2010 - 2011 Sezonu

Oğuz ve Mehmet sağolsunlar maçın havasını, tribünleri anlatan çok güzel yazılar yazmışlar. Bende biraz değişikilk olsun ve fikir cimnastliği yapalım diye takım tertibi ve taktikleri ile ilgili bir iki şey yazmak istiyorum.

İlk olarak yazıyı yazmadan, Ege bölgemizin Göztepemizin sadece 1-2 maçını seyrederek yorum yazan yorumcularını okudum. Çoğu takımı seyretmedikleri, geçmiş maçlarda neler olup bittiğini bilmedikleri için Yılmaz'a ve Serdar'a takmış durumdular. Neden oynamadıklarını hatta kadroya bile alınmadıklarını anlayamıyorlar. Zannediyorlar ki, maçlar sahada isimlerle kazanılıyor, mücadele etmeden başarıyı yakalayabiliyorsun.

Ne yazık ki gerçek hayatta bunlar böyle olmuyor. İzmir'deki tüm maçları canlı seyrettim, özellikle bizim sistemimizde oynayan takımlarda kanatta oynayan oyuncuların ortasahaya ve defansa yardımcı olması gerekiyor. Biz çift forvet oynuyoruz ve kanatlarımızda da çok ofansif oyuncular var. Hatta sağ bekimiz İzzet, adeta sağ açık gibi maç içerisinde onlarca bindirme yapıyor. Haliyle onun bindirme yaptığı fakat kaptırılan toplarda önünde oynayan oyuncu kademeye girmezse, defansımız dengesiz yakalanıyor ve pozisyon yiyoruz. Bu aynı şekilde sol kanat içinde geçerli. Fakat Uğurtan veya Ahmet Sağlam çok bindirme yapmadığı için, Emin'in kademeye girmesinde çok problem olmuyor. Sadece baskı yediğimiz anlarda, ya da ani top kayıplarında sıkıntı yaşıyoruz.

İşte bu sebeple geçen iki sezonda 10 gol-10 asist ortalamasıyla oynayan genç ve koşan Raşit'in kadroya girmesi çok önemliydi. İzzet gibi bindirmeyi seven bir sağ bekin önünde kademe yapan, yetenekli, kendini ispatlamış ve genç bir oyuncu monte etti Özcan hoca. Takım savunmasını geliştirmekte önemli etkenlerden biri de bu oldu.

Ama tabii en önemli etken Ferhat'ın Yılmaz'ın yerine takımın ön liberosuna monte edilmesi. Ferhat'ın özelliklerini burada saymaya gerek yok, zaten hepimiz biliyoruz. Takıma sağladığı enerji, her topu çalmak için yaptığı seri hamleler ve yeri geldiğinde atabildiği ince paslar, bence onu ön liberoda alternatifsiz bırakıyor. Keza İlhan'ın da ortasahadaki müthiş formunu es geçmemek lazım. İlhan ve Ferhat ikilisi, bence bu senenin en iyi transferleri !!!

Burak ve Mehmet Yılmaz'ın defansdaki uyumu da haftalar geçtikçe kendini daha iyi belli ediyor. Akın konusunda hala tam karar veremedim, bazı maçlarda hava toplarına hakim müthiş bir kaleci izlenimi verirken, bazende yaptığı hatalı çıkışlar ve birebirlerde yüreğimizi ağzımıza getiriyor.

Emin ise ilginç bir futbolcu. Evet çok yetenekli, birebirlerde başlarılı, ama bir defans oyuncusunu 3 kez geçmeye çalışmak neden? bazen ayağında topu o kadar çok tutuyor ki, alıp eve götürecek zannediyorsunuz. Halbuki yerinde ve zamanında pas vermeyi öğrenebilse, futbolu ve kendisi çok daha büyüyecek. Çünkü gerçekten bu yetenek kendisinde var. Almanya'dan gelmiş olması dolayısıyla sanki biraz uyum sorunu çekiyor gibi. Bu fotbolcuyla psikolojik olarakta özel ilgilenmek gerekir diye düşünüyorum.

Tayfun'un yokluğunda Türker aslanlar gibi yapması gerekenleri yapıyor. Gol atıyor, asist yapıyor, mücadele ediyor, yani herşeyi yapıyor. Tayfunla birlikte forvetteki en büyük gücümüz. Fakat ne yazık ki Uğur Işıkal için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Keşke Tayfun'un yokluğunda kendini gösterebilse. Ayrıca Alman U-19 milli takımı gol kralı Rahman'ın da bir şekilde 18 kişik kadroya girmesi önemli. Sakatlığını atmış ve fiziksel olarak takımı yakalayabilirse, forvette çok ciddi bir alternatif oluşturabileceğini düşünüyorum. Tabii daha kendisini hiç seyretmedik ama bu başarıları kazanmış bir futbolcu, boş bir futbolcu olamaz.

Özcan hocaya biraz serzenişte bulunmak istiyorum. Maç esnasında yanımıda oturan bir bey maç 2-0'ken, "hocam açız biz aç, gol atın 5 olsun" diye bağırdı, Özcan hocada dönüp sakin olun gibi bir hareket yaptı. Sıkıntı da biraz sanki burada. Bizim takımımız defans yapmayı bilmiyor. Oyunun merkezi ortasahanın ilerisinde olduğu zaman çok başarılıyız. Baskılı, pozisyon bulan, rakibi çıkartmayan, her an gol atmaya hazır bir takım. Özellikle maçların ilk 20 dakikası bu şekilde geçiyor. Ne zaman ki gol atıyoruz ya da 2 farklı öne geçiliyor, takım anlamsız şekilde oyunun merkezini ortasahanın gerisine çekiyor ve işte bu aşamada saçmalamaya başlıyoruz. O top yapan ne oynadığını bilen takım gidiyor, yerine tüm toplara dan dun vuran, sürekli baskı yiyen ve pozisyon veren bir takım haline geliyoruz.

Özellikle dün ikinci yarıda hocanın Abdulvahiti alarak tek forvete dönmesi, ilhan'ı ortasahadan 10 numara pozisyonuna çıkarmasıyla takım baskı yemeye başladı. 2 pas üst üste yapamadık. Çok güçsüz bir takımdan kendi evimizde tek kale maç oynadık. Özcan hocanın çift forvet ve bu baskılı oyunu 90 dakiya yayacak bir plan yapması gerekiyor çünkü her takım Alanyaspor gibi beceriksiz olmayabilir. 2-1 iken penaltı pozisyonu verilse, maç çok daha kötü bir sonuçla aleyhimize bitebilirdi.

Sonuçta son 5 maçta alınan 13 puan güzel bir başarı. İstediğimiz seriyi yakaladık ve takım yavaş yavaş yayına oturdu. Özellikle rakibimiz Bandırmanın 15 kasım - 15 aralık tarihleri arasında çok kritik maçları var(son maç bizimle), bu tarihler arasında eğer bu gidişimiz devam ederse liderliği ele geçireceğimizi düşünüyorum.

Ahmet Sabuncu