Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ozkancengiz.net

Evet biliyorum. Hatta sizleri de duyuyor gibiyim. Göztepe’miz ile ilgili gündem bu kadar sıcak iken ne alaka şimdi İZVAK. Ben de tereddüt ettim yazayım mı? Yazmayayım mı? diye.
 
Sonra çevremdeki Göztepeli kardeşlerim ne diyorsun dediler İZVAK’taki gelişmelere, valla ben söyleyeceğimi söyledim daha ne söyleyeyim dedim.  Olur mu dediler bir sürü gelişme var. Google’a İzvak yaz üçüncü sırada sen çıkıyorsun bu durumda sessiz kalamazsın diye takıldılar. Şaşırdım hatta o an için inanmadım. Eve gelip deneme yaptığımda gerçekten “İZVAK” hakkındaki 14700 sonucun yarısında kendimi gördüm. Herhalde Göztepelistte yazdığım yazılardan en çok dağıtılan yazılardan biri İZVAK VAK VAK yazısı olmuş. Hangi sitelerde yer aldığına inanamazsınız. Neyse geyiği uzatmayalım.

Bence’de şu aşamada gereksiz bir yazı ama birkaç yıl sonra geriye baktığımda keşke o an içimden gelenleri yazsaymışım dememek için bu yazıyı yazdım. İlgilileri devam edebilir. Meşgul ettiğim için şimdiden özürler.

İlk önce geçmişi hatırlayalım. İzvak konusunda neler söylemiştik.

İlk yazımız malum en meşhuru “İZVAK VAK! VAK!” (http://www.goztepelist.org/koseyazilari/oezkan-cengiz/7206-zvak-vak-vak.html) bu yazımızda;

1) İzvak’ın İzmir Futbolunu geliştirmek yerine sübap görevi görerek aksine zayıflattığını,
2) Yönetim Kurulu’nun İzmir Futbolunun yöneticilerinden oluşmadığını bu nedenle İzmir futbolunu temsil etmediğini,
3) Bu olumsuzluklara rağmen İzmir Futbolunun yarattığı kısıtlı kaynakları kullandığını,
4) Futbol için kurulan bir vakfın Güzel Sanatlar Akademisi İşletmesinin hata olduğunu,
5) Çözümün Göztepe ve KSK’nin başı çektiği yeni bir vakıf kurulması olduğunu,

Söylemiştik.

İkinci yazımız ise tamamı olmasa da büyük kısmı İzvak ile ilgili olan “Tecelli Abuzittin’den Sorular!” (http://www.goztepelist.org/koseyazilari/oezkan-cengiz/7197-tecelli-abuzittinden-sorular.html)  başlıklı yazımız, bu yazımızda; 

1) İzmir Futbolu yöneticilerinin vakıfta temsil edilmediğini,
2) İZVAK’ın genel müdürü tarafından yapılan açıklamaların asılsız olduğunu,
3) Amatör kümede mücadele eden Göztepe’nin İZVAK tüzüğüne aykırı olduğu için desteklenmemesi kararı alınmışken Altınbaş gelince neden apar topar bu karardan geri adım atıldığını,
4) İzvak Gelirlerinin nasıl kullanıldığını,

Sormuştuk, hatta bu yazının üzerine Sn. Levent Ürkmez’in daveti üzerine kendisi ile bir görüşme yapmıştık. Görüşmeyi anlatmak doğru olmaz belki ama kısaca yorumlarsak 2-3 saatlik görüşmede birbirimizi ikna edememiş görüşlerimizi değiştirememiştik.

Üçüncü yazımız ise “İzvak Yönetimi Değişiyor mu?” (http://www.goztepelist.org/koseyazilari/oezkan-cengiz/7185-izvak.html) başlıklı yazımızdı bu yazımız da da;

1) En çok eleştirdiğimiz bu vakıfta İzmir Futbolu temsil edilmiyor eleştirimize cevap olarak verilen kanun yeni üyeye izin vermiyor mazeretinin ortadan kalktığını,
2) İZVAK gerçekten kuruluş amacına hizmet etmek istiyorsa derhal Yönetim Kurulu’nu yeniden düzenlemesi gerektiğini
İfade etmiştik.

Benim köşe yazısı olarak yazdığım yazılardan hatırladıklarım bunlar hatırlamadığım varsa bilmiyorum. Bu yazılar yanında sayısız habere imza attık İZVAK ile ilgili  ve kişisel fikrimdir hepsinde de yüzde yüz haklıydık.

Peki biz bunları yaparken İZVAK ne yaptı.

Önce bizi ve eleştirilerimizi görmezden geldi bizi küçümsedi sonra eleştirilerimiz kamuoyunda yankı yaratınca savunmaya geçti bizi bilgisizlikle suçladı. Çeşitli bir sürü hamle yaptı. Gene kişisel görüşümdür süreci doğru yönetemedi kendini savunamadı başta bizim direk kitlemiz olan Göztepeliler gözünde sonra da diğer takımlar gözünde önemli derecede güç kaybetti.

Belki de en doğru hamleyi son genel kurulunda yaptı. İşlevsiz hale dönüşen Yönetim Kurulu’nu daha etkin bir Yönetim Kurulu’na dönüştürdü. Direk yönetici olmasalar da camiaların yeni kuşak temsilcilerine kucak açtı, kulüpleri daha fazla temsil edebilmek amacıyla KSK’den Selahattin Sakıpağa, Altay’dan Ahmet Taşpınar, Altınordu’dan Tolga Duğles gibi camialarında etkin isimleri yönetimine aldı. Göztepe Yönetimine daha doğru ifade ile Altınbaş’a çok bulaşmasa da hem Altınbaşa yakınlığı hem de medya gücüyle öne çıkan Ömer Dinçer’i, ve son dönemde hareketleri ve duruşu ile gerek taraftarın gerek se de camianın takdirini kazanmaya başlayan Fatih Dalan’ı yönetimi alarak etkin bir yönetim kurulu oluşturmaya çalıştı.

Oluşturdu da, bu yeni yönetim daha etkin çalıştı kulüp yöneticilerini bir araya topladı bir seri toplantılar yaptı. Vali, Belediye Başkanı vb mülki erkanı ziyaret etti. Özellikle Ömer Dinçer’in medya gücü ile daha fazla ses getirdi. Ancak tüm bu çalışmalara rağmen yönetiminin tam değişmemesinden midir nedendir bilinmez gene istenen ölçekte başarı sağlanamadı. Emin değilim ama dün bazı yayın organlarında Türkiye’nin Avrupa Kupası adaylığında İzmir’in yer almadığı haberleri vardı. Bu haber de doğruysa bu durum federasyon başkanı bizden diye böbürlenen bir vakıf olarak bir yeni büyük başarısızlık diye kayda geçti.

Peki bütün bunları niye yeniden hatırladık bunu yaratan gelişme ne;

İlk gelişme
Sn. Çağatay Çağlar için başlatılan kampanyanın gölgesinde kalan iki satır bir açıklama idi.
''Yerel yönetimlerin sisteme sahip çıkıp, kulüplere geçici yardım etmesi gerekiyor. İZVAK olarak misyonumuzu ve vizyonumuzu tekrar belirlemek için arama konferansı yapma kararı aldık. İzmir'in belirli katmanlarıyla yapacağımız konferansın ardından, İZVAK kendi yolunu çizmeye çalışacak”
Bu açıklama ile İZVAK ilk defa gittiği yolun doğru yol olmadığını tüm açıklığıyla itiraf ediyor. Belki biraz ağır olacak ama kısaca “biz beceremedik, başaramadık bize bir akıl verin ne yapalım” diye ortaya çıkıyordu.

İkinci gelişme ise Sn. Barış Yengiloğlu’nun “İZVAK, model olma yolunda” başlıklı yazısı idi. Bence başlık “İZVAK modelini bulma yolunda” diye olmalıydı. Sn. Yengiloğlu’nun bu yazıyı yazarken ilgili yöneticilerle görüştüğünü varsayarak söylediği iki konunun altını çizmek istiyorum.
Birincisi  “Yönetim kurulu, daha iyisini yapabilecek olan İzmirliler için koltuklarını bırakmaya hazır...” Ben bu cümleyi ilk defa Barış bey’den duydum. Yönetim Kurulu’nun kendisinden duymak daha güzel olurdu.
İkincisi ise “Kulüpler, kendi kurdukları vakıfta birlik içinde hareket etmeyi nedense (!) bir türlü başaramıyor.  Vakıf yönetimi, başta İzmirliler olmak üzere temsil ettikleri altı futbol kulübü tarafından onlar adına para dilenen bir grup haline düştü, düşürüldü.  İzmir’deki tüm spor kulüplerinin vakfı olmak için geniş alana yayılmadılar ya da yayılamadılar.” Bu cümlenin çoğuna katılıyorum tek katılmadığım nokta temsil ettikleri altı futbol kulübü tespiti üst taraflarda uzun uzun anlattığımdan yeniden uzatmayacağım ama böyle bir temsil söz konusu değil.

Arama Konfenrası

Kapılı kapılar ardında mı yapılır? Açık kapılar ardında mı yapılır? Kimler davet edilir. Beni alırlar mı? Yaklaştırırlar mı Bilmiyorum ama arama konferanslarını merakla bekliyorum. Hasbel kader gidebilirsem orada uzun uzun konuşurum ama gidememe ihtimalime karşı şu an için aklımda olan konuları aktarma ihtiyacı hissediyorum. Biliyorum çok uzattım ama başta da söylediğim gibi bu ilgilisine bir yazı o yüzden kusura bakmayın.


1) Bence ilk yapılacak iş bu arama konferansında ortaya çıkacak görüş ve önerileri objektif bir değerlendirecek ve bir arama konferansı raporu oluşturacak yönetim kurulundan bağımsız bir arama konferansı değerlendirme kurulu kurulmalıdır. Bu kurulda bugün görevde olan kulüp başkanları, İZVAK mütevelli heyeti temsilcileri, bu işlerde tecrübeli akademisyenler ve olması fayda sağlayacak diğer danışmanlar olmalıdır. Bu kurul objektif olabilmeli gerektiğinde vakfı geçmiş yönetimleri hatta kendisini eleştirmelidir.  Sırf şirinlik olsun diye bu işin karşı tarafı konumunda olan vali, belediye başkanı, oda başkanları, TFF başkanı vb mülki erkan bu kurula alınmamalıdır. Çünkü neticede bunlar taraftır hedef kitledir mutfakta işleri yoktur. Bunun yanında bu kuruldan iş çıkması için generallerin yanına askerlerde monte edilmeli bu kurulu sürekleyecek kişiler de ilave edilmelidir.

2) En son yapılacak ilk başta yapılmalı ve bu vakfın yarattığı kaynağın nasıl kullanılacağı nasıl paylaşılacağı ilk tartışılacak konudur. Sonuçta insan ilk önce geleceği bilmeli ki projesini geliştirsin. Burada böl altıya uygulaması saçma, saçma olduğu kadarda haksız bir uygulamadır. Nasıl ki digitürk gelirleri paylaşılırken böl 18’e yapılmıyor. Geçmiş başarılar, kitle gücü vb materyaller göz önüne alınıyorsa burada da benzer bir kriter göz önüne alınmalıdır.

3) Tartışılacak tespit edilecek ikinci konu yönetim şeklidir. Bugün değil bundan 50 sene sonra dahi bu vakfı kimler yönetecek, kulüpler bu vakıfta nasıl temsil edilecek, karar ve denetim mekanizmaları nasıl işleyecek tüm açıklığıyla tartışılmalı ve tespit edilmelidir.

4) Paylaşım ve Yönetim gibi temel iki yapı oluşturulduktan sonra oluşturulması gereken üçüncü konu ilk hedeftir. Bu hedef süper ligde temsil edilmek midir? Spor tesisleri midir? İzmir’de futbolcu yetişmesini, futbolun sevilmesini sağlamak mıdır?, İzmir kamuoyunu gündemini bu işe taraf yapmak mıdır? Vs vs vs ilk hedef nedir? Bu tespit edilmelidir.

5) Ve en son aşama; paylaşması, yönetimi, hedefi belirlenmiş bu vakfın hedefe nasıl yöneleceğinin hedefe ulaşmasını nasıl sağlayacağını bu konuda neler yapabileceğini neler yapması gerektiğini uzun uzun tartışıp konuşup stratejik planını oluşturmasıdır.

Her beş aşama ile ilgili de uzun uzun konuşabilirim ama o zaman yazının okunurluğunu sona erdirmiş olurum. Bu şehre gönül vermiş bir kişi olarak amacım bağcıyı dövmek değil Göztepe’miz başta olmak üzere bu şehrin futboluna fayda sağlamak.

Bu küçük ayrıntı gözden kaçırılmaz, bizim bay eleştiri gene yumurtlamış diye değil de mesleği şirketleri, kurumları denetlemek, gözlemlemek ve bunun sonucu olarak rapor yazmak olan ve bu çalışmayı herhangi bir kurum veya şirkete yapsa binlerce dolar para alacak bir kişinin uzun yıllar yaptığı gözlemin sonucu oluşturduğu görüşünün kısa özeti olarak bu yazı okunur ise okuyucuya yöneticiye çok daha faydalı olur.

Her Şey Tek Büyük Göztepe İçin

Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
www.ozkancengiz.net

 

YORUMLAR

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter