Ne anlatılası, Ne görülesi bir gündü sadece ve sadece yaşanası bir gündü. 30.000 biletli 40.000 kişi tabir yerindeyse öbür tarafa bir gitti bir geldi. Ağlayanlar, konuşması karışanlar, sesleri kısılanlar, su gibi bir gündü aktı geçti.
Stada vardığımızda saat 13:30’du, kapalının sağı dolmuş, solunun faça yerleri paylaşılıyordu. Takımlar yeni yeni stadyuma geliyorlardı. Şarkılar türküler tezahüratlar maçtan önce ayrı bir maç yaşandı tribünlerde, antalyadan dostlar, istanbuldan dostlar, uzun zamandır görmediğimiz izmirden dostlar, çoluk çocuk tam bir şampiyonluk karnavalı. Maç başlamaya yüz tuttuğunda içimizdeki şampiyonluk çoşkusu bir anda tedirginliğe dönüştü. Aman aman diye birbirimize baktık.
İmam Başkan gene epey bir protokolü toplayıp gelmişti, protokolde yerlerini aldıklarında nedense yukarısı hınca hınç dolmasına rağmen ön sırada ciddi oranda boş yer çoktu. Tecrübeli abilerimiz bu koltuklar boş kalkmaz birileri gelecektir dediler. Bu arada her sene olduğu gibi bu senede kupa vermeye gelmiş Mahmut Özgener’de imam başkanın yanındaydı. Bolu maçının sonucunu duyan tribünler Özgenerin üzerine çok gitmedi onun acısı ona yeter modundaydı.
Maç başlar başlamaz kimse de tedirginlik kalmadı, müthiş bir Göztepe sağanağı başladı, maçı izleyenlerden teyit edebilirsiniz onbeş dakikada maç 6-0 olabilirdi, kalecinin ve direklerin müthiş direnci ancak iki kez aşılabildi. Ve ondan sonrası şampiyonluk çoşkusu…
Sizlere kelimelerle ifade edemeyeceğim bir çoşku vardı. Ağzına kadar dolu bir kapalı ve ağzına kadar dolu bir açık tribün, kale arkası ona keza yarıya kadar dolmuştu, 28600 biletli tam 40.000 kişi tek bir ağızdan resital verdi. Önce mehter, ardından övünmekte, ardından Pınarbaşı, ardından sırayla gözgöz, ardından mehter, ardından övünmekte, ardından hanginizin var böyle şanlı tarihi, ardından sırayla göz göz bitmeyen şarkı bitmeyen resital. Tek kelime ile Göztepe şov vardı. Sayılarla arası olmayanlar için söyleyeyim orada 2 samiyen, 1,5 inönü, 1,25 kadıköy vardı.
Bu arada protokolde ufak bir hareketlenme oldu, kaş göz arasında Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım geldi oturdu, yılların tecrübesi olmasına bağladım bir anda geldi oturdu tribün ne görmeye ne tepki vermeye fırsat bulamadı. Bu arada pek dikkat çekmedi ama neredeyse tüm ilçe belediye başkanlarımız, emniyet müdürümüz, valimiz, hepsi ön sırada yerini almıştı. Devreden sonra bir anda kapıda Aziz Kocaoğlu belirdi. Şampiyonluk coşkusundan diğerlerini ıska geçen tribünler Kocaoğlunu ıska geçmedi. Bir anda ortalık Aziz dışarı sesleri ile inledi. Ardından işte günün en anlamlı tezahüratı geldi. “Kötü Günde Olmayan İyi Günde Olmasın” Aziz Kocaoğluna verilen tepki daha yeni bitmişti ki bir anda kapıda Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay belirdi. Bu sefer ıslık ve tepkiler ona yöneldi. O da nasibini aldı. Ve tribünler bir anda tepkiyi bıçak gibi kesip şampiyonluk şölenine döndü, herşey çok seviyeliydi, tepki çok yerinde ve kararında oldu, mesaj verildi değdirip çekildi
İkinci yarı klasik tek forvet anlayışımıza dönüp orta sahada oyunu seyri çekilmez bir hale çevirip 90 dakikayı bitirdiğimizde 40.000 kişi boğazları patlarcasına isyan marşı söyleyip, 7 yıldır uzak kaldığı eşine selam gönderiyordu.
Göztepelist üzerinden yaptığımız çağrıya kulak veren Sn. Mahmut Özgener federasyon başkanlığında ikinci kez Göztepemizin ellerine kupayı teslim etti. Tribünlerden yükselen ses netti “Her Sene Sen Ver Mahmut”
Gerisi müthiş çoşku müthiş bir eğlence sahaya inen Ali Gültiken böğrü patlarcasına göz göz çekti, Tribünler tarafından çağrılan bir diğer kişi İmam Altınbaş’tı Tribünleri tek tek dolaşıp elinden geldiğince göz göz çekti, kendisini tribünlere daha sık çağırıp GözGöz çektirip pratik yaptırmalıyız bu ortaya çıktı.
Sn. İmam Altınbaş kupanın yanına doğru yürürken stat yıkılıyordu “İŞTE İMAM İŞTE CEMAAT”
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ GENE BU ÇOŞKU İÇERİSİNDE HATA YAPMAMIŞ, HAKKINI HAK EDENE VERMİŞTİ,
YEDİ YIL BOYUNCA GÖRMEZDEN GELİP BU GÜN ORTAYA ÇIKANLAR STATTAN TIRIS TIRIS ÇAKTIRMADAN ARAZİ OLURKEN;
AMATÖRDE, BİNASIZ, TESİSSİZ FUTBOLCUSUZ, BİR KULÜBÜN TARAFTARINA GÜVENİP İSMİNİ, ŞİRKETİNİ, PARASINI RİSKE EDİP İTİBARINI ORTAYA KOYAN İMAM ALTINBAŞ KIRKBİNKİŞİ TARAFINDAN BAĞIRA BASILIYORDU.
İşte şimdi başlıyoruz, önce Asya sonra Avrupa demek için yola çıktık, Önce bu ligde hesap kesilmeyi bekleyenlerle hesabımızı göreceğiz, sonra sol şeritten geçip gidip, bu ülkeyi sömüren Bizanslılara hesap soracağız, sonra da avrupaya doğru yelken açacağız.
BU İMAMI VE BU CEMAATİ DAHA ÇOK İZLEYECEKSİNİZ.
Son söz saat 23:00’te Üçkuyular iskele üstünde Boğaziçi restorandan yankılanan ses;
Kümede Kaaaaaal Altay, Kümede Kaaaaal Altay, Kümede Kal Altay.
Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.www.ozkancengiz.net