Tarihimizden
- Ayrıntılar
Ne anlatılası, Ne görülesi bir gündü sadece ve sadece yaşanası bir gündü. 30.000 biletli 40.000 kişi tabir yerindeyse öbür tarafa bir gitti bir geldi. Ağlayanlar, konuşması karışanlar, sesleri kısılanlar, su gibi bir gündü aktı geçti.
Stada vardığımızda saat 13:30’du, kapalının sağı dolmuş, solunun faça yerleri paylaşılıyordu. Takımlar yeni yeni stadyuma geliyorlardı. Şarkılar türküler tezahüratlar maçtan önce ayrı bir maç yaşandı tribünlerde, antalyadan dostlar, istanbuldan dostlar, uzun zamandır görmediğimiz izmirden dostlar, çoluk çocuk tam bir şampiyonluk karnavalı. Maç başlamaya yüz tuttuğunda içimizdeki şampiyonluk çoşkusu bir anda tedirginliğe dönüştü. Aman aman diye birbirimize baktık.
İmam Başkan gene epey bir protokolü toplayıp gelmişti, protokolde yerlerini aldıklarında nedense yukarısı hınca hınç dolmasına rağmen ön sırada ciddi oranda boş yer çoktu. Tecrübeli abilerimiz bu koltuklar boş kalkmaz birileri gelecektir dediler. Bu arada her sene olduğu gibi bu senede kupa vermeye gelmiş Mahmut Özgener’de imam başkanın yanındaydı. Bolu maçının sonucunu duyan tribünler Özgenerin üzerine çok gitmedi onun acısı ona yeter modundaydı.
Maç başlar başlamaz kimse de tedirginlik kalmadı, müthiş bir Göztepe sağanağı başladı, maçı izleyenlerden teyit edebilirsiniz onbeş dakikada maç 6-0 olabilirdi, kalecinin ve direklerin müthiş direnci ancak iki kez aşılabildi. Ve ondan sonrası şampiyonluk çoşkusu…
Sizlere kelimelerle ifade edemeyeceğim bir çoşku vardı. Ağzına kadar dolu bir kapalı ve ağzına kadar dolu bir açık tribün, kale arkası ona keza yarıya kadar dolmuştu, 28600 biletli tam 40.000 kişi tek bir ağızdan resital verdi. Önce mehter, ardından övünmekte, ardından Pınarbaşı, ardından sırayla gözgöz, ardından mehter, ardından övünmekte, ardından hanginizin var böyle şanlı tarihi, ardından sırayla göz göz bitmeyen şarkı bitmeyen resital. Tek kelime ile Göztepe şov vardı. Sayılarla arası olmayanlar için söyleyeyim orada 2 samiyen, 1,5 inönü, 1,25 kadıköy vardı.
Bu arada protokolde ufak bir hareketlenme oldu, kaş göz arasında Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım geldi oturdu, yılların tecrübesi olmasına bağladım bir anda geldi oturdu tribün ne görmeye ne tepki vermeye fırsat bulamadı. Bu arada pek dikkat çekmedi ama neredeyse tüm ilçe belediye başkanlarımız, emniyet müdürümüz, valimiz, hepsi ön sırada yerini almıştı. Devreden sonra bir anda kapıda Aziz Kocaoğlu belirdi. Şampiyonluk coşkusundan diğerlerini ıska geçen tribünler Kocaoğlunu ıska geçmedi. Bir anda ortalık Aziz dışarı sesleri ile inledi. Ardından işte günün en anlamlı tezahüratı geldi. “Kötü Günde Olmayan İyi Günde Olmasın” Aziz Kocaoğluna verilen tepki daha yeni bitmişti ki bir anda kapıda Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay belirdi. Bu sefer ıslık ve tepkiler ona yöneldi. O da nasibini aldı. Ve tribünler bir anda tepkiyi bıçak gibi kesip şampiyonluk şölenine döndü, herşey çok seviyeliydi, tepki çok yerinde ve kararında oldu, mesaj verildi değdirip çekildi
İkinci yarı klasik tek forvet anlayışımıza dönüp orta sahada oyunu seyri çekilmez bir hale çevirip 90 dakikayı bitirdiğimizde 40.000 kişi boğazları patlarcasına isyan marşı söyleyip, 7 yıldır uzak kaldığı eşine selam gönderiyordu.
Göztepelist üzerinden yaptığımız çağrıya kulak veren Sn. Mahmut Özgener federasyon başkanlığında ikinci kez Göztepemizin ellerine kupayı teslim etti. Tribünlerden yükselen ses netti “Her Sene Sen Ver Mahmut”
Gerisi müthiş çoşku müthiş bir eğlence sahaya inen Ali Gültiken böğrü patlarcasına göz göz çekti, Tribünler tarafından çağrılan bir diğer kişi İmam Altınbaş’tı Tribünleri tek tek dolaşıp elinden geldiğince göz göz çekti, kendisini tribünlere daha sık çağırıp GözGöz çektirip pratik yaptırmalıyız bu ortaya çıktı.
Sn. İmam Altınbaş kupanın yanına doğru yürürken stat yıkılıyordu “İŞTE İMAM İŞTE CEMAAT”
GÖZTEPE TRİBÜNLERİ GENE BU ÇOŞKU İÇERİSİNDE HATA YAPMAMIŞ, HAKKINI HAK EDENE VERMİŞTİ,
YEDİ YIL BOYUNCA GÖRMEZDEN GELİP BU GÜN ORTAYA ÇIKANLAR STATTAN TIRIS TIRIS ÇAKTIRMADAN ARAZİ OLURKEN;
AMATÖRDE, BİNASIZ, TESİSSİZ FUTBOLCUSUZ, BİR KULÜBÜN TARAFTARINA GÜVENİP İSMİNİ, ŞİRKETİNİ, PARASINI RİSKE EDİP İTİBARINI ORTAYA KOYAN İMAM ALTINBAŞ KIRKBİNKİŞİ TARAFINDAN BAĞIRA BASILIYORDU.
İşte şimdi başlıyoruz, önce Asya sonra Avrupa demek için yola çıktık, Önce bu ligde hesap kesilmeyi bekleyenlerle hesabımızı göreceğiz, sonra sol şeritten geçip gidip, bu ülkeyi sömüren Bizanslılara hesap soracağız, sonra da avrupaya doğru yelken açacağız.
BU İMAMI VE BU CEMAATİ DAHA ÇOK İZLEYECEKSİNİZ.
Son söz saat 23:00’te Üçkuyular iskele üstünde Boğaziçi restorandan yankılanan ses;
Kümede Kaaaaaal Altay, Kümede Kaaaaal Altay, Kümede Kal Altay.
Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.www.ozkancengiz.net
- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Bu bir maç sonrası yazısı, maça gittik, zorda olsa girdik, izledik, geldik, anlatacağız diye oturduk bilgisayarın başına ama en samimi duygularla hiç maç anlatasım yok. Peki ne yapasım var.
Avaz Avaz Bağırasım var. AYIK OLUN GELİYORUZ.
Bilenler bilir malum Mavişehir tayfadanız bu sebeple maç öncesi Güzelyalı atmosferini pek yaşayamıyoruz. Her ne kadar seyiricisiz maç olsa da Güzelyalı hareketlidir diye evden biraz önce Güzelyalıya doğru yola çıktım. Güzelyalıya vardığımda sanki maç seyirciliymiş gibi her yer atkılı formalı insanlarla doluydu. Saat maç saatine yaklaşmaya başladığında kendimizi stada doğru attık. İçeriye girmeyi başardığımızda dakikalar 15’i gösteriyordu. Neyse dışarıdaki binlerce insanı düşündüğümüzde buna da şükür deyip yerimizi aldık.
Körfez çok diri takım, açıkçası ne düşme ne çıkma kaygısı olmadığından çok rahat top oynadılar, bu kadar rahat oynadıkları için oynadıkları toptan zevk aldılar böyle olunca da gayet iyiydiler. Özellikle aytaç ile yunus defansımızı çok zorladı müthiş pozisyonlara girdiler Allahtan sadece birisinde başarılı olabildiler.
Takımımıza gelir isek, bunca stresin olduğu bir haftalarda herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor, bu yüzden tek tek değerlendirme yapmaya gerek yok bence ancak söylemeden geçemiyeceğim tek kişi Hakan’dı, tartışmasız maçın adamı hakandı. Orta sahanın göbeğinde başladı, serdar çıkınca sola geçti, emin girince sağa geçti. Baskı yaptı pres yaptı, top dağıttı, top kesti, uzun lafın kısası aklınıza ne geliyorsa yaptı.
Maçla ilgili söylemeden geçemeyeceğim bir ikinci konuda Uğur Kıllı ile Abdülvahit değişikliği, şimdi resmi siteden veya gazeteden bu değişikliği görenler gene yaslanmışız gene geri çekilmişiz gibi yorumlar olabilir. Ama ilk defa bu değişiklik maçı getirdi, Körfezin orta alanı çok rahat geçtiği dakikalarda önce kıllı, abdulvahit, sonra serdar Ferhat değişikliği ile hocamız orta alanı kemeraltı haline getirince körfez orta sahayı geçemez hale geldi ve etkinlikleri durdu.
Maçın son on dakikası klasik bir Göztepe maçıydı, öldük öldük öldük öldük… dirildik. Oradaki 20 kişi az daha çankırı maçında sahamızı kapattıracaktık. Herkesin aklına gelen ilk konu biz 20 kişi bu hale geldik 5000 kişi olsak ne olurdu.
Ama reklamdaki gibi maçın bitiş anı paha biçilemezdi. Üstüne de diğer maçlardan iyi haberler gelince bir anda şampiyonluk havasına girdik ufaktan ufaktan başlayan yağmuru belli bir ana kadar hissetmedik bile.
Göztepe’mizin, Taraftarımızın büyüklüğü bugün bir kez daha ortaya çıktı. Göztepe taraftarı Fırat kardeşimin önderliğinde bir işe kalkıştı ve mardine bir barış kapısı açtı, önce buradaki maçta en iyi şekilde misafirperverliğini yaptı, daha sonra orada bir okul için üstüne düşeni fazlasıyla yaptı, üstüne oraya aileleri ile eşleri ile çocukları ile giderek çarşısında pazarında dostça kardeşçe gezerek bir köprü kurdu. Tribünde afişini açtı formasını atkısını değiştirdi. Mardinspora tezahüratını yaptı ve büyük bir dost kazandı.
Ve o dost belki de bu sene bize şampiyonluğun anahtarını verdi. Önce bandırmadan sonra Bugsaştan çok önemli puanlar aldı. Bugün öğrendik ki Bugsaş maça yoğun bir şekilde Şampiyon Göztepe tezahüratları ile Göz Göz çeken bir tribün ile Mardinde sahayı çıkmış ve iki puanı bırakmış İşte bu Göztepe’nin, Göztepe taraftarının büyüklüğünden başka bir şey değil.
Son olarak toparlarsak, neyse sabredin canım haftaya …
Özkan Cengiz
- Ayrıntılar
Sizlere bir deplasman hikayesi yazacağım, ama inanın yazıyı ne kadar uzatırsam uzatayım, eksik bir şeyler kalacak, çünkü öyle bir deplasman oldu ki üzerine yazı değil kitap yazılır.
Bir gün öncesinden storelarımızı fazlasıyla ziyaret etmiş yarısı eş çocuklardan oluşan 25 kişilik GHD kafilesi havaalanında buluştuğunda günlerden Cuma saatlerden 09:00’du. Münferit katılımlar, Yalıdan katılımlar ile Cuma 10:00 Mardin uçağında yaklaşık 45 Göztepeli olarak yola çıktık. İki saatlik bir yolculuktan sonra Mardin Havaalanına indik, misafirlerimiz şehir merkezine nasıl gideceğiz diye düşünürken Üzerinde Hizmet Derneği yazılı otobüsümüz çoktan havaalanı kapısına yanaşmıştı.
Havaalanından çıkıp sırasıyla Dara Harabeleri, Deyrul Zaferan Manastırı, Zinciriye Medresesi, Ulucami, Tarihi Postane ve Mardin Çarşısını gezip 700 senelik tarihi olan Artuklu Kervansarayına yani otelimize ulaştığımızda saat akşam 17:00’yi gösteriyordu. Otelimizde hızlıca eşyalarımızı bıraktıktan sonra Surlar Arası Meyhanesine gittiğimizde saat 18:00’de, yediğimiz içtiğimiz bizim olsun ama 500 senelik surlar arasında davul ve keman eşliğinde bir isyan marşı söyledik ki görünce tüyleriniz diken diken olacak.
İkinci güne daha hızlı başladık. Otelimizden çıktığımızda saat 10:00’du. İstanbul uçağı ile yeni aramıza katılan kardeşlerimizi de aldığımızda otobüsümüzde oturacak yer yoktu, Hasankeyf’ten başlamak üzere Midyat çarşısı, Mor Gabriel klisesi, devlet konuk evi ve nihayetinde Takımızın kaldığı otele ziyaret, yemekte olan futbolcularımıza bir moral tezahüratı ve ardından gene Mardin çarşısı ve en nihayetinde cercis murat Konağında akşam yemeği, geleneği bozmadık ve gene 500 yıllık konakta efsane bir isyan marşı GözgözTV paylaşmış sağolsun. (http://www.facebook.com/#!/video/video.php?v=10150110584199933&comments )
Üçüncü gün maçımız, ardından Bir kebap faslı daha ve en nihayetinde kaçınılmaz son 40 tane bağırsak enfeksiyonlu Göztepeli ve uzun bir otel gecesi…
Son gün yalılı kardeşlerimiz sabah erkenden nusaybine hareket etti ve İzmir de topladığımız 70 koli yardımı teslim edip 1500 öğrenci ile gözgöz çekip geri döndü ve sonuç olarak uçak tuvaletinin fazla mesai yaptığı bir uçuş ile İzmirimize dönüş.
Şu ana kadar yazıyı okuyanlar tamam abicim de bunlardan bize ne diyebilir. Ama şu andan sonra anlatacaklarımın anlamlı olabilmesi için inanın önce bunları anlatmam gerekiyordu. Kafilemiz istisnasız tamamen lisanslı ürünlerle donatılmış onlarca bayan iki yaşından 12 yaşına çocuklar tam bir aileydi.
Bu sebeple her girdiğimiz köy, müze, klise, çarşı, şehir merkezi restoran, kahve, dar sokaklar, oteller her yerde şaşkın bakışlar vardı. Önce temkinli yaklaşan Mardinliler daha sonra biraz şehrin ekonomisine yaptığımız katkı nedeniyle biraz da bugüne kadar görmedikleri bir kitle ile karşılaşmalarından dolayı rahatladılar ve bizlere belki de hiç yaşayamadığımız bir deplasman yaşattılar.
Gerek tribünlerdeki dostluk gerek şehirdeki dostluk üstüne de üç puan tadından yenmez bir deplasman yaptı Mardin deplasmanını. Maça gelir isek.
İzleyenler Gebze maçına benzettiler ama ben izlemeyen biri olarak bu sezonun en kötü Göztepesini izledim. İnanın eldivenden merdivene tel tel döküldük. Uzun seyahattenmidir, biraz işi sıkınca galip gelebildiğimiz için oluşan rehavettenmidir bilmem ama inanın hiç hak etmediğimiz üç puanı biraz da şansımızın yardımı ile aldık.
Bu yüzden bu haftayı unutmak ve maçı konuşmak istemiyorum. Tek Söyleyebileceğim şey Akın gün geçtikçe form tutuyor ve dün gene bizi ipten aldı. Oyuna girmesi ile hareket getiren Halil bencilliği ile bizi iki golden etti. Bir üçüncüsünü attırdı. Kendisinden hiç beklemediğimiz son vuruşlar yapan Tayfun fırsatçılığını gösterip fileleri iki kez havalandırdı. Türker gene oyundan çıkarken yüreğimizi burktu.Tek tesellimiz Sibel Ergenç ablamızın ruhuna giden üç puandı.
Şu an gözler Alanya maçında umarım kötü futbol hakkımızı bu hafta kullanmışızdır. Alanya dan iyi futbol ve üç puan ile döneriz.
Bu deplasman bana bir kez daha Göztepe’nin Göztepe camiasının büyüklüğünü açık ve net olarak gösterdi. Bir şehre adete çıkarma yaptık, şehrin ekonomisini canlandırdık, tribününe görsel şov yaptık, okulunun ihtiyaçlarını giderdik, halkının sevgisini ve saygısını kazandık, Üzerimizdeki son lisanslı ürüne kadar her şeyi talepte bulunan halka dağıttık.
Adeta binlerce kilometre ötedeki bir şehri kemiklerine kadar Göztepeli yaptık.
İnanın süper lige çıktığımızda midyatından, eski mardinine, yeni mardinden nusaybinine binlerce mardinli Göztepe atkıları, formaları ile televizyonun karşısına geçecek ve hepbir ağızdan önce Göz Göz çekecek sonra isyan marşına başlayacak.
Dönüş uçağında sırtımızı koltuğa yaslayıp, gurul gurul karnımızı tutarken hepimizin beyin hücreleri arasında dolaşan tek düşünce vardı.
İyi ki varsın Göztepe, İyi ki Göztepeliyiz.
Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. www.ozkancengiz.net- Ayrıntılar
Özkan Cengiz
Bir spor kulübünün büyüklüğü nasıl ölçülür? Üzerinde yüzlerce yazı, kitap, araştırma vb. yapılmıştır. Bu araştırmaların hepsi değerlendirildiğinde ortaya nasıl kavram çıkar veya bu kavram ne kadar doğrudur. Bilemeyiz. Ancak bizce bir takımın kendisine büyük diyebilmesi için birkaç kriteri yerine getirmesi gerekir;
1) Adil Turnuvalarda Başarı Sağlamalıdır,
2) Ulaştığı, etkilediği insan sayısı fazla olmalıdır,
3) Taraftar düzeyinde (sempatizan değil) devamlılık olmalıdır.
Bunlar dışında da kriterler sayılabilir, İşte güçlü bir yönetimi olmalıdır, iyi bir tesisi olmalıdır, kasası dolu olmalıdır, gelirleri fazla olmalıdır vs vs vs. Ancak bu üç kriterde iyi değilse diğerlerinin bir işe yaramadığı da gerçektir.
Son yirmi yılda bu testi yapmamızı sağlayan en önemli örnekler İstanbulspor, Ankaraspor’dur. Bu takımlar ciddi düzeyde finansal ve siyasi güçleri olmasına rağmen büyüklük kavramı içerisine dahil olamamıştır. Ve harcanan büyük bütçelere rağmen büyük kulüp olamamışlardır.
Bursa ve Trabzon gerek geçmişlerinde gerekte son 5 yılda önemli ivme kazanmış olmalarına rağmen isimleri büyüğe çıkmasına rağmen biraz da şehir takımı olmalarının dezavantajı ile kitlelerini hemşehrilerinin dışına çıkaramamış, büyük kulüp değil büyük şehir takımı olabilmişlerdir.
İsmi büyüğe çıkan üç İstanbul takımımız, ellerindeki her türlü güce ve haksız rekabet ile sağlanan faydaya rağmen gssporun Avrupada başarı sağladığı üç sezon dışında adil turnuvalarda başarı sağlayamamışlardır. Şampiyon olma şansları %33 olarak başladıkları adeta onlar için kurgulanmış Türkiye Süper Ligindeki başarıları dışında başarıları bulunmamaktadır.
Bugün on binlerce hatta iddialarına göre milyonlarca kitleye hitap eden bu takımlarımız en ufak bir başarısızlıkta yalnız kalmaktadır. Henüz fbsporun 7.olduğu sezonda 50-60 kişiye oynadığı istatistiği hafızalarımızda taze iken bu hafta Antalya maçında gsspor 40 gsliye oynamıştır. NTVspor spikerinin yorumuyla bu sayı Antalya’ya giden gsspor kafilesinden bile azdır.
Bütün bu örneklerin ortaya koyduğu gerçek BÜYÜKLÜK gazete manşetleri ile, semirtilmiş yazarlarla, hayal alemindeki beyanatlarla olmamaktadır. Büyüklük yavaş yavaş kazanılan ama asla günlük başarısızlıklarla, sezonluk olaylarla kaybedilmeyen bir özelliktir.
Bu kavramlarla yola çıkıp Türk futbolunu değerlendirmeye aldığımızda ülke çapında değerlendirme yaptığımızda bir çok büyük takım ile karşılaşmaktayız. Döneminin bir çok büyük takımı olmuştur. Ancak bu takımlar süreç içerisinde oluşturulan haksız rekabet ortamına dayanamamış ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
Türkiye’de bütün bu süreçlere, haksız rekabet ortamına, baskılara ve zorlamalara rağmen her geçen gün ivme kazanarak kanının son damlası ile şiirler yazmaya başlayan tek takım bulunmaktadır. GÖZTEPE.
Gelin kriterlerimize bakalım. Göztepe’nin adil turnuvalarda hatta kendisi için adil olmayan turnuvalarda ciddi başarı sağlamıştır. Avrupa kupalarında oynadığı 4 sezonun tamamında çeyrek ve yarı finaller oynamıştır. Kendisi için adil olmayan Süper lig düzeyindeki ligde spor otoriteleri tarafından TEK BÜYÜK olarak adlandırılmıştır.
Bütün bu olaylar üzerine ülke çağında çok büyük kitlelere hitap etmiştir. Bugün anadolunun herhangi bir şehrinde Göztepe marketi ile karşılaşmanız, kapısından girdiğiniz herhangi bir dükkanda duvarda efsane takım posteri görmeniz sürpriz olmamaktadır. Göztepe ülkeye mal olmuş, İzmir takımı olmaktan çok Türkiye takımı olmuştur.Bunun yanında Türkiye liglerinde oynadığı maçlar değerlendirildiğinde son 15 yılda Göztepe her deplasmanda seyircisi ile oynamıştır. Tek bir resmi veya özel maç sayamazsınız ki Göztepe seyircisiz oynasın. Hem İzmir’den her maça taraftarı gitmiştir. Hem de ilgili şehirde Göztepe’sini bekleyen olmuştur.
Pekiyi bu büyüklük kavramı içerisinde Göztepe’yi diğerlerinden ayıran nedir. Diğerleri de başarılar sağlamıştır, diğerleri de ülke çapında sempatizan kazanmıştır. Niye onlar değil de Göztepe Büyüktür.
Göztepe’yi Göztepe yapan, Göztepe’yi Hep Tek Büyük Yapan, Göztepe’nin dönüp dönüp yeniden gelmesini sağlayan taraftarının devamlılığıdır. Daha doğru ifade taraftarının İNADIDIR.
Bugün gsporun en ufak başarısızlığında tribünler onu terk ederken , Göztepeliler cezalı olduğu amatör küme maçında stadın dışında 5.000 kişidir. Bugün Ankaraspor, oyuncuları kaçtığı için iki sezondur maça çıkamazken, Göztepe yönetimsiz 3.lig maçlarına bir hafta önce tribünde olan yaş ortalaması 16 olan çocuklarla çıkmıştır. Bugün Avrupa’da tarihi başarılarla dolu takım 1 euro’ya alıcı bulamazken, Amatör kümede tesisi, futbolcusu, binası olmayan Göztepe 5 katılımcının kafa kafaya mücadelesi ile ihale edilmiştir.
Bütün bunlar alt alta konduğunda GÖZTEPE BÜYÜKTÜR hatta TEK BÜYÜKTÜR. Ve bunu sağlayan taraftarının inadı, sevgisi ve bağlılıdır.
Gelelim sonuca bugün bu yazı nereden çıkmıştır. Üç gündür şehir dışında olmama rağmen insanlarla konuştuğumda duyduğum cümleler hep aynı olmaya başladı.
Ankara’ya gidecektim ama tribünde neler olacak belli değil,
Ankara’ya gidecektim ama polis nasıl davranacak biz ne yapacağız belli değil,
Esasında maçların seyircisiz olması iyi oldu, gol gecikince tribün baskı yapabilirdi,
Takımı karşılamaya gidecektim ama,
Antremana gidecektim ama, ama ama ama,
Göztepe’yi Göztepe yapan, Göztepe’yi büyük yapan, en kötü yönetimlerle, en kötü statlarda kavga dövüş mücadele eden, Göztepe’sinin değerini ve başarısını her şeyin önüne koyan gerçek Göztepelilere bu yakışmıyor.
Tribünde sorun varmı? Var, Bu sorunu kim çözecek biz çözeceğiz, ikibin kişi olarak çözemiyorsak beşbin kişi olarak çözeceğiz, beşbin kişi olarak çözemiyorsak, onbinkişi olarak çözeceğiz, onbinkişi olarak çözemiyorsak yirmibinkişi olarak çözeceğiz. Ama diyerek değil esas şimdi diyerek çözeceğiz.
Göztepenin her zamankinden çok sizlere bizlere ihtiyacı var. Göztepemize ve onun lokomotifi tribünlerimize sahip çıkacağız. Elimizden geldiğince deplasmanda, her ne koşulda olursa olsun kendi sahamızda tribündeki yerimizi alacağız. Biz buradayız burası bizim. Burada olmaması gereken ben değilim diyeceğiz.
Öyleyse Alayına İsyan İnadına Göztepe
Her şey Tek Büyük Göztepe İçin
Özkan Cengiz
- Ayrıntılar

Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.www.ozkancengiz.net
4900 biletli seyirci arasında olmayanlar asla anlatamayacağız ama müthiş bir soğuk vardı. Herhalde son yıllarda hiç bu kadar üşümemiştim. Protokol tribünün bir kısmı da soğuktan etkilendi ikinci yarıyı naklen yayın odalarından takip etmek zorunda kaldı.
Maçta olup başlığı gören bazı arkadaşlarımız belki kızacak bana "sonuç üç bir ama gene son yirmi dakika öldük öldük dirildik bu nasıl ayak sesi" diyecekler. Ama ben onlara katılmıyorum. Bu maç sabaha kadar oynansa gene biz kazanacaktık. Takımımız maça golle başladı sonra ikiyi attı oyunu rölantiye aldı. Sonra her şey yolunda giderken biraz macera arayıp tek forvete düştü. Golü yedi, sonra işi tekrar ciddiye aldı jeneriklik bir gol attı işi bitirdi. Maçın kısa özeti bu şekilde oluştu.
Oyuncularımızdan bahsetmek gerekirse bu gün en öne çıkan adam İlhan’dı, ama bunu söylememin gollerle alakası yok. İlhan takımı maestro gibi yönetti, her golden sonra bütün takımı tek tek topladı. Konuştu paylaştı, müdahale etti. Herkesin ağzından çıkan laf iyi ki varsın İlhan Kaptandı.
İkinci sırada gene Tayfun-Türker ikilisiydi. Bir forvet ikilisi bu kadar mı birbiri ile uyumlu oynar bu kadar mı rakibi yıpratır, her top geldiğinde bu kadar mı etkili olur ikisine de helal olsun.
Üçüncü sıraya Anıl ve kaleci Akını koyuyorum, Anılın defansın göbeğinde kule gibiydi iyi kullandığı vücudu ile havadan yerden hiç boşluk bırakmadı. Sanki yılladır defansın göbeğinde oynuyormuş gibi oynadı, müthiş top dağıttı aman nazar değmesin. Akın ilk defa bana bu kadar güven verdi kritik noktalarda, yan toplarda birebirde hepsinde iyiydi golde hiçbir hatası yoktu.
Başta da dedim ya bu maç sabaha kadar oynansa gene galip gelirdik. Lider bitirdiğimiz ilk yarının yedinci haftasında 3 galibiyet 3 beraberlik 1 mağlubiyet ile 12 puan ile 6.sıradaydık. İkinci yarının yedinci haftasında 4 galibiyet 2 beraberlik 1 mağlubiyet ile 14 puan ile maç fazlası ile lideriz. Bu ne demek rakiplerimizin kolay fikstürü bitip bizim kolay fikstür başladığında birkaç haftada şampiyon olacağız.
Kulübümüz gerçek manada kabuk değiştiriyor, bu değişime bizim de tribünler olarak ayak uydurmamız gerekiyor. Maçta dikkatimi en çok çeken şey tezahüratların, şarkılarımızın, türkülerimizin hepsinin kahır dolu yıllara ait olmasıydı.
Yenilsen de bazı bazı, sen şampiyon olmasan da, vs vs daha bir sürü kötü gün tezahüratı, artık bütün bu kahır dolu tezahüratları isyan marşı hariç bir kenara koyup yerlerine şampiyonluk şarkıları, real Madrid hedefleri sözde büyük Bizans takımlarına gözdağlarını oluşturmalıyız, artık maçtan kopuk değil maçla yaşayan bir tribün oluştumalıyız. Tribünümüzün yaratıcı abilerinin biraz fazla mesai yapıp vakitlerini bu tribünleri daha etkili kılmaya harcamalılar.
Şimdi sıra geldi Mardin deplasmanına herhalde son yıllarda en kalabalık gittiğimiz en uzak deplasman olacak biraz uçak şirketlerinin sayesinde Cuma gününden itibaren dört gün Mardin Göztepe kentine dönüşecek, aradığımız tüm oteller Göztepeliler ile dolu, uçaklar Göztepeliler ile dolu, Mardin turizmine renk ve canlılık getirdik. Otellerle ilk görüşmeye başladığımızda hangi maç ne maçı diyorlardı. Şimdi otel yetkilileri artık öyle bir hale geldiki, maça ve sonrasına özel servis koymuş bunu size ayrıcalık olarak anlatıyorlar.
Şampiyonun ayak sesleri önümüzdeki hafta Mardin’de oradan Çarşamba günü Alanya’ya Mardin ekibinin büyük kısmı oradan Alanya’ya geçecek oranın ekonomisini de geliştireceğiz.
Başkanı ile, Yönetimi ile, Futbolcuları İle, Taraftarı ile, Dernekleri İle, Şehir şehir, köy köy, kasaba kasaba Şampiyonluk alayı bu ligle vedalaşmaya geliyor. Başta da dediğim gibi benim ligle oyunla sonuçlarla bir ilgim yok ben bu işi çok rahat bir şekilde sonlandıracağımızdan eminim. Bu nedenle herkes kalan haftaların tadını çıkarsın.Son sözüm de Bank Asya’dakilere hazırlanın geliyoruz.
Özkan CengizBu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.www.ozkancengiz.net
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund... -
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var... -
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,... -
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...