki NBA maçlarına benzer tarzda oturarak rahat bir şekilde maç seyredebileceğimiz bir ortam dilemek çok mu?



Maçta bu sefer bir DJ vardı bir süre coşturdu ortalığı ama sonra sustu sanırım futbolcular istemiş neyse o esnada Sayın İsmail Kocaoğlu bir konuşma yaptı, Göztepe terbiyesiyle yürünmesini, kimseye, hiçbir dükkana taş vs atılmamasını konfeti ve meşale gösterisinin başlama düdüğünden hemen sonra olmasını istedi. Devre arasında olanlarıysa biliyorsunuz. Bu esnadaki maç öncesi coşma sayesinde maçta pek çok kişinin bağıracak gücü kalmamıştı.



Gösteri başlama düdüğü olmadan başladı ve statta şans eseri büyük bir yangın olmadı. Olan Yalı grubunu pankartına oldu.

Maç başladı arkadaşımın 7 yaşındaki oğlu ki Bizans takımlarından Kadıköy'den olanı tutuyordu ama o akşam aldığım Göztepe atkıyla uyumuş ve okula atkıyla gitmiş ertesi gün,bana "Fenerium" reklamını sorarak bunun bunun burada ne işi var dedi. Hiçbir şey diyemedim. Umarım ve dilerim gün gelir bunu aynen iade ederiz.



Az sonra bu sefer 11 yaşındaki oğlu ki o da Bizans takımlarından Kadıköy'den olanı tutuyordu ve o da ertesi gün okulda tüm gün Göztepe şapkasıyla gezmiş, önümüzde Bizansın Mecidiyeköy'de stadı olan takımının formasını giyen kişiyi göstererek bu da şaşırmış herhalde dedi. Ben de şampiyon olamayınca şampiyon görmeye gelmiştir dedim. Soru 4: Çift takım nasıl tutulur?



Takım her zamanki performansının %25'ini bile gösteremedi taraftar ise her zamankinin 10 katı holigandı. Soru 5: Devre arasında olanlar ya da maç esnasında atılan maddeler deplasmanda bize yapılsaydı neler der, düşünür, federasyondan nasıl bir tepki isterdik? Size o küfürler edilse dayak atılsa ve su-taş vs atılsa sahada olsanız neler hissederdiniz?



Neyse ki maç berabere bitti. Tur kursağımızda kaldı ama hala en avantajlı biziz.



Pazartesi günü Star'da Ali Kırca Diyarbakır başkanı Öktüren'i konuşturdu ve öyle bir sonuç çıktı ki sanki olanları Altaylılar ve Göztepeliler yaptı. Nedense Altaylılar konuşturulmadı. Hayri Ülgen denen kişi öyle bir yazı yazmış ki sanki Diyarbakır Diyarbakır değil Rio de Jenerio ve olduğu iddia edilenler halüsinasyon. Soru: Sizde herhangi bir insani duygu var mı? Birileri yalan söylüyor topluma yalan söylemeye utanmıyor musunuz, saydamlaşacak mıyız yoksa matlaşacak mı?



Bir Allah'ın kulu çıkıp ta o maçın neden yayınlanmadığını neden açıklamıyor? Maçın yayınlanmasını engellediği söyleyen Türk büyüğü kim? Bu federasyon özerk mi? Özerkse nasıl şerefli Türk büyükleri bir maçın yayınına karışabiliyor? Adnan Öktüren istemedi diye yayınlanmadıysa aylardır bizim ve Altay'ın yayınını istemediği maçlar neden yayınlandı? İzmirlilerin canı yok mu? Yoksa bunları yapanlar gerçekten şerefliler mi?



Hafta içinde bizim oradaki maçımızda olanları es geçen herkes Altay için seferber oldu. ATV dahil. Bizim başımıza gelenleri yok sayan ulusal kanal ve gazeteler bu işte nedense nispeten daha duyarlıydılar. İzmir'deki kurumlardan bizim olaylarda hiç ses çıkmamıştı halbuki bu hafta tüm İzmir kanalları, TSYD, İzmirgücü Spor Vakfı olayı kınadı.



Bitmedi....



Şerefli Ali Osman Renklibay ve takımı İstanbul BŞB bu hafta maçını nerede oynayacak?



Şimdi bitiyor.



Diyarbakırspor'u ve Konya'yı kendi sahalarında yenmeyi başaran bu oyuncular Elazığ'ı da yenip bu işi bitireceklerdir. Fakat umarım şu mündar Diyarbakırsporlular umarım yaptıklarının sonucunu alırlar ve Altay çıkar. Yoksa seneye neler olur bilmiyorum ve Göztepe'ye dil uzatan bizim taraftarımızı nezarette tutarken kendi taraftarına 1500 bilet veren ve bizim taraftarımız arasında gezmesine rağmen tek bir olay çıkarmayan Göztepe'ye laf edebilecek kadar "şerefli" ve "sportmen" olabilen Diyarbakır başkanı Öktüren'i Öktüren'e bu yaptıklarını yaptıran pervasızları, o maçın yayınlanmasını engelleyenleri kınıyorum. Böyle çıkacaksanız hiç çıkmayın.
Merhaba,
Ben Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisiyim ve doğma
büyüme Göztepe'liyim. Şampiyonluğumuzda emeği geçen herkese çok teşekkür
ederim. Gerçekten de Yeni Asır yönetimindeki Göztepe büyük bir iş başardı ve
yöneticilerimizin 17 yılda yapamadığını 1,5 senede başardı. Doğrusu bu sene
çıkacağımızı sanmıyordum, herhalde seneye olur diyordum, ama mucizevi bir
şekilde oldu. Maç bittikten sonra 2-3 dakika oturduğum yerde yığılı kaldım, ve
sonra gözyaşlarımı tutamayarak, ağlamaya başladım. Bize bu mutluluğu yaşatmış
olan herkese tekrar tekrar teşekkür ederim. Ama esas sorun şimdi başlıyor.
1) Göztepe'nin amacı ne olacak? Kümede kalmak mı? Orta sıralar mı? İnter Toto
mu? UEFA mı? Yoksa şampiyonluk mu? Yönetimimiz eğer ilk iki şıktan birini
tercih ederse hoş olmayan sonuçlar oluşabilir, olası üç yenilgide taraftar sert
tepkiler verebilir hatta bu tepkiler yönetime de yansıyabilir. Benim şahsi
fikrim Göztepe'nin kendine 5 ve 10 yıllık hedefler belirlemesi gerektiği
şeklindedir. 5 yıllık hedef şampiyonluk veya şampiyonlar ligine katılım; 10
yıllık hedefse şampiyonluk ve Şampiyonlar ligi şampiyonluğu olmalıdır. Lütfen
bu adam kafayı yemiş demeyin. İzmir ve Göztepe bu hedeflere Türkiye'den
ulaşabilecek (ve bir kısmına zaten ulaşabilmiş) dört, beş kulüpten biridir.
2) Maçlar nerede oynanacak? Alsancak mı? Atatürk mü? Yoksa Gürsel Aksel'e yeni
bir stad mı? Yeni bir stad koşullar itibariyle 30.000 kişilikten büyük olamaz.
Hedef yukarıdaki son iki, üç şıktakilerse bana göre Atatürk Stadı alınabilir,
ve Göztepe Atatürk Stadı olarak kullanılarak, yenilenebilir. Eğer böyle
yapılırsa birkaç sene içinde orada bir Avrupa Kupası finali oynanabilir,
Göztepe'de sesini bir anda Avrupa'ya duyurmuş olur. Hedef ilk iki şıksa ligin
başlamasından birkaç hafta sonrasında Alsancak avantajlı hale gelecektir.
Ümit ederim ki Göztepe yeniden hakimi olduğu taraftar habitatını en azından
elinde tutmayı başaracak bir hedefle başlar lige Şu anda Bornova-Konak arası,
Konak-Güzelbahçe arası büyük oranda Göztepe'li olmuştur. Narlıdere ve
Güzelbahçe'deki varoşlarda her yerde Göztepe yazmaktadır. Şehrimize göç eden
insanlar şehre Göztepe ile adapte olmaya çalışmaktadırlar. Bu rüzgar
kaybedilirse yazık olur.
Tekrar tekrar şampiyonlukta emeği geçenlere teşekkür eder, tüm Göztepe'lilere
ve saygıdeğer Yönetimimize birinci ligde başarılar dilerim.

*13 Haziran 1999'da Göztepe taraftar forumuna yazmışım. İki sene geçti yine aynı yerde süper ligdeyiz.

Bilenler bilir 800 metre atletin hem iyi bir sprinter, hem de 1500 ya da 3000 metreciler kadar tempoya dayanıklı olmasını gerektiren, atletizmin en zor mesafelerinden biridir. Göztepemiz bir 800 metre yarışı tadında giden play-offun son düzlüğüne girilirken, Ankara'dan güzel bir oyunla üç puan çıkarmayı başardı. Bu başarıda payı olan herkesi futbolcularımızı, teknik kadroyu ve oralara kadar giden cefakeş taraftarımızı kutluyorum. Ne mutlu ki ne kadar "adanmış" oldukları geçen haftaki maç esnasındabütün açıklığıyla bir kere daha karşımıza çıkan Sayın Hamdi Türkmen ve Ümit Kayıhan bu sefer, ömürlerinden bir 10 yıl daha kaybetmeden maçı tamamladılar. Şunu belirtmeliyim ki özellikle Sayın Hamdi Türkmen'in o resimlerdeki bakışları anlayana gerçekten çok şey ifade ediyordu.

Altaylıların Göztepe'yi işin içine katarak camiamıza dokundurmaya çalışan laf serilerine bir son vermelerini ve artık kendi işlerine bakmalarını diliyor, bunun hem kendileri, hem de İzmir futbolu için önemli bir girişim olacağını belirtmek istiyorum. Omurgadan yapılan konuşmalar zaten arşa varmakta olan kini arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Göztepe'nin play-offta hakem hataları sonucu ortaya çıkan avantajı, aynı hatalar dolayı elde ettiği dezavantajlar yanında solda sıfır kalacağı gibi, Altay'ın aynı hatalarla elde ettiği avantajın yanında solda sıfır kalır. Altay çok uzun zamandır ilk kez, içinden çıkan Göztepe'nin altında kalmanın ve gelecek sene kendileri birinci ligde değilken bir başka takımın "Göztepe"nin, içlerinden çıkan "Göztepe"nin şehri temsil etme ihtimalinin belirmesinden son derese rahatsız gözükmektedir. Fakat bu rahatsızlığı İzmir'i yıpratarak değil önümüzdeki maçları kazanarak çıkarmalıdrr. Göztepe onların rakiplerinden şimdiye kadar 9 puan almış, onlara da 6 puan kaybetmiştir. Göztepe'den hala birşeyler istiyorlarsa denebilecek tek kelime vardır o da burada söylenmez.

Deplasmandan aldığımız dördüncü galibiyet ve 13. puanın sonrasında öyle bir konuma gelindi ki gelecek hafta alınacak bir galibiyet bize herkesten çok "şan" ve"şeref"imizle hak ettiğimiz şampiyonluğumuzu garantilememize yetebilecek.

Bu arada şampiyonluğa yaklaştığımız günlerin getirdiği büyük heyecanın tüm İzmir'e yaymak ve taraftar sayımızı arttırabilmek için bu günlerden daha uygun günler bulunabilir mi bilmiyorum. Bu hafta şampiyonluğu garantileyebilirsek olayı ülke çapında tam bir şova çevirmek için herşey yapılmalıdır kanaatindeyim.

Bir sonraki sezon Türkiye Avrupa kupalarına 6 takımla (ikisi Şampiyonlar Ligine, dördü UEFA kupasına) katılacak. Yani 18 takımın (çok büyük ihtimalle, bir ikinci ya da üçüncü lig takımı Türkiye Kupası'nı almazsa) altısı Avrupa kupalarına katılacak.

ps:Bu arada Polonya'yı 2-1 Hollanda'yı 1-0 yenerek Avrupa B Genç Takımlar Şampiyonası'nda çeyrek finale kalan B Genç Millilerimizi kutluyorum.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçının ve önümüzdeki iki haftanın propaganda için elimize geçmiş olan en büyük fırsat olduğunu herkes kabul eder kanaatindeyim. Benim fikrim biletlerin çok cüzi bir fiyatta tutulması ve okul organizasyonu vs gibi etkinliklerle Atatürk Stadı'nın doldurulması ve Türkiye'ye özlediği temaşa zevkinin en yüksek kalitede yaşatılması yönündedir. Rakip seyirci olmayacağı için bilet ve yer ayırma sorunu da olmayacaktır.

Geleceğin Göztepelilerini oluşturmak için bu iki haftadan iyi bir
fırsat olabilir mi?

Ayrıca bence önümüzdeki hafta takım okul okul gezdirilmeli bu havanın tabana yayılması için elden gelen ne varsa yapılmalıdır.

İki sene önceki şampiyonluğun yeni taraftar potansiyeli oluşturmakta ne kadar etkili olduğuna toplantılarımızda tanık oluyoruz.

Bu fırsat, o fırsattan çok daha anlamlı.

Stat doldurulamaz diyenler var olabilir, fakat soruyorum size bu stat bu hafta doldurulamazsa ne zaman doldurulur?

Bu haftaki maç olabilecek en iyi şekilde bir şölen havasına
çevrilmeli ve bu iki hafta tabana yayılabilme açısından maksimum
şekilde kullanılmalıdır.

Büyük gibi davranılmalı hem Bizans'a hem de diğer takımlara "Biz
geliyoruz" mesajı verilmelidir.

Maç sonrası yürüyüş fikrine (umarım bir aksilik olmaz) katılıyorum.
Bunun için yönetimimizin gerekli izinleri almasını diliyorum. Ayrıca
bu yürüyüş futbolcular eşliğinde ve büyük bir platformla beraber
olursa ve akşam da İzmir'e unutamayacağı bir gece (konser, havai
fişek vs) yaşatılabilirse hoş olabilir.

Ayrıca sırf Taksim değil Dünyanın her tarafındaki taraftarlarımızdan
ricam gerek evinize bayrak asarak, gerekse konvoy vs gibi
etkinliklerle olayı yeryüzünün Göztepeli yaşayan her yerinde
olabilecek en güzel şekilde kutlamaktır.

Geleceğin Göztepelilerini yaratabilmek için 15 gün var. Takımımızın
son 20 senede ulusal bazda elde ettiği ikinci başarı suyu çıkıncaya
kadar kullanılmalıdır.

Ayrıca haftasonu yapılacak maç öncesinde Maliye ile de görüşülüp
kaçak eşya satıcılarının önü kesilmelidir. Böylece en az yardım
kampanyası kadar etkili bir kaynak elde edilebilir.

Bu olay bir ticaretse geleceğin kombine bilet, atkı, forma alıcıları
bu hafta oluşacak, sevgi meselesi ise bu hafta kalplere girilecek,
büyüklük ve öne çıkma hissinin, önemli olma hissinin doyurulması
uğramasıysa o da bu iki hafta olacaktır.

Ayrıca 70000 kişi önünde oynamak ve sezonun seyirci rekorunu kırmak futbolcularımıza nerede oynadıklarını bir kere daha gösterecek,
yönetimimizin verdikleri olağanüstü emeklerin sonunda aldıkları
meyvayla daha çok gönenmelerini sağlayacak, İzmir'de tek büyük var o da Göztepe fikrini bir daha silinemeyecek şekilde kafalara işleyecek ve gelecek nesillere anlatılacak bir efsane gün daha yaşanmış olacaktır.

Yöneticilerimizden tek dileğim bu durumun göz önünde tutmalarıdır.

Yazımı sonlandırırken bu sezonki üçüncü kaybımız eski başkanlarımızdan Sayın Saffet Kuyaş'a Allah'tan rahmet yakınlarına ve camiamıza başsağlığı
diliyorum.


ps.Basketbolcularımıza yüzüp yüzüp kuyruğuna geldikleri
yarışlarında başarılar diliyorum. Kalbimiz onlarla beraber.

Dün Göztepe arka arkaya aldığı mağlubiyetlerle bir puanla son
sıradaydı. Takım ve kulüp çaresizdi. Camianın en büyükleri bile işe el
atamayacak konumdaydılar. Derken Yeni Asır kulübe sahip çıktı, son dakika
golüyle kümede kalındı, ertesi sene kaval kemiğine çarpan top ve olmayan bir
golle de olsa şampiyon olundu fakat yönetimin tecrübesizliği ve/veya adını siz
koyun o neden(lerle) küme düştük.

Dün Medya Holding takımı çıkarmak amacıyla devam dedi ve yönetim
değişikliği yaptı.

Dün futbol şubemizin sahibi Medya Holding'in en önemli kurumlarından
biri olan Etibank'a el kondu, gazete ve kanallar el değiştirdi ve
yine sahibine geri döndü. Derken kriz çıktı ve sebep ve
sonucu benim uzmanlık alanım olmayan ve hiçbir fikrim olmayan nedenlerden
dolayı Sayın Dinç Bilgin tutuklandı.

Dün teknik direktörümüz değişti ve 3 hafta kala play-offu
garantiledik ve play-offta şu ana kadar 22 puan topladık.

Dün gözüken oydu ki el konulma süreci mali açıdan çok zor geçti ve
Belediye-Valilik ve odalardan alınan paralarla sistem idame edildi.

Dün pek çok gazeteci işten çıkarıldı. ATV'nin en önemli isimlerinden Ali Kırca
ATV'yi bırakarak Star'a geçti. Medya Holding bütün bunlara rağmen görev
başındaydı.

Dün bir gün önce annesi vefat eden Sayın Kayıhan takımın başında
sahaya çıktı ve maç sonrası da annesini toprağa verdi. Allah Rahmet
eylesin ve geride kalanlara uzun ömürler versin.

Dün yönetim kurulumuz çok çok önemli bir hata yaparak veya da
Valiliğin muhtemelen İzmir'den iki takım çıkma isteğine bağlı olarak ya da
bilmediğimiz güçlerin Diyarbakır-Altay çıkmalı isteği sebebiyle
ya da daha önce alınan yardım paraları nedeniyle ve/veya bizim bilmediğimiz ve kendilerinin bildiği sebeplerden
Alsancak'taki maçı Atatürk'e aldılar ve normalde Alsancak'ı silme
dolduracak topluluk, Atatürk'ün diş kovuğunu bile dolduramadı seyirci baskısı
ki Hatay maçını çeviren unsurdu, oluşturulamadı ve maçın büyük bölümünde
uyuyan takım uyandırılamayarak ya da çok geç uyanarak 2-1 mağlup oldu.

Dün kaptanımız maç öncesinde büyük bir hata yaptı rakibin ve
İzmir'deki kulüplerin yönetim stillerini henüz anlayamadığını
gösterircesine maç öncesinde rakibi motive edici sözler söyledi. Maç
içinde kaptan ve diğer tecrübeliler ortalığı sakinleştireceklerine
iyice gerilmesine neden oldular. Takım içindeki uyumun bozulmakta
olduğu görüldü.

Dün Göztepe taraftarı büyük hatalar yaptı. Koordine olamadı. 50.
dakikada mağlubiyeti kabul etti, seyirci baskısı oluşturamadı. Yine
rakiple uğraştı. Rakip taraftar da kalitesini ortaya koydu.

Dün Emniyet saha içine girerek taraftarımızı tahrik eden rakip
taraftarı seyrederken yine ve ne yazık ki dolayısıyla çileden çıkan
taraftarımıza girmeyi ihmal etmedi. Yeni TV ve diğer kanallar da
çileden çıkartanları es geçerken, çıkaranları ortaya koymayı ihmal etmediler.

Dün kendimi bildim bileli olduğu gibi yine Göztepeli'ye sattığı mallar
için hiçbir isim hakkı ödemeyen satıcılar, yukarıda anlattığım olay
sonrası taraftarlarımıza girmekten çekinmeyen Emniyet'in ve maç illa da
Atatürk'te oynansın diye ısrar eden Valimizin gözleri önünde milyarlarca
liralık vergisiz ticaret yaptılar. Yönetimimiz de gerçekten sinekten yağ
çıkarması gereken bugünlerde bir ton gelir elde edebileceği ortamda, teorik
olarak tamamı kendisinin olan pazarın %1'den fazlasını alamadı.

Dün şampiyon olan ve 1000 küsur üyesi olan ve yıllık aidatı 3.000.000 TL olan
ve kendi kaynaklarıyla hiçbir branşta mücadele etmeyen, profesyonel mücadele
ettiği üç branşta da anonim şirketin kaynaklarından yararlanan Göztepe'mizin
Dernek kongresine 40 kadar insan katıldı.

Dün 4 milyonluk İzmir'den pek de büyük olmayan Barselona'nın iki takımından
biri olan, 106.000'in üzerinde üyesi olan, çeşitli ülkelere dağılmış 1200'in
üzerinde fan club'ı olan, geçen yıl 170.000.000 USD'lik denk bir bütçesi olan
yalnızca dört branşta (futbol, basketbol, hentbol, ve hokey) profesyonel olan
fakat üyelerine 16 spor dalında spor yapma imkanı veren, dünya klasmanında yer
alan 10 kadar tenisçisi, Avrupa şampiyonu hentbol takımı, Formula 1'de yer alan
bir pilotu, her yıl Fransa Bisiklet Turu'na davet edilen 10 bisikletçisi,
olimpiyatlarda madalya alan bir atleti olan Barselona FK (Takımdan Ayrı Düz
Koşu, Tanıl Bora, İletişim Yayınları, 2001, s195-206), 35.000 nüfuslu Villa
Real kasabasının takımı olan ve 15.000 üyesi olan Villa Real takımı ile (Goal
sayı:2 s:35-37) 4-4 berabere kaldı.

***


Bugün Göztepe 22 puanla üçüncü sırada ve bu hafta ikinci Kombassan
ile oynuyor. Kazanırsa yine ikinci belki de lider.

Bugün Göztepe şu ana kadar 22 puan toplayan kadrosuyla hala play-offun en iyi
kadrosuna sahip.

Bugün Türkiye, halkımız ve Medya Holding belki de tarihinin en zor
günlerini yaşıyor.

Bugün Dinç Bilgin hala tutuklu. Takıma para akışı
olduğunu hiç sanmıyorum ve olay çok muhtemelen yine iç kaynaklara
kaldı.

Bugün ligin bitmesine 6 hafta kaldı

Bugün burada bir senedir bahsedilen, bahsettiğimiz ve bahsedeceğimiz
konular hakkında pek ilerleme olmasa bile, dün hiçbir alternatifimiz
olmadığı gibi, bugün de yok ve yarın da (bu koşullarda) olması
çok zor. Dolayısıyla istesek de, istemesek de birlikte
olacağımız ve kavgadan çok fikir alışverişiyle ilerleyebileceğimiz ve ne olursa
olsun Göztepeliliğinden şüphe edemeyeceğimiz
yönetim kurulumuz, teknik heyet ve futbolcularımız iş başında.

Bugün tribünde nasıl daha etkin bir güç yaratabiliriz onu tartışmalıyız.


***

Yarın takım çıkarsa gelecek paralarla tüm sorunlar çözülebilir ve
yarın takım çıkamazsa aynı gemide hep birlikte batarız...

Yarın Konya maçında teknik heyetimiz çok zor da olsa (ateş düştüğü
yeri yakarmış) acıları kalbine gömüp kendini toparlamalıdır.

Yarın tüm oyuncularımız zorluklara göğüs gererek, kredimizin
bittiğini bilip, hissederek üzerine düşen görevi yapmalı ve sahada
Göztepe gibi oynayarak takımı layık olduğu yere çıkarmak için elinden
geleni yapmalıdır.

Yarın bizler yani taraftarlar yardıma her zamankinden daha çok
ihtiyacı olduğu aşikar olan Medya Holding'e ve Göztepe AŞ'ye gerek gazete
alarak, gerek reklam vererek, gerekse İzmirgücü Spor Vakfı'nın düzenlemiş
olduğu piyango biletlerinden alarak, bir şekilde yardım etmeliyiz.

***
Sonuç olarak bugün dünü unutmalı ve en kısa sürede tüm zamanlardan
daha çok kenetlenmeliyiz.

Aynı gemide ilerlediğimizi asla unutmamalıyız. Bu takım normal şartlarda elini
kolunu sallayarak çıkar fakat yaşadığımız olağanüstü günler olayı bu hale
getirdi. Yaşadığımız bu günlerin özelliği itibariyle artık tam anlamıyla
bütünleşip, bu takımın çıkarlarını kayıtsız şartsız koruyarak, teknik
kadro-yönetim-futbolcu-taraftar bütünleşerek, elbirliği ile bu takımı
çıkartmalıyız.

Oğuz Reşat Sipahi

http://www.sipahi.tk 

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter