Tarihimizden
- Ayrıntılar
Aşağıda bulunan yazı hiçbir kurgu ve düzenleme yapılmadan 27 Ekim 2009 Pazar günü Sarıyer Maçı için yola çıkma anından maçtan dönme anına kadar zihnimden geçen soru, görüş ve yansımalardır.
13:00 Silolar
Arabayı nereye park etsem. Maça yakın park edip Kıbrıs şehitlerine yürüsem mi? Yoksa direk Kıbrıs Şehitlerine park edip sonra tekrar mı park etsem. Hımm Stadın önü çok kalabalık değil yoksa az seyirci mi olacak?
13:30 Kıbrıs Şehitleri
Stadın önünün neden tenha olduğu anlaşıldı. Herkes buradaymış.
14:30 Stad Önü
Uzun kuyruklar İzmir klasiği herkes son dakika kapıda. Geçen seneki kombine kapısından girelim. Amma bekledik sıra geldi. Buradan kombineler giremiyor mu? Nereden giriyor?
Diğer kapıdan diğer kapı sadece kombinelere mi ait. Hayır mı? Yani her kapıdan herkes giriyor, kombinesi olanlar herkesin girdiği bir kapıdan girebiliyor. Dünya üzerindeki tüm kombineler sahibine avantaj sağlar, bizimki dezavantaj sağlıyor. Bize özgü bir uygulama herhalde.
14:45 Kapı
Yırtsana ağabeycim biletleri, sonra mı yırtacaksın neden şimdi yırt seni engelleyen ne, yırt bekliyoruz görelim homurdanmayın kardeşim ya yırtsana ağabeycim.
15:00 Kapalının sosyete tarafının en önü İlk Yarı
Hocalara kızıyoruz ama bu açıdan da hiçbir şey görülmüyormuş adam gene iyi analiz yapıyor, esasında ingilteredeki gibi hocayı yukarı bir yere koymak lazım,
Güzel ilk 11, sarıyere bak Göztepelileri toplamış Kunduz Göksel, Cumhur, Aydın Kuzu. Göksel gene tombul tombul ama Gssporun sol kanadınıda bu haliyle bitirmişti yürü be Göksel, esasında Göztepe ruhunu özümsemiş böyle adamlardan birkaç tane kadroda bulundurmak lazım hem Göztepe aşısı yapsın hem ağabeylik yapsın.
Kötü oynuyoruz adamlar 5 dakikada 3 kez araya kaçtı. Ali Mumcu gibi adrese teslim bir sol ayak Hüseyin Gibi ceza alanı içi gözetleme kulesi gibi bir forvet kesin ortalardan gol bulmalıyız ama kanada inemiyoruz.
Bizim pankart gene düştü. Bari bir ara gene assalarda fotoğrafını çekip siteye koysak. Mert hiç sorumluluk almıyor. Böyle bir oyuncunun daha fazla sorumluluk alıp oyunu sürklase etmesi lazım değil mi?
Saha da amma dandikmiş sakatlık olmasa bari, Federasyon Başkanı Altay’a peşkeş çekmiş, oda yok ediyor. Başka ülke de olsa ülke kaynaklarını kötüye kullanmaktan adamın iflahını keserler biz de tık yok. Bu hakem sakat takdir hakkı hep rakibe, taraftardan da yönlendirme yok adam at oynatıyor. Saha dandik, seyirci baskısı yok, rakibi boğma yok, bizim futbolcuda bizim baskımız daha çok oluyor. Alsancak stadı efsanesine de geçmiş olsun bundan sonra burada oynamamak lazım bence zaten Altaya neden para verelim ki.
Devre ne şiş yansın ne kebap ama Sarıyer aralara iyi kaçtı. Takım çok tutuk, kondisyon sorunu var, isteksizlik var, ne yaptığını bilmezlik var, kimse sorumluluk almıyor alıver veriver oynuyor. Ya antrenmanlar da iyi çalışmıyorlar, ya hocayı göndermeye çalışıyorlar ya da benim kafamın basmadığı bir şeyler var.
16:00 İkinci yarı
Ali Mumcu çıkmış, Acaba ilk yarı oynamayıp ikinci yarı girseydi daha mı iyi olurdu. Bu oyun çok sıkışmaya gebe sıkışıklıkta top atmayı ve oyalamayı bilen biri olarak kalsaydı daha iyi olurdu sanki. Bir yer değiştirelim yoksa bir şey olacağı yok. Uff çok sert girdi kırmızı gösterebilirdi sarı gösterdi ucuz yırttık. Yırtmamışız kırmızı görmeye niyetli imiş. Bir kişi eksildik kötü oldu.
Şadi – Bulut mu? Hoca sahaya tribüne mesajı verdi becerebilirsem beraberliğe yatıyorum haberiniz olsun. Beceremedi! Kunduz Göksel çalımı bastı ortayı yaptı jenerik gibi gol oldu. Sinanın yapacağı hiçbir şey yoktu.
Sarıyer hocasından tek amacı tribünü tahrik olan bir değişiklik Aydın Kuzu oyunda tribün tahriki yedi maçı unuttu. OOOO! Akif hocadan da tribüne yönelik bir hamle Recep oyunda.
Amanın iki ! Yok Süpermen Sinan orada direğe çok kötü çarptı umarım bir şeyi yoktur değişiklik hakkı da bitti fark olur vallahi.
Bu oyunla beraberlik imkansız fark artmasa bari aynı düşünceler tekrar Takım çok tutuk, kondisyon sorunu var, isteksizlik var, ne yaptığını bilmezlik var, kimse sorumluluk almıyor alıver veriver oynuyor. Ya antrenmanlar da iyi çalışmıyorlar, ya hocayı göndermeye çalışıyorlar ya da benim kafamın basmadığı bir şeyler var.
Akif Hocaya tepki var ama adam bayrak direği gibi dikiliyor ne sağa ne sola kıpırdama yok. Yanakları da al al sanki. Maç bitti hala niye gitmiyor ki neyi bekliyor omuz omuza yapacak herhalde hımm.takımın arkasından gidecekmiş.
Takım çok tutuk, kondisyon sorunu var, isteksizlik var, ne yaptığını bilmezlik var, kimse sorumluluk almıyor alıver veriver oynuyor. Ya antrenmanlar da iyi çalışmıyorlar, ya hocayı göndermeye çalışıyorlar ya da benim kafamın basmadığı bir şeyler var.
Takım çok tutuk, kondisyon sorunu var, isteksizlik var, ne yaptığını bilmezlik var, kimse sorumluluk almıyor alıver veriver oynuyor. Ya antrenmanlar da iyi çalışmıyorlar, ya hocayı göndermeye çalışıyorlar ya da benim kafamın basmadığı bir şeyler var.
17:00 Eve Doğru
En önemli rakiplerimizden birine kendi sahamızda kaybettik. 6 puanlık maçtı. Şimdi en zor deplasmanlardan iki galibiyet lazım ki dengeye gelsin. Umarım grubun diğer maçlarında beraberlik olur.
Şu an,
Diğer maçlar güzel bitti. Fark açılmadı. Akif hoca istifa etmeyecekmiş ama taraftarın gözünde etti sayılır artık kuş tutsa bir şey olmaz geçmiş olsun.
Yönetim grup hakkında yorum yapmış takımlar birbirine üstünlük sağlayamıyormuş, Akif hoca onları yemiş onlarda bizi yemeğe çalışıyor. Ama fark şurada bu tribünün en azı 5-6 en çoğu 25-30 sene olmak üzere ortalama 15 senedir haftada bir tribünden maç izleyen bir tribün yani bir hesap yapsak Fatih Terim kadar futbol izlemişlikleri var. Yani daha net ifade ile görüneni görüyorlar.
Takım çok tutuk, kondisyon sorunu var, isteksizlik var, ne yaptığını bilmezlik var, kimse sorumluluk almıyor alıver veriver oynuyor. Ya antrenmanlar da iyi çalışmıyorlar, ya hocayı göndermeye çalışıyorlar ya da benim kafamın basmadığı bir şeyler var.
Akif Hocaya tepki var ama adam bayrak direği gibi dikiliyor ne sağa ne sola kıpırdama yok. Yanakları da al al sanki.
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
29 Ağustos 2009
Son yılların en seçenekli en formda takımıyız.
Akif Hoca bir şekilde bu kadroyu oynatır.
Yönetim formda artık bizi İzmir’i tanımaya başladı.
Tribünün bu sene dertleri azaldı resitale hazırız.
Hedefimiz her deplasman 1000 kişi.
İkinci hafta Alsancağı fulleriz.
Kupada gruplar hedefimiz.
5 maçta 15 puan yapmalıyız sonra fikstür zor
06 Eylül 2009
Bu takım ile bir puandan fazla zor alırız.
Ben olsam buca maçından sonra hocayı kovardım.
Böyle zamansız böyle saçma sapan bir açıklama yapan Başkan Vekili taraftar düşmanıdır.
Tribünlerimiz kimsenin gidemeyeceği kadar kötü üstüne üstlük tezahurat yapmayı da bilmiyor,
Bundan sonra deplasmana gitmeyeceğim.
İkinci hafta alsancak sıfır çekti.
Esas amacımız lig kupa gereksiz.
2 maçta 2 puan .
07 Eylül 2009
Bu saniye itibariyle iki seçenek var;
1) Yönetim ve taraftar olarak birbirimizi suçlamaya devam edeceğiz, Hoca kör inat yapıp hakimiyetini bir türlü sağlayamayacak, havadaki gerginlik futbolculara yansıyacak, sırasıyla mağlubiyetler gelecek gerginlik daha da artacak tesis basmalar küfürler kavgalar, yaralananlar, taraftar kendi içinde ikiye bölünecek bir taraf diğer tarafa çapulcu, serseri diyecek diğer taraf öbür tarafa taraftar değilsin seyircisin git seyirciliğini yap diyecek, Başkan vekili strese girecek daha sert açıklama yapacak taraftar daha sert tepki verecek basın gaz verecek, sözde camia liderleri sözde tribün liderleri belirecek bu işi olsa olsa biz çözeriz bize güvenin gerisi kolay diyecek, çok değil 5 hafta sonra ne olacak hepimiz biliyoruz.
2) Önce hep beraber derin bir nefes alacağız. Son iki haftayı başkasının hatalarını görmeden ben ne hata yaptım diyerek gözden geçireceğiz. Sonra lider gibi bir lider hepimizi toparlayacak konuşacağız konuşacağız konuşacağız. Birbirimizin gözünü boyamaya çalışmadan dürüstçe delikanlıca yönetiminden taraftarına hocasından futbolcusuna seyircisinden fanatiğine sosyetesinden tayfasına hatalarımızı bu hatalarımızı nasıl düzelteceğimizi anlatacağız. Kendi başımıza düzeltemeyeceğimiz hatalarımız için yardım isteyeceğiz. Bir yol çizeceğiz.
İşte önümüzde iki seçenek var ikisinden birini seçeceğiz sonucuna katlanacağız. Ama bu aşamada bir lidere tüm bu operasyonu çekip çevirecek herkese bir yol gösterecek yön verecek bir lidere ihtiyacımız var. Bu sene çoğu kişiden duyduğumuz bir şey vardı. İmam bey bu sene tam bir kulüp başkanı oldu transferlerle tek tek kendi ilgilendi tek tek görüştü. İşte şimdi bu kulübün liderini bekliyoruz. Bu sürüklenmeye bir son vermesini uçuruma doğru sürüklenen tekneyi çevirmesini hedefe yönlendirmesini sonra yeniden otomatik pilota almasını bekliyoruz.
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Sportif başarısızlık çoğu zaman hiçbirimizin çok umurunda olmadı. Küme düşmeye isyan ettik zannedildi hep ama biz hiçbir zaman küme düşmeye isyan etmedik. Biz haksızca, insafsızca, bir daha toparlanamamasınca, acımasızca küme DÜŞÜRÜLMEYE isyan ettik. Çünkü biz hiçbir zaman formasına ihanet etmemiş haksızlıklara boyun eğmemiş şartlar ne olursa olsun kuyruğu dik tutmuş bir nesilden devraldık Göztepemizi.
Göztepe’mizin hatırlamak istemediğimiz günleri idi, dediğim gibi sportif başarısızlık değildi canımızı yakan, canımızı yakan Göztepemizin insanların gözünde zarar görmesi idi. Gene o günlerden biriydi Kıbrıs şehitlerinde iletişim cafede bir Göztepelist Yürütme Kurulu Toplantısı yapıyorduk Sırf Göztepeli çocuk yetiştirelim diye olağan üstü çaba ve gayret ile kurduğumuz Bornova spor okulu yönetimin anlamsız tavrı ile kapanmış 100’e yakın pırıl pırıl öğrencimiz dağılmış demorilize bir şekilde tartışıyorduk bir şey yapmalıyız bir şey yapmalıyız insanların gözündeki mafya sarmış korkulan ürkülen bir kulüp olmamalı kulübümüz.
Birden bir fikir belirdi resim yarışması yapalım ilkokullar arası resim yarışması genç beyinler okuldaki resim derslerinde Göztepe’den bahsetsin, Göztepe tartışsın belki hocaları o günleri biliyorsa eski günler yad edilsin. Hemen bir projeksiyon yaptık ne yapmalıyız nasıl yapmalıyız. Kendilerine minnettar olduğum o günlerde daha birkaç gün önce tanıştığımız Sn. Erkan USLU ve Sn. Çağlar ERGENÇ’e ulaştık. Biz böyle bir şey yapacağız bize ödül sponsoru olur musunuz? Sağolsunlar hemen destek verdiler. Ertesi gün Konak’ta Milli Eğitim Müdürlüğü’ndeydik. “İlköğretim Okulları Arası Yüreklerdeki Göztepe Sevgisi” konulu resim yarışmasının resmi başvurumuzu yaptık. Açıkçası çok umutlu değildik, Çünkü resmi bir statümüz yoktu ne bir dernektik ne bir vakıf veya ne bir şirket.
O saniyesi günler gibi geçen bekleme süresi başladı. Bir sabah o zamanlar çalıştığım şirkettin güvenlik görevlisi telefon etti Özkan postacı sana bir tebligat yapmak istiyor ve dakikalar sonra ellerim titreyerek elimde tuttuğum Milli Eğitim Bakanlığı antetli kağıtta yarışmayı yapmamızın uygun bulunduğu İzmir’de yer alan tüm okullara bu yazı ile başvurup afiş asabileceğimiz yazıyordu. İnanın en mutlu olduğum anlardan biriydi. Hemen yenien örgütlendik afişler hazırlandı. Okullara tek tek dağıtıldı. Okul müdürleri tamam asacağız demesine rağmen asana kadar başında beklendi. Dürüst davranmak gerekirse beklediğimiz ilgiyi görmedik.
Yarışmayı Göztepelistten gören Ankara’da yaşayan bir Göztepeli kardeşimizin çocuğundan bir resim biri karşıyakada bir ilk öğretim okulundan olmak üzere İzmir’den dört resim olmak üzere toplam beş başvuru oldu. Yaptığımız oylamalar sonucu Ankara’dan gelen resmi birinci ve diğer resimleri de sırasıyla seçtik. Ödülleri verdiğimizde ne kadar mutlu idik size anlatamam
(resimlerihttp://www.goztepelist.org/multimedya/foto-galeri/category/5-goztepe-goztepelist.html?start=40 adresinden görebilirsiniz)
Şimdi durduk yerde bunu niye anlattım. Kombine öğrenci biletlerini ilk gördüğümde aklıma gelen ilk şey bir ilköğretim okulu öğrencisini Göztepeli yapmanın en kolay yolunun onu maça götürmek olduğuydu. Kendi çocuklarımızı da öyle yapmıyormuyduk biraz aklı başına gelmeye başlayınca hemen maça götürmüyormuyuz. Kızım henüz iki yaşında ama odasının duvarlarını altı aylıkken yalı derneğinde çekildiği resimler 13 aylıkken gittiği voleybol maçının resimleri, 16 aylıkken gittiği hentbol maçının resimleri süslüyor.
O zaman bizlerde tertemiz pırıl pırıl bir Göztepe yaratmak için gencecik pırıl pırıl kardeşlerimizi bu maçlara götürmeliyiz ve onlara aşıyı yapmalıyız. Kapalı Öğrenci kombine 100 TL Açık öğrenci kombine 50 TL bir kombine bilet deyip geçmeyin her maç farklı öğrenciyi götürdünüz mü her kombine on maç klasman dokuz maç play off olmak üzere 19 öğrenci yapar 19 genç Göztepeli.
Biletlerin dağıtımını ister buradan Göztepelist üzerinden her hafta bir okul seçer yaparız, ister kulübümüz bu işi organize eder, biletleri onlara teslim ederiz hafta içi futbolcularımızı okullara gönderir biletleri dağıtırlar.
Her kombine 19 öğrenci on kombine 190 öğrenci yüz kombine 1900 öğrenci yapar. Hayatında ilk defa Göztepe maçına gitmiş 1900 öğrenci, seneye balkon tribününün kendiliğinden dolması demek.
Yüz kombine çok mu uzak hayır hiç uzak değil. Yeterki isteyelim yeterki inanalım yeterki çoşalım.
Ben başlatıyorum.
1) Özkan Cengiz 5 Adet açık öğrenci 250 TL
Hadi gelin peşimden yapıyormuyuz yapamıyormuyuz görsünler…..
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
HER ŞEY TEK BÜYÜK GÖZTEPE İÇİN
- Ayrıntılar
“Bizim belediyemiz Türkiye’nin en tecrübeli ilçe belediyelerinden bu sebeple su, kanalizasyon, yol, temizlik vb asli hizmetlerimiz için yürüyen sistemlerimiz var ve sorunsuz işliyor, bu sebeple biz enerjimizi daha çok ilçemizi bir dünya ilçesi, dünya kenti yapmak için çalışacağız. İlçemizde yaşayan yurttaşlarımızın sosyal ve kültürel anlamda Avrupa kentlerinde yaşayanlardan farkı olmamasını sağlayacağız. Bu çalışmalarımız içinde Göztepe bizim çok önemli çünkü bir dünya markası biz Göztepe gibi bir dünya markasından yararlanıp ilçemizi de bir dünya markası yapacağız”
Tam bu kelimeler değildi belki ama ana fikir ve anlatım olarak aynen böyle demişti Sn.Tartan seçim çalışmaları esnasında yaptığı Göztepe Spor Kulübü ve Yalı Derneği ziyaretlerinde bizde yapar yapmaz göreceğiz ama en azından fikir ve anlayış olarak doğru çizgide demiştik kendi değerlendirmelerimizde.
29 Mart 2009 -13 Ağustos 2009 neredeyse beş ay ama Sn. Tartan’ı henüz göremedik, henüz konuşamadık.
Bir stat hikayesidir gidiyor, seçim geyiğidir bir şey olmaz diye düşünülürken bir anda valilik ziyaretleri ile vücut buldu. Ve belki de şehrin en talihsiz yeri seçildi. Genelde karşıtaraflılar olaya seviniyor. Ama uzun yıllar karşı tarafta ikamet etmiş biri olarak bence onlar için bile talihsiz bir yer. Hepimiz kızıyoruz tepki veriyoruz. Başta Aziz Kocaoğlu olmak üzere mülki idareye sinirleniyoruz. Neden!
Kendi adıma düşündüm ben projeye Göztepeli olduğum için mi karşı çıkıyorum. Bir an Göztepeli kimliğimi (olmaz ya) kenara koyayım. Futbol fanatiği kimliğimi kenara koyayım. Bir İzmirli olarak bu projeyi değerlendireyim dedim. Ne oldu biliyor musunuz? daha çok kızdım. Bu şehir en çok yatırım almadığından muhalif kimliği nedeniyle iktidarlar tarafından cezalandırıldığından dem vurur. Ama buna rağmen az da olsa yapılan yatırımlar eline yüzüne bulaştırır. İşte Metro örneği gözümüzün önünde Büyükşehir ihaleyi iptal ettim diyor yüklenici şirket bu aşamada iptal ederse haftaya kalmaz İnönü Caddesi çöker diyor. Büyükşehir yok öyle bir şey diyor. Ben oturmuyorum ama o caddede oturanların psikolojisini düşüne biliyor musunuz? Çökecek miyiz? Çökmeyecek miyiz? YAŞAYARAK ÖĞRENECEĞİZ.
İşte bu şehri yönetenlerin ana politikası yaşayarak öğreneceğiz. Ya oradan metro zor geçer altı kayalık üstü kayalık maliyetler çok olur şirket batar. Yok biz başlayalım olmadı bakarız. Ya buraya tenis tesisi yapmayalım bak şurada bir tenis kültürü var oradaki tesisleri büyütelim yok yapalım yapalım orayada giden olur. Ya Kordondan yol geçerse kordon biter daha mahkeme devam ediyor, olsun biz viyadükleri yapalım olmadı onları anıt olarak bırakırız. Ya bu stat burada bir işe yaramaz olsun yapalım stat stattır biz yapalım bir stadımız daha olsun Olmazsa bakarız. Efsane fıkra vardır. Süleyman Bey Nazmiye Hanıma seslenmiş, Nazmiye hanım suyu ısıt olmadı çay demleriz. Bizim ki de o hesap bir biz yapalım da olmadı çay demleriz.
Stat konusu, İzmirde yatırım konusu üstünde kitaplar yazılacak bir konu daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü görünen o daha çok tartışacağız şehri yöneten insanların biraz kafası çalışsa Örnekköye 50.000 kişilik stat yapacağına 25000 kişilik bir stat Mavişehire, 25000 kişilik bir statta inciraltına yapar bu şehri iliklerine kadar futbol şehrine çevirir.
Dönelim başa, şimdi kızıyoruz ediyoruz ama neden Örnekköy seçildi kısmının biraz altına inelim.
Örnekköy’deki stat yapılacak yer sportif tesis imarı olan en uygun yer şu anda neden çünkü karşıtarafın ilçe belediye başkanı ileriyi görmüş imar durumlarını ayarlamış ve stat sözü her geçtiğinde benim imarı hazır yerim var, benim bütçemde bu yatırıma kaynak var, benim projem var, benim hazırlığım var, ben bu şehrin bu işe en hazır ilçe başkanıyım diye ortaya atlıyor. Futbol takımı taraftarları ile iyi kötü ilişkisini bir zemine oturtmuş ve beraber hareket edebilme yetisi kazanmış, Kendisini takdir ediyorum. Yıllardır bu işin peşini bırakmadı ve görünen köye göre de semeresini alacak. Karşı taraflı futbol sevdalılarını tavsiyem elini taşın altına bu kadar iyi koyan başkanlarına sahip çıksınlar.
Gelelim bizim tarafa hadi eskisinden geçtik, konuşmaya bile değmez. Ama yazımın başındaki iddialı demeçlerle göreve gelen yenisi ne yapıyor? 5 ayda ağzından tek kelime bu konuyla ilgili bir şey duyduk mu? Kendisinin bir şeyler demesini bırak oturalım konuşalım üretelim diyenlerle bir görüşmesi oldu mu? Kendi ilçe sınırları içindeki bir stadyumun yıkılması yerine ticaret merkezi yapılması gazetelerin gündemlerinden düşmüyor tek kelime laf etti mi? Dünya Kulübü Göztepe diye tanımladığı kulüp ile ilgili tek bir olumlu çalışması, tek bir projesi, tek bir demeci, tek bir duruşu ortaya çıktı mı? HAYIR!
Bu ilçenin en büyük spor okulu bu kulübün çatısı altında, bu ilçenin en tanınmış markası bu kulüp, bu ilçenin spor (tenis, basketbol, vb) kalbi bu kulübün tesisleri, hepsinden geçtim.
Bu ilçenin beklide tarihindeki en büyük halk organizasyonu binlerce yurttaşın karadan denizden katılımı ile bu kulüp için gerçekleşti, Güzelyalı festivali için bilmem kaç kez gelirken bu organizasyonda ortadan kaybolundu. Ancak bu süreç böyle gitmez.
Sn. Tartan ölçüp, biçip, tartıp, bir Göztepe politikası belirlemeli ve oturup, konuşup, paylaşıp bu politikayı gerçekleştirmelidir. Yok ben bir sonraki seçimde şehrin yöneticiliğine adayım bu sebeple karşıya, oraya, buraya sempatik gözükmek için Göztepe’ye pek bulaşmayayım diye düşünmeye devam ederse büyük hata yapar.
Önce oturulan koltuğun hakkı verilmelidir ki, sonra başka koltuk hak edilsin.
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
- Ayrıntılar
Yaklaşık 20 günlük tatilden sonra sezon açılışımı yapıyorum. Her sene sezonu İzmir’den açıyordum. Bu sene işlerim dolayısıyla sezonu Kahramanmaraş’tan açıyorum. Bakalım bu sene nasıl geçecek. Geçen sezon çok yorulmuştum ama 20 gün tatil iyi geldi. Bu 20 günden önce de tatil telaşı ile geçmiş sezonu tam anlamıyla değerlendirememiştik. Şimdi hazır tatil enerjisi doruklardayken kısa kısa bir görüşlerimizden bir çeşitleme yapalım istedim.
İlk önce yeni sportif direktörümüz ile başlayalım. Sn. Erhan Önal’a görevinde başarılar diliyorum. Kim ne düşünür bilmem ama benim kendi adıma mutlu olduğum bir atama oldu. Kulübümüz her ne kadar önceki tecrübelerinin kendisinde yarattığı etki sonucu olayı Güzelyalılı kimliği ile lansman etse de kendisinin önemli bir futbol ekolünden yetişmesi geçmişi ve tecrübeleri ile Göztepe’mize yakışır bir atama oldu. Ben gerek Almanya’da edindiği tecrübeler gerekse Türkiye şartlarında uzun seneler ile edindiği tecrübeler ile bize çok fayda sağlayacağını düşünüyorum. Umarım kendisi de en kısa sürede Göztepemiz gibi zor anlaşılır bir camiayı, geçmişte yaşanan tecrübeleri de inceleyerek anlar ve uzun yıllar beraber oluruz. Biz de kendisine üstümüze düşen bir yardım varsa yapmaya hazırız.
İkinci en popüler konumuz transferler açıkçası bu konuda ilk günden beri tereddüttüm olmadı. Bu sebeple tatil boyunca çok meraklanmadım. Halen devam etse de bence transfer dönemi oldukça güzel geçti. Yönetimin ketum ve sır vermez tutumumu zaman zaman taraftarın heyecanını arttırsa da küçük ayak hareketleri ile ortam düzene sokuldu. Mert Somay tepkilerine paralel Emre İşçiler transferi Emre İşçiler işi karışınca yeniden Mert Somay transferi tam bir rastlantı zinciriydi. Şadi ve Ferdi oldukça iyi transferler oldu bence iki senedir süre gelen golcü sorununu çözdük gibi duruyor. Her oyuncunun verdiği röportaj ve beyanatlarda İmam bey ile tanıştık beyanatları işin ne kadar sıkı tutulduğunun göstergesi. Şimdi bize Türkmen dönemindeki Metin Diyadin benzeri bir abi lazım ben açıkçası bu abinin ille transfer edilmesi tarafında değilim. Mert Somay, Ali Mumcu başta olmak üzere kendi kadromuzdan da bu abiyi yaratabiliriz. Yeter ki onlar bu takımı ve taraftarı Metin Diyadininin oynadığı dönem de sahiplendiği gibi sahiplensinler.
Geçen sene değişik bir seneydi bir çok şeyin denendiği ve bir kısmının başarılı bir kısmının başarısız olduğu bir seneydi. Altınbaş grubu deneye yanıla öğrense de kendi yoğurt yiyişi ile futbolu da yönetmeye başladı. Geçen sezonunun kritik adamı bence Akif hocaydı, eskilerle yenileri kaynaştırmayı beceren gelen eleştirileri dinlemiyor gibi gözüküp ama noktasına kadar dikkate alan kör inat yapmadan ama çok dışarıyı sallıyor imajı vermeden yumuşak geçişlerle toplama bir takımı takım yaptı. En son maç oyuna sürdüğü ve bir de penaltı ile de olsa golü attırdığı Oktay operasyonu ile de dosta düşmana ben bu takımda herkesi oynatırım dedi. Zannedersem transfer döneminde kafamın rahat olmasını sağlayan da hocanın bu becerisi idi. Kim alınırsa alınsın kim giderse gitsin hoca bir takım kurar ve biz çıkarız izlenimini yarattı. En azından bende yarattı. Bu sebeple geçen senenin kritik adamıydı. Akif Başaran. Eğer bu dengeleri kuramayıp başarısız olsaydı. Bugün ne kurumsallaşma kalırdı. Ne futbol şube sorumlusu ne de direktörler hepsi yerle yeksan olurdu. Akif hoca önce kendini sonra gerisini kurtardı. Senenin altın adamıydı.
Yönetimsel olarak ta değişik bir sene yaşadık. İlk başkanımız, Sağlık işlerinden sorumlu Yönetim Kurulu üyesi olarak başlayıp sportif işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak yoluna devam eden Sn. İsmail Hakkı Gül play off öncesi sportif hamleleri yapıp kendini geriye çekti. Hamleler yerini bulunca çekildiğine pişman olsa da bilerek veya bilmeyerek bence geçen senenin en hayırlı hareketini yaptı. Sportif işlerin rahat çalışmasını sağladı belki de bu rahat çalışma ortamı başarıyı getirdi. Sn. İsmail Hakkı Gül bu transfer döneminden sonra da kendini çeker mi? Yoksa o bir kereydi bir daha yattan inmem der mi? Bilinmez yaşayıp öğreneceğiz.
Sportif işlere bulaşmadığı için üstünde kılıç sallanmayan Sn. Serdar Samur’da geçen sene rahat bir çalışma ortamı buldu. O da bu rahat çalışma ortamını en iyi şekilde kullandı kadrolarında doğru değişiklikler yaptı yapılanmasını tamamladı. Duyduğum kadarı ile bir kısmı vekâleten de olsa direktörlükleri doldurdu. Şimdi bu sezon tek yapacağı iş direktörlerinin çalışmasını sağlamak ve bunu yapacağına açıkçası benim inancım tam.
Bu senenin en kritik olayı geçen sene bence çok fayda sağlayan sportif işlerin organizasyon şemasından kısmen de olsa uzak tutulma olayı Sn. Erhan Önal’ın gelmesi ile organizasyon şemasının içine girdi. Artık Sn. Serdar Samur’un çok istediği sportif direktörlük koltuğu doldu. Hem de vaktinin büyük çoğunluğunu akademi ve eğitim ile harcayacak bir akademisyen ile değil damarlarında şarıl şarıl futbol akan bir futbol adamı ile doldu. Bu dakikadan sonra Sn. Serdar Samur direktörü vasıtası ile bu işe ne kadar bulaşacak veya Sn. İsmail Hakkı Gül sağlık işlerine dönecek mi? veya Başkan Vekillerimiz mi olacak süreç gösterecek ama bence bu dengeyi geçen seneki gibi bir zemine oturttuk mu bu işi yüzde 51 çözer bir üst lige çıkma yolunda en büyük adımı atarız.
Önümüzde ki senenin en önemli ikinci konusu bence taraftar ile iletişim bu konuda Barış Güçlü tecrübesinden ders alınmaz Erhan Önal ortaya sürülürse ne yazık ki ona da yazık olur. Göztepe taraftarı 72 milleten oluşan Osmanlı gibi her olaya her davranışa biri olumlu biri olumsuz iki sözü olan bir metabolizma. Bu sebeple böyle bir kitle ile uğraşmak için ayrı bir uğraş lazım. Kimse heveslenmesin gazetelerde ki kimi sözde Göztepeli yazarlarımız gibi işte böyle bir adam lazım deyip kendimi tarif etmeyeceğim. Benim tavsiyem İmam bey bir ziyaretinde şöyle 100-150 kişilik bir salon kiralansın taraftar dernekleri vasıtası ile veya tespit edilebilecek başka bir yöntem ile bu 150 kişi ile söyleşi yapsın ve sonunda da yönetim kurulu üyesi düzeyinde bir basın sözcüsü ortaya koysun desin ki evet arkadaşlar bu adamın ağzından çıkan benim sözümdür bir derdiniz tasanız oldu mu da basını masını boş verin bu adamın sekreterini arayın veya işte ayda bir bu adamla toplanın konuşun dertleşin. Bu adam Sn. Serdar Samur olur, Sn. İsmail Hakkı Gül olur veya ben esasında şu takımı tutuyorum diye söze başlamayacak kadar aklı başında başka bir yönetim kurulu üyesi olur fark etmez ama bu işe bir mesai harcayacak biri olsun yeter.
Bence önümüzdeki sezon hatta sonraki sezonlar için başarı formulü bu kadarcık; Sportif yönetimi sağlam bir zemine oturtalım, Taraftar ilişkilerini sağlam bir zemine oturtalım, Akif hocam da geçen sezonki formunu korursa Bank Asya hatta Süper lig çok uzak değil.
İzmir ve futbol ile ilgili daha bir çok söyleyeceğim söz var ama artık Kahramanmaraş’tan dönünce; Bir Yengiloğlu kapanışı yapayım. Bucca, Vakvak, Spor Medyası, Belediye Başkanları, o, bu, şu bekleyin geliyorum. :-) J
HER ŞEY TEK BÜYÜK GÖZTEPE İÇİN
Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
KÖŞE YAZILARI
-
İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
10 May 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund... -
Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
12 Nisan 2020Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var... -
Gözyaşları...
21 Nisan 2019Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,... -
Göztepe TEK Büyüktür.
28 Nisan 2018Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...