Tarihimizden

Ayrıntılar

17 Şubat 2009 tarihinde yayınlandı.

Alayına İsyan sözcüğünün bile uygunsuz bulunduğu bir ortamda direk tahrik unsuru olan bir pankart 55 dakika o tribünde kasten tutulduysa;

Profesyonel bir futbol takımının teknik direktörü attıkları gole sevindi diye polis tarafından coplandıysa;

Bir kulüp başkanı tahrik içeren pankartın kaldırılmasını istedi diye şeref tribününden zor kullanılarak çıkartıldıysa;

Bir kulüp müdürü teknik direktörünü korudu diye hastanelik olduysa;

Soyunma odası koridorlarında polis ve yöneticiler futbolculara fiili taaruzda bulunduysa;

Misafir taraftarı korumakla görevli polis 400 taraftara işkence yaptıysa Cop çek Cop çıkar gibi ucuz soytarılıklar yaptıysa;

Maçtan sonra ucuz numaralarla tüm takım karakola götürüp 4 saat tutuluyorsa;

Artık ne oynanan futbol futboldur. Ne o organizasyon bir lig maçıdır. Ne seyirciler seyircidir. Ne spor spordur. Isparta’da futbol terörü, tribün terörü değil terörün bizzat kendisi yaşanmıştır.

Eğer bu bariz uygulamalar cezasız bırakılırsa işte o zaman Türk Futboluna en büyük zarar verilecektir.

İçişleri Bakanlığı derhal Isparta valisi ve Emniyeti hakkında soruşturma başlatmalıdır. Futbol federasyonu derhal Isparta kulübüne hakkettiğini vermelidir. Bu rezalet öyle bir cezalandırılmalıdır ki bundan sonra hiçbir kulüp hiçbir şehir böyle bir terör organizasyonuna girişmemelidir.

Buradaki en büyük görev Sn. İmam Altınbaş olmak üzere tüm Altınbaş Holding üst düzey yetkilerine, başta Sn. İsmail Hakkı Gül ve Sn. Serdar Samur olmak üzere tüm Göztepe yöneticilerine düşmektedir. Bu olayın hakkettiği cezayı görmesi için elinden geleni ardına koymamalıdır. Gerekirse Başbakanla gerekirse federasyon başkanı ile derhal görüşülmesi asla ve asla bu olay geçiştirmemesi gerekmektedir.

Bu olayın üstü örtülürse önümüzdeki haftalarda çok daha kötüleri ile karşılaşmak sürpriz olmaz. Mademki Göztepe Altınbaş Holding’in bünyesinde bir kuruluş bu yapılanlar Alpetin yönetimine bu yapılanlar Assos pırlantanın yönetimine yapılmış gibi reaksiyon verilmeli hukukçular ordusu ile gereken yapılmalıdır.

Göztepe taraftarı bu rezaletin cezalandırılmasında ALTINBAŞIN GÜCÜNÜ net olarak görmek istemektedir.
 
Ozkan Cengiz

www.ozkancengiz.net

Ayrıntılar

17 Şubat 2009 tarihinde yayınlandı.

Çok severiz uzaklara bakmayı orada gördüklerimizi bire bin katarak anlatmayı, Biliyor musun diye başlar laflar ballandıra ballandıra devam eder. İngiltere liginde filanca takımın taraftarı kulübün hisselerini almış, Bir takım taraftarı varmış ki takımın alan Amerikalı şirkete hadi oradan demiş, Bir taraftar varmış ki aman allahım buradan bağırdımı aydan duyuluyormuş.

Şimdi uzakları bırakalım burnumuzun dibine bakalım. Ben size yakından bahsedeyim.

Bir taraftar grubu düşünün ki herkesin terk ettiği günlerde, yürüyüşler yapmış dernekler kurmuş,

Bir taraftar grubu düşünün ki anlı şanlı işadamlarının arkasına bakmadan kaçtığı günlerde tek başına tehditlere rağmen susmamış, konuşmuş, durmamış, yürümüş, yılmamış, üstüne gitmiş,

Bir taraftar grubu düşünün ki taraftarlık yetmemiş, yöneticiliğe soyunmuş, toplantılar yapmış çözüm arayışlarına girmiş,

Bir taraftar grubu düşünün ki boyuna posuna, cebine kasasına bakmadan deli dumrul misali holdinglerle yarışmış ihalelere girmiş,

Bir taraftar grubu düşünün ki "artık bittiler" denilen noktada binlerce meşale ile "buradayız" demiş,

Bir taraftar grubu düşünün ki buraya da gelmezler denilen maçın kapısına binlerce gitmiş,

Bir taraftar grubu düşünün ki "gece" dememiş, "gündüz" dememiş "ak" dememiş, "kara" dememiş, "zor" dememiş "kolay" dememiş, "tehlikeli" dememiş "basit" dememiş, "kim" dememiş "niye" dememiş atkısını takmış boynuna isyanın peşinden gitmiş.
 

Bir takım düşünün, maçtan maça buluşmuş,

Bir takım düşünün, oyuncusu aynı zamanda şube başkanı,

Bir takım düşünün, sıfır bütçe ile Türkiye’nin dört bir yanına deplasmana gitmiş,

Bir takım düşünün, tamı tamına 5 sezondur her şeye her kese rağmen tüm olumsuzluklara rağmen tüm yaşananlara çalkantılara rağmen dimdik ayakta ve Süperlig'in hemen altında 1. Ligde.
 

Gözümüzün önünde burnumuzun dibinde bir tarih yazılıyor. Dünyanın en kendine has taraftarı Göztepeliler, dünyanın en kendine has takımı Göztepe Hentbol takımını yeniden yaratıyor. Aynı son beş sezonda olduğu gibi lige hazırlıyor.
 

Bu şube artık bizim namusumuz oldu. Milyar dolarlar içinde 100 bin lira ayırıp amatör şubeyi yaşatamayanlara piksel piksel bir amatör şube nasıl yaşatılır göstermek boynumuzun borcu oldu.

Önce hemen http://www.goztepehentbolyasayacak.com/ a 10 ytl de olsa bir piksel almaya,

Ardından 15 Kasım 2008 Cumartesi Saat 13:00’te Gürsel Aksel Salonunda ilk maç ilk heyacan.

Efsane Şubeye Efsane Destek

Haydi gelin kendi efsanemizi yaratalım!
           
Ozkan Cengiz

www.ozkancengiz.net

Ayrıntılar

17 Şubat 2009 tarihinde yayınlandı.

Isparta’da belki de bu ülkedeki en büyük terör eylemi yaşandı. Oradaki taraftarlarımız, yöneticilerimiz, hocamız, futbolcularımız kolay kolay atlatamayacakları bir travma yaşadılar. O anı anlatan en önemli enstantanedir. 12-13 yaşlarında ki bir çocuk babasına soruyordu. “Baba Fedai hoca ile, Kulüp Müdürümüz ambulansla gitti. Başkanımız şeref tribününden çıkartıldı. Polisler cop tak cop çıkar diye bağırıyor. Biz bu tribünden sağ çıkabilecek miyiz?”

Türkiye Futbol Federasyonu tarafından tespit edilmiş suçlar “Kötü ve çirkin tezahürat, Biletsiz seyirci alma, tahrik edici pankart” toplam ceza 10.000 YTL.  Bir de üstüne üstlük kötü ve çirkin tezahürat ve pankart ile tahrik edildiği ispatlanmış Kulübümüze 1.500 YTL ceza.

Herkes bir şeyler konuşuyor buradaki Isparta maçında bakın görün neler olacak diyenler var, bizim maçı beklemeye gerek yok İzmirspor ve Menemene gelecekler diyenler var, Valiyi mahkemeye verelim diyenler var, bu komik cezalardan sonra federasyona tepki verelim diyenler var, yürüyüş yapalım diyenler var, protesto yapalım diyenler var. Daha burada yazamayacağım birçok öneri ve teklif var.

Evet! Belli ölçüler içinde kalmak bilinçli ve akıllı davranarak hepsi yapılabilir. Geçmişte de defalarca yapıldı. Gene yapılır. Göztepe taraftarının kolay unutmayacağını kolay affetmeyeceğini herkes bilir.

Bütün bu tepkilerin hepsinin yanı sıra çok büyük bir sınavdan geçiyoruz. Birlik beraberlik sınavından, yaptıkları idman ziyareti ile basın tarafından defalarca düşman kardeşler olarak lanse edilmeye çalışılan taraftar derneklerimiz başarıyla geçti. Şimdi sıra geldi tüm Göztepelilerin bu sınavdan geçmesine. Sınavında yeri saati tarihi belli

09 Kasım 2008 Pazar Saat 14:00 Atatürk Stadyumu,

İşte bugün ve bu saatte öyle bir biz buradayız demeliyiz ki duyan bir irkilip ne oluyor deprem mi oldu demeli. Biliyorum daha önümüzde Mustafa Kemal Paşa maçı var çok önemli bir üç puan mücadelesi ama inanın bu kadar olaydan sonra kendi sahamızdaki ilk maçımız gerektiğinde 3 puandan bile değerli o nedenle şimdiden başlamalıyız hazırlıklara herkes üzerine düşeni yapmalı,

1)      Futbolcularımız Mustafa Kemal Paşa’da iyi oyun üç puan alıp taraftarımızın çoşkusunu arttırmalı,

2)      Yönetimimiz sadece bu maça özgü bile olsa bilet fiyatlarında bir ayarlama yapmalı veya öğrenci bileti uygulaması yapmalı (kombine alanlarında bir şey diyeceğini zannetmiyorum.)

3)      Taraftar Derneklerimiz sanki şampiyonluk maçına hazırlanır gibi afişlerini basıp tüm izmire dağıtmalı, bu maça özgü pankartlarını, konfetilerini, bayraklarını, formalarını, şapkalarını, tshortlerini hazırlamalı,

4)      Kulüp Genel Müdürü, valimizi, belediye başkanımızı, emniyet müdürümüzü, bu şehrin tüm mülki ve idari amirlerini protokole getirmeli,

5)      Altınbaş Holding başta Sn.İmam Altınbaş olmak üzere tüm üst düzey yöneticileri ve hatta önümüzdeki günlerde belki de görevleri sona erecek tüm Göztepe Spor Kulübü Derneği yöneticilerini protokole getirip bizde buradayız yanınızdayız demeli,

6)      Ve son olarak Göztepeli olma şerefine erişmiş sempatizanından fanatiğine, Efsanesinden gencine, tüm Göztepeliler bu maça tek bilek tek yürek gelmeli.

Ya olur çok güzel olurda maç Alsancak’ta olsa daha iyi olurdu diyenleriniz var duyuyorum. Ben katılmıyorum. Çünkü biz gerçekten istersek gerçekten dilersek Alsancak bize zaten yetmez.

Son olaylardan sonra tüm Ülkenin gözü üstünde olan Göztepe tribünlerinin şov zamanı, dosta düşmana biz buradayız deme zamanı, vurduğu yerden ses getirme zamanı hepsinden önemlisi

HESAP ZAMANI GELDİ,  BİZ BU HESABI KESERİZ.
Ozkan Cengiz

www.ozkancengiz.net

Ayrıntılar

17 Şubat 2009 tarihinde yayınlandı.

Geçenlerde Kulüp binamızı ve tesislerimizi gezme fırsatım oldu. Size de tavsiyem sık sık gidin gezin gerçekten insanın içi şöyle bir ferahlıyor. En hoşuma giden en içimi açan yer de müze oldu.

Daha önce de birkaç kere önceki dönemlerde bir kez de Altınbaş ilk geldiğinde gezme fırsatım olmuştu. Gerçekten uğraşanların emek harcayanların ellerine sağlık, o keskin rutubet kokusu kendine has hoş bir kokuya dönüşmüş, kırılan camlar çerçeveler yenilenmiş küflenmeye yüz tutan gazeteler toparlanmış hatta şimdi elektronik arşiv oluşturuluyormuş. Müze müze gibi olmuş gerçekten hani bir organizasyon yapılsa da başta kendi lokasyonumuzda olan okulları olmak üzere okulları getirip müzemizde gezdirseler.

Müzenin en dikkatimi çeken beni bir an için alıp götüren kısmı da Başkanlarımızın bulunduğu köşe oldu. Daha önce böyle bir şey varmıydı. Hatırlamıyorum ama neredeyse ilk günden bu güne başkanlarımızın resimleri buraya asılmış. Benim tarihçem kimden başladı derseniz ben biraz Sn. Kenan Bilgiç’i hatırlıyorum. Az biraz da Mustafa amcayı (Cücen) aklımın eripte layıkıyla hatırladığım ilk başkan da herhalde Sn. Bülent Özkul. Resimlerin karşısında şöyle bir 5-10 dakika durdum herhalde, hatta beni gezdiren arkadaşım ne o dedi dondun kaldın anılarınmı depreşti. Doğrusu evet gerçekten anılarım depreşti belki bunları bir sonraki veya daha sonraki yazıda paylaşırım.

Benim takip edebildiğim değerlendirebildiğim Başkanlarımızı haddim olmayarak iki aşamada gözümün önüne getirmeye çalıştım. Birinci aşama kendi dönemlerinde ne yaptılar, ikinci aşama geleceğe dair ne yaptılar. Dediğim gibi haddime değil belki ama yaptım. Kendilerinden de peşin peşin özür dilerim. Sn. Kenan Bilgiç’ten, Sn. İsmail Hakkı Gül’e kadar malum o da artık eski başkan gözümün önünden iki aşamalı bir değerlendirme geçirdim.

Birinci aşamada inanın hepsi bir şeyler yapmışlar günün şartlarında belki de ellerinden gelenin en iyisini kendilerine göre en doğrusunu yapmışlar,  hata yapmışlar doğru yapmışlar ayrı hikaye ama yapmışlar ellerinden gelenin kendilerince en doğru olanı yapmışlar. Eline yüzüne bulaştıran olmamış mı olmuş. Ama dediğim gibi kendi dönemleri yani daha doğru bir anlatımla günü kurtarma kısmında bir çok iş yapmışlar.

İkinci aşamaya geldiğimizde açıkçası şaşırdım. Çünkü ne yazık ki hep birinci öncelik günü kurtarmak olmuş ve günde bir türlü kurtulamadığından geleceğe pek sıra gelmemiş. Peki en iyisi kim derseniz kabul eden olur etmeyen olur ama bence geleceğe dair en çok iş yapan son Başkan Sn. İsmail Hakkı Gül olmuş, spor tecrübesinin fazla olmasında mıdır, arkasında ciddi bir sermaye gücü olmasındamıdır, ileri görüşlü olmasındamıdır bilmiyorum ama Eskişehirli başkandan Göztepe’ye dev bir kıyak olmuş bence.

Ne mi yapmış, şöyle bir gidin gözlemleyin kulübün çalışma sistemini, tesislerin durumunu, kulüp binasının işleyişini, müzenin sadeliğini, mağazaların düzenini, hepsinden önemlisi kulübümüzün kurumsal kimliğini inanın farkı fark edeceksiniz.

Sn. İskender Tuğsuz çok severdi toplanmayı Göztepelistçiler yarın gelin konuşalım diye gece 11:00 de 12:00 de aradığını hatırlarım. Biz de hep bir umut giderdik saatlerce kendisini dinleyip dönerdik. İddia ediyorum bugün bile bir toplantı yapılsa Göztepelilerin karşısına çıksa saatlerce konuşur üstüne de ya bu adamın çok hakkını yemişiz deyip çıkarsınız toplantıdan. Kendisi hakkında en doğru yorumu yapan ismini vermeyeyim bir ağabeyim şöyle demişti O Recep Tayyip’i kafaya almış adam bizimi alamıyacak. Nereden gittin Tuğsuz’a diyenleriniz var biliyorum işte bu malum toplantılar nedeniyle de o dönemde de kulübe çok gittik. Bu nedenle de o günler ile bu günleri karşılaştırdığınızda gerçekten Sn. İsmail Hakkı Gül’ün hakkını veriyorsunuz.

Gerçekten yapılması oldukça güç ve zor bir temizliği bir yıl gibi kısa bir sürede yaptı. Korkulan çekinilen bir ortamdan otoparkçısının kapıda karşılayıp fiş kestiği bir ortama kulübü getirdi. Kim ne derse desin büyük iş bugün görev alanlar kurumsal bir yapıda sadece yöneticiliklerini icra edecekler kendilerinin işi önceki yönetime göre oldukça kolay. Bunun yanında taraftarından şehrin yöneticilerine herkes ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Pamuklar içinde değil her çağıran ile görüşen konuşan tartışan bir başkan oldu.   

Bir kısım arkadaşımızın sesini duyar gibiyim ya bunlar timsah gözyaşları bu adamın üstüne en çok giden sizler değilmiydiniz. Şimdi gidince mi kıymetli oldu. Evet ne yazık ki öyle oldu. Başkan bazında karşılaştırmak doğru değil belki Çünkü İmam bey yönetimin içinde çok olmayacak büyük ihtimal ama idareci bazında şu bir iki aylık performansları ile yeni genel müdürümüz ve sosyal işler grup başkanımız İsmail Hakkı beyi çok aratacak gibi duruyor. Umarım artık resmen göreve geldik deyip zaten işleyen sistemlerle uğraşmayı bırakıp taraftar ve şehir ile kaynaşmaya çalışırlar.

Genel kurulda Sn. Gül’e de söyledim. Keşke Eskişehirliliğini bir kenara koyup gözümüze sokmasaydı. Süper lige kadar beraber yol alsaydık. Neyse bugün itibariyle yeni seçilen yönetime başarılar biz elimizden geldiğince desteğimize devam edeceğiz. Umarım onlarda en kısa zamanda doğru yol haritalarını çizerler.

Ben son olarak Sn İsmail Hakkı Gül başta olmak üzere onunlar beraber bu önemli değişimi kısa sürede yapan tüm yönetici ve çalışanımıza canı gönülden teşekkür ediyorum.

Özkan Cengiz

www.ozkancengiz.net