Prangalar
Sinan Genç
Cebeci Stadı'na stat, Hacettepe takımına takım demek için 40 şahit gerek çünkü ikisi de dökülüyor. Ama gel gör ki, böyle zamanlarda o stat cehennem, o rakip kabus olabiliyor, ummadık taş baş yarabiliyor. Adınız Göztepe de olsa, lider de olsanız stres girdi mi kapıdan futbol çıkıyor bacadan. Bakmayın Hacettepe'nin bir önceki hafta 4 yediğine. Rakip can derdinde, hemşehrisi Bugsaş şampiyonluk... Ankara adına final niteliğinde bir maç. İlk yarısı rolantide geçen ve Göztepe'nin istediği gibi oynadığı mücadelede Serdar'ın füzesi, çilingir İlhan'ın o nefis kafa şutu gol olduğunda herkes ikinci yarıda farkın artacağını düşünüyordu. Ama ne var ki, Hacettepeli Mustafa'nın 30 metreden golü buz gibi yaptı Göztepe tribünlerini. "Maç gidiyor mu?" endişesiyle titriyordu herkes. Hacettepe'nin baskısı stresi doruğa çıkardı. Futbolun bittiği, skorun düşünüldüğü stres dolu dakikalar başladı. Hacettepe'nin, Mustafa Kaya, Artun ve Ali ile kaçırdığı goller yürekleri ağızlara getirdi. Dedim ya, eller, yürekler titreyince pranga vurulmuştu ayaklara. "İkinci Gebze faciası mı yaşanıyor" derken Halil Zeybek çıktı sahneye. Attığı gol galibiyetin habercisi, zaferin mührü gibiydi. Bana ne futbolun kalitesinden, seyrinden... Kim oynamış, niye oynayamamış, kime ne, bundan sonrası futbol için değil, skor için, şampiyonluk için. Bir gol olsun, yarım gol olsun, ama 3 puan Göztepe'nin olsun. Haydi hayırlısı... Göztepe son derece kritik maçını kazandı. Bandırma ve Bugsaş bugün puan kaybederse ballı börek olur. Ne diyelim, sözün bittiği yerdeyiz...