Özkan Cengiz 
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 
 
İşte Bu Bizim Hikayemiz!
 
Son günlerde özelikle son 5-6 yılda camiamızda etkin olmuş kişilerden aldığımız soru Sn.Levent Ürkmez’e karşı neden bu kadar sertsiniz, bu kadarına gerek var mı ? olsa ne olur ?
 
Bu sorunun cevabını saatlerce konuşabiliriz ama ben bugün bu sorunun cevabını vermekten çok Sn. Levent Ürkmez ile hikayemizi paylaşmaya çalışacağım, bu hikayeye göre karar vermek okuyucuların ve camiamızın kararı bu hikaye de eksik, gedik, fazla, yanlış varsa hikaye de geçen isimlerin tamamına bu sütunlar açık her zaman beklerim. 
 
Şunu da belirtmek isterim bu hikaye daha eskisi olan daha ilerisi olan uzun ve geniş bir hikaye ben sadece birkaç anıdan bahsedeceğim.
 
“Kasım / 2004 Kapanan Kapılar”
 
İskender Tuğsuz’a karşı camianın güveni kalmamış İkizoğlu vakası yeni yaşanmış ortada tam bir kaos ortamı var. Göztepelist Yürütme Kurulu’nu oluşturan arkadaşlar olarak hergün toplanıyoruz. Yalı dan arkadaşlar katılıyor bir hal çaresi bulmaya çalışıyoruz. 7 Eylül 2004’te tarihe Fil Pizza toplantısı olarak geçen toplantıyı yaptık. Belki de bugün kulübümüzün yönetimine giren onlarca insanın ilk tanıştığı toplantı idi bu toplantı.
 
Bu arada basketbol şube başkanı Atilla Kısmetli istifa etti. Yıpranan İskender Tuğsuz yönetiminde belki de güvenilen son kale bir anda moralleri daha da bozdu. Hemen gidelim konuşalım kararı verildi. Uzun uğraşlar kendisine ulaşabildik sağolsun gazetecilere bile konuşmadığı günlerden davetimizi hemen kabul etti. Bir akşam üzere gidip gece yarısına kadar sohbet ettik ve bu görüşmeyi röportaj olarak sitemizde yayınladık. ( http://www.goztepelist.org/goztepe-kategori/17-roportajlar/6787-atilla-ksmetli-roeportaj )
 
Okuduğunuzda göreceksiniz kendisi umutsuzluğa kapılmamamız gerektiğini Göztepe camiasının bu işi çözeceğini ama İskender Tuğsuz’un çekilmesi gerektiğini bunun da ancak bir birliktelik ile oluşacağını ifade etti. Ve röportajın son bölümünde gördüğünüz üzere bizi Sn. Hamdi Türkmen’e yönlendirdi.
Sn. Hamdi Türkmen’e hemen ulaştık sağolsun o da kimseye konuşmazken bizim teklifimizi kabul etti ve kendisiyle de yaklaşık 3-4 saat süren bir görüşme yaptık. Bunu da röportaj olarak sitemizde yayınladık. ( http://www.goztepelist.org/goztepe-kategori/17-roportajlar/6788-hamdi-tuerkmen-roeportaj   ) 
  
Röportajı okuduğunuz da göreceğiniz üzere kendisinin her türlü görev ve fedakarlığa hazır olduğunu ama tam birliktelik isteniyorsa toplayıcının Sn.Levent Ürkmez olduğunu söyleyerek bizi kendisine yönlendirdi.
 
Büyük bir heyecanla hemen toparlandık. Bu arada Sn. Atilla Kısmetli kendisi bir takım kişilere ulaşmış taslak bir liste hazırlamış olduğunu bildirdi. Biz Sn.Hamdi Türkmen ile görüşmemizi anlattık çok sevindi bu iş oluyor çocuklar doğru yoldasınız devam dedi. 
 
Sn. Ürkmez’e hemen ulaştık. Kendisi röportajları okuduğunu ama şu an Göztepe ile ilgili bir tasarrufta bulunmayı düşünmediğini Sn. İskender Tuğsuz’un durumu toparlayacağını ifade etti. (Ekim/2004 ayında Sn. İskender Tuğsuz’a yönlendirdiğimiz yoğun eleştiri sonrası yapılan basılan toplantısında Sn.Ürkmez, Sn Tuğsuz’la beraber toplantıya katılıp Sn.Tuğsuza desteğini göstermişti ilgili toplantı notları  http://www.goztepelist.org/goztepelist-sp-2091194841/toplantlar/3363-toplant-detaylar  )
 
Biz umutları ve hayalleri yarıda kalmış kapılar yüzüne kapanmış bir ekip olarak Sn Kısmetli ve Sn.Türkmen’e yeniden ulaştık önemli bir kitlenin Sn. Ürkmez olmadan olmayacağını bu sebeple girişimlerin yarar değil zarar vereceğini ifade etti. Biz de kapanan kapıyı not edip yeni yollar aramaya devam ettik.
 
 “Haziran / 2005 Balpa”
 
Önceki anımızdan yaklaşık 7 ay sonra takım küme düştükten sonra Sn. Levent Ürkmez bizimle aynı görüşte oldu. Ve Divan Kurulu olarak yönetime baskı oluşturarak Balpa Kongresinin kararını aldırdı. Müthiş bir gelişmeydi gerçekten de Sn. Levent Ürkmez 7 ay sonrada olsa hareket edince camia hareketlenmiş bir birliktelik oluşmuştu. Bizden elimizden geldiğince destek vermeye uğraştık. 
 
Bu arada yaptığımız yayınlar ve çağrılar nedeniyle birden çok kez ne idüğü belirsiz kişiler tarafından arandık bol miktarda tehdit ve uyarı aldık. Kongre kapsamında 2 gün önce Divan Başkanı Sn.Orhan Daut ile buluştuk uzun bir konuşma oldu. Bu konuşmayı da röportaj olarak yayınladık. ( http://www.goztepelist.org/goztepe-kategori/17-roportajlar/6790-eski-bakanlarmzdan-ve-divan-kurulu-bakanlarmzdan-orhan-daut-ile-yaplan-roeportaj 
 
Görüşme de çok fazla duyum aldığımızı aşırı baskı ortamı oluşturulacağını şu an hepimize yapılan tehditler olduğunu bunun önüne geçmek için nasıl bir önlem alındığını sorduk. Kendisi bizzat Vali ve Emniyet Müdürü ile görüştüklerini listelerinin İzmir Ekonomisinin yarısından fazlasını oluşturduğunu böyle bir gücün karşısında baskı ortamının sorun olmadığını her türlü önlemin alındığını merak etmemiz gerektiğini söyledi.
 
Ertesi gün sabah balpadaydık. Yaşananları çoğu kişi biliyor. Platform kongrenin hemen başında kendilerini günlerce ve defalarca uyardığımız baskı ortamını gerekçe göstererek genel kuruldan çekildi. Kapıda bekleyen gözü yaşlı bir avuç genç seslendik ne yapıyoruz Levent abi, Orhan amca Gürsel Aksel’e geçiyoruz dedi. Yürüyerek Gürsel Aksel’e geçtik. Sn. Ürkmez her anı halen gözümün önünde olan 15 dakikalık petibör yemesinden sonra, denedik olmadı bizim için bu iş bitti dağılalım dedi. Yaklaşık yarım saat oturduğumuz yerden kalkamadık. 
 
Sonra Sn.Ürkmez’in dediği gibi dağılmadık yeniden ve tekrardan daha büyük birleşmek için yola devam ettik.
 
(Burada bir parentez açıyorum. Bu noktadan sonra Göztepelist olarak kararımız camia büyüğü denilen sistemle hiçbir şey olmayacağıydı. O sebeple Göztepenin kurtuluşunun halk yani tribün hareketi ile olacağına karar verdik. Bunun üzerine kıvılcımı yakabilmek için çeşitli toplantılar düzenledik. Bu toplantıların en büyük özelliği eski camia büyüklerimiz davet edilmiyor yeni yüzler yakalandığında dört elle sarılınıyordu. En sonunda Her ay 20 YTL kampanyası ile kıvılcımı yakaladık. 18.08.2005 toplantısı halk hareketinin ilk toplantısıydı hayallerimizden bile güzeldi. Sonra 1. Best Western 2. Best western toplantıları ve en nihayeti de Göztepe halk hareketinin ilk meyvesi 21 Ağustos 2006 Göztepe’ye Hizmet Derneği kuruluş dilekçesi dernekler masasına verildi. Ardından Yalı ile beraber Göztepe’nin tarihinde en büyük kitlesel hareketi 2 Eylül 2006 Göztepe İsyan Yürüyüşü)
 
 
“Ağustos / 2007 TMSF İhalesi”
 
Göztepe’ye Hizmet Derneği kendi yönetim organlarını seçmiş buraya seçilen yeni yüzler bir yandan ana hedef arsa hedefinin peşinden giderken bir yandan Kulüp yönetimi ile ilgili girişimlerde bulunuyordu. O dönemde Levent Ürkmez önderliğinde yeniden oluşturulan Kurtuluş platformuna direkt olmasa da üyeler vasıtasıyla dolaylı olarak destek veriliyor. Üstümüze düşen ne ise yapmaya hazırız deniyordu. Ama sonuç çok farklı olmadı Genel Kuruldan birkaç gün önce mevcut yönetim Aliağa kozunu oynamış bunun üzerine platform seçime katılmamıştı. 
 
Bir anda gündeme TMSF ihalesi geldi. Hemen toplandık GHD içerisinde bulunan abilerimiz bu yola tek başımıza çıkarsak gücümüz yetmeyebilir. Platformla görüşelim fikrini sundular yoğun muhalefet ettik. Bizim iki kere ağzımız yandı üçüncüsü tövbe dedik. Yoğun baskıları sonucu ve gel bizzat gidelim masaya oturalım önerisi üzerine Sn. Ürkmez’in ofisine gittik. Uzun bir görüşme oldu tabir yerindeyse eteğimizdeki taşları döktük. Sn.Ürkmez bütün organizasyonu bize bırakacağını Sn.Dalan’ın kendi desteği ile İzmir mülki erkanınını organize edeceğini ve kendisinin abilik yapacağını söyledi. 
 
Zaten TMSF ile görüştüğünü bu işi halk alacaktır dedi. Biz ihale şartnamesini okuduğumuzu en kritik yerin zarf içi olduğunu açık artırmada herkesin niyetini göreceğiz zaten gücümüz nereye yeterse ama zarf işinin kritik olduğunu söyledik. Sn.Ürkmez TMSF başkanı ile görüştüğünü bizim camia olarak her türlü ikinci aşamaya geçeceğimizi bu kulübün zaten bizim sahibi olduğumuzu ifade etti.
 
Hemen ayrıldık ve Göztepe Aşkıyla Herkes Ayağa kampanyasını başlattık. Onlarca afiş binlerce sticker kapı kapı dolaşan gençler İzmir’i ayağa kaldırdık. Sn.Dalan’ın elindeki liste her geçen gün büyüyor o büyüdükçe biz heyecandan yerimizde duramıyorduk. Bu arada Sn. Ürkmez’in ihale günü olmayacağını öğrendik kendisini Sn Fatih Dalan temsil edecek saniye saniye ulaşılabilecekti. 
 
İhale günü geldi çattı. Zarf önemli değil zaten ikinci aşamaya geçeceğiz orantısız bir zarf koyup sonra alacağımız bir futbolcudan olmayalım diye yazılan zarf bizi birinci aşamada bıraktı. Açık artırmayı uzaktan izledik. İhale oldu bitti.
 
Biz el elde baş başta TMSF merdivenlerinde, televizyon karşısında ağlamaklı bakıyorduk ne oldu şimdi kim bu assos. (Burada ihale öncesi Sn.Ürkmez’in Altınbaş ailesi ile yemek yediği konusuna hakim olmadığım için hiç girmiyorum)
 
“Altınbaş’ın ilk günleri”
 
Altınbaş ailesi kulübün yönetimini devir aldı. Sn.Levent Ürkmez aynı bugünlerde olduğu gibi topa girdi ve Altınbaş Ailesine divan kurulu oluşturma önerisi ile gitti. Karşılıklıklı görüşmelere başladılar. Bunun üzerine aynı bugünlerde olduğu gibi sert tepki verdik. Belki de en sert tepkiyi bir köşe yazısı ile verdik.  http://www.goztepelist.org/koseyazilari/9-ozkan-cengiz/7197-tecelli-abuzittinden-sorular.html 
 
Bu köşe yazısı üzerine Sn.Levent Ürkmez’in daveti üzerine Göztepelist Yürütme Kurulu, Yalı Yönetim Kurulu tepekule de toplandık. Yaklaşık 3 saat süren toplantıda karşılıklı eteğimizdeki taşları döktük. Toplantı sonunda biz başladığımız noktaydık. Belki bizden sebep belki kendi aralarında bir şey oldu bilemeyiz sonuç itibariyle Altınbaş ile Divan Kurulu projesi olmadı.
 
 
Sonuç
 
Altınbaş dönemi boyunca biz hep belli bir ölçüde kendi doğrularımızla elimizden geleni yapmaya çalıştık. Herkesin gözünde kimi zaman azılı Altınbaş muhalifi olduk, kimi zaman azılı Altınbaş yalakası ama süreç ve zaman her ikisi de olmadığımızı defalarca ispatladı.
 
Bu arada GHD daha da büyüdü arsasını aldı yeni yöneticiler yeni yüzler kazandırdı bu camiaya bu insanlar tüm heyecanları ile gazete sütunlarını süslemeden ön plana çıkmadan onlarca fayda sağladılar kulübe ve sağlamaya da devam ediyorlar. 
 
Bugün Göztepe’nin halk hareketi ile tabandan doğmuş ama geldiği nokta ile hem camia büyüğü diye adlandırılan kitlenin hem kulübün yatırımcı başkanının karşısında en önemli ve en enerjik güç olarak duruyorlar.
 
Bizlerde naçizane bu kitlenin ortaya çıkması için bir şeyler yapmış olma duygusuyla kapı kapı dolaşarak tehdit edilerek kelle koltukta bu mücadeleden vazgeçmeden doğru hamlelerle ilerlediğimizi düşünerek gurur duyuyoruz. Mutlu oluyoruz. Her zaman ve daima arkalarında duracağımızı her ortamda açıkça deklare ediyoruz.
 
Ve bugün gelinen noktada ortaya konulan tablo şudur. 
 
Son 10 yılımızda kendisine güvendiğimiz her aşamada bizi yarı yolda bırakan ve bu yarı yolda bırakmalar sebebi ile seneler kaybetmiş, amatörü görmüş buralardan çıkmak için senelerce mücadele etmiş bu mücadele sonucu yeni bir camia yapısı oluşturmuş, bu yeni camia yapısı ile dünya futbol tarihinde yapılmayanı yapmış kulübüne arsa almış, maddi manevi destek vermiş taraftara ve tribüne tabir yerindeyse halka siz bu kişiye gene destek verin gene gelsin otursun gene protokolde poz versin hatta sizin gözbebeğiniz organizasyonda ilmek ilmek ortaya çıkmış kişilerde gelsin bunun altında çalışsın deniyor.
 
Kusura bakmayın bu basit bir tribün kaprisi değil bu seneler süren bir yaşam mücadelesinin, yaşanmışlıkların, gözyaşlarının, hayal kırıklıklarının, yarı yolda kalmaların, baş elde göğüs siperde yapılan mücadelenin doğal sonucudur. Sn. Sepil bu kadar detayını takip edebilmişmidir bilemiyorum. Ama Sn. Ürkmez’in bugün adamaya karar verdiği hayatı bu tribünlerdeki binler Sn. Ürkmez yüzünden yıllardır adıyor.
 
İlk günden bugüne bugünden sonsuza 
 
Herşey “TEK BÜYÜK GÖZTEPE İÇİN” 
 
Özkan Cengiz 
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. 
 

 

 

atletico.jpg - 103.05 Kb

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Yenildikse yenildik, ilk kez yenilmedik son kez de olmayacak.

Düşersekte düşeriz ilk defa düşmedik son kez de olmayacak.

Futbolcuları toptan kovacaksakta kovarız ilk defa kovmadık son kez de olmayacak.

Başkanı, Yönetimi, Sponsorları göndereceksekte göndeririz, ilk defa göndermedik son kezde olmayacak.

Tribün Grupları kavga ediyorsa eder, ilk kez kavga etmiyorlar son kezde olmayacak.

Bunların hiç birisi ilk defa olmadı son kezde olmayacak gene olacak.

 

Ancak bugün ilk defa bir şey oldu, ilk defa geçmişimize, ilk defa tarihimize, ilk defa büyüklerimize ilk defa bizi biz yapana dil uzattık. Yukarıdaki yazıyı iyi okuyun ne diyor.

 

SUSKUN DURMA RAKİPLERİN İRKİLSİN

SEN ATLETİCO MADRİD ZAFERİYLE

TÜRKÜN GURURU ŞANLI GÖZTEPESİN

40 sene sonra gururlandığımız, 40 sene sonra dilden dile anlatılan afişlere konu olan sadece bizim değil Türkün gururu bir 90 dakika… ve bu maçta iki gol atan Bir insan. Halil Kiraz.

 

Bu maçta yaptığını, Türk Futboluna katkısını, Göztepe tarihine katkısını bir kenara koyuyorum.

 

Bu adam Ailesinin kendisinin geleceğini hiçe saymış milyonlarca liralık teklifleri ben başka forma giymem diye red etmiş hayatını değiştirmiş. Kırk senedir her hafta kalbi bu takımla atmış, efsanesinden, üçkağıtçısına, işadamından marketçisine hangi Göztepe Yönetimi isterse ayağına gitmiş Bizde Göztepemize hizmet ömür boyudur demiş. Hangi Göztepeli Halil abi dese gurur yapmamış, trip atmamış kardeşim demiş boynuna sarılmış.

 

Kimseden tek kuruş istememiş, kimseye yük olmamış. Ne zaman görev düşse sessiz sedasız gelmiş, Göztepesine hizmetini yapmış, sessiz sedasız gitmiş.

 

Böyle bir insana bugün sırf “yapmayın çocuklar daha çok maç var futbolculara yüklenmeyin bugün iyiydiler” dedi diye birkaç kendini bilmez küfür etti, yetmedi küfür edersem ne yaparsın diye üstüne yürüdü, olduğu yere tırmanmaya kalktı. O bunları yaparken arkasındaki 5000 kendini bilmez ne mi yaptı Halil Kiraz’a bozuk para attı, protokol tribününe doğru yüklendi küfür etti.

 

Bombacı Halil ne mi yaptı, gel Halil abi diye onu oradan uzaklaştırmaya çalışanları eliyle itti ben buradayım gelsin dedi. Yorgun ve üzgün bakışları ile yeni yeni kendine gelen sağlık durumu ile dimdik ayakta durdu adeta orada kafasına bozuk para atıp küfür eden binlerce kişiye 40 senedir her dakika olduğu gibi Göztepelilik Duruşunu gösterdi. Bakışları ile siz yok olmaya mahkumsunuz ama bu takım size kalmaz bu takım benim takımımı dedi.

 

Bırakın şimdi Buca maçını, ilk altıyı, düşmeyi kalkmayı, Bugün biz hepimiz çok büyük bir terbiyesizlik yaptık. Eğer bu bir hataysa, şu anda hepimiz kendi kendimizi yiyorsak o adamcıklara nasıl daha sert tepki veremedik, Nasıl ortalığı Halil Kiraz diye yıkmadık. Bu gece belki de yattığı yatağında göz yaşları dökülen bu adamı nasıl bu şekilde eve gönderdik diye kendi kendimizi yiyorsak.

Buradan 3 kişilikten 1003 kişiliğe tüm tribün gruplarına, com dan org a tüm internet sitelerine, facebooktan twittera tüm sosyal medya sayfa yöneticilerine rica ediyorum. Hep beraber yapacağınız son iş bile olsa yapın günü saati belirleyin.

 

Bombacı Halil Abimizin evinin önünde 5000 kişi özür dileyelim. Bizi affet diyelim.

 

Yoksa bu günah bize daha çok maç kaybettirir, forvete Ronaldo ile Messiyi getirsek o direkleri geçemeyiz.

Son söz ben dahil Tribünde, Sosyal Ortamda, Televizyonu başında Dünyanın Öbür ucunda Göztepeli kimliğiyle yaşan milyonlara…

Bu kulüp tarihte kimseye kalmadı, bize de kalmayacak, bu kulübü biz büyüklerimizden aldığımızda en büyük özelliği BURAM BURAM KOKAN SEVGİ ortamıydı.

Türkiye’nin her yerinde, her stadında, her ortamında sebebsizce seviliyorduk. Birbirimize zaman zaman kızsakta özünde birbirimizi seviyorduk. Konu Göztepemiz olunda küskünlükleri kırgınlıkları bir çırpıda unutuyorduk.

Şunu beynimize yazalım.

İmam Gelir Gider, Şaban Gelir Gider, Kalpar Gelir Gider, Futbolcu Gelir Gider, Hoca Gelir Gider hatta taraftar gelir gider ligler düşülür çıkılır ama GÖZTEPEYE BİR ŞEY OLMAZ.

Ama sevgi biterse, o sevgiyi bitirirsek, sevgi ortamını bitirirsek işte Göztepe o gün biter, çocuklarımıza  bırakacağımız Göztepe diye bir şey kalmaz binlerce örnekte olduğu gibi 40 tane bastonlu dede ile tribün yapar her gün eksilenlerimizi gömmeye gideriz. Son cenaze ile de Göztepeyi…

Ozkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim.

Bence takımımız gibi çoğu bu ligde kendini ispatlamış oyunculardan kurulu bir takım, hocasının ölüm kalım maçı olduğunu bildiği bir maçta karşı kaleye şut bile atmadan doksan dakikayı bitiriyorsa o hocanın zaten kulüpteki işi bitmiştir. Gerisi prosedür ve teferruattır.

Hocada zaten her hafta yaptığı basın toplantıları verdiği röportajlarla bunu itiraf ediyor, kaleye tek şutumuz olmayan bir maçta pozisyonlara girdik atamadık, oyuncuların hiçbir şey yapmadığı bir maçta oyuncularımı canı gönülden kutluyorum yalakalığı, Altay’da teknik direktörlük yapmış bir hoca olarak ben Altay maçının önemini bilmiyordum geyiği, oyuna soktuğu Mithat’ın denk gelen bir topta golü bulması ile, tribünler hocalık yapmasın çıkışı, Golü ben mi atayım diyerek başkalarını kurban gösterişi, geçen hafta takımın en iyisi olan Furkan’ı ilk 18 e almayıp, İlhan’ın bütün maç fırçalayarak oynattığı Rodrigezi oynatması, sağdan sola koşunca lifi atan futbolcular, her geçen gün kondisyon ve form grafiği düşen bir takım zaten sistemin çöktüğünün açık göstergesi.

Yönetim veya bizzat Hüseyin Kalpar hoca lütfen bundan sonra ne kendinizi üzün ne bizi bu işi biran önce bitirin zararın neresinden dönersek kar şu sorunu çözelim sisteme kan verelim yolumuza devam edelim.

Çok kısa kısa maça değinirsek, İlk yarı tribünler çok kötüydü, sağın ak dediğine sol kara dedi, bir taraf diğer tarafı sürekli bozdu allak bullak bir ses karmaşası vardı. Ancak ikinci yarı ne olduysa bir sihirli değnek değdi. O karşılıklı Göz Göz bile çekemeyen iki taraf bir anda son yıllarda görmediğim bir ahenkte karşılıklı ve beraber tezahurat yapmaya başladılar ve ikinci yarı gerçekten tribünler görmeye değerdi. Umarım bu bir başlangıçtır ve bundan sonra hep ikinci yarıdaki gibi olurlar.

Bir önceki son yılların en iyi takımı yazımız, epeyce bir tepki aldı ve hala da almaya devam ediyor, Ancak ben görüşümün arkasındayım kişisel yetenekler ve şampiyon olacak bir takım olmanın bütün vasıflarını taşıma açısından gerçekten yeterli bir takımımız var. Ancak bir türlü ahenk içinde ilerleyemiyoruz.

Bu ligin kafayla en çok gol atan iki tane adamı Şaban ve Veli ayrıca kendi ülkesinde bol miktarda kafa golü atan Bedi buval takımımızda oynuyor ve bugün bir ara hepsi birden sahadaydı. Bunun yanında ligin en iyi duran top ve orta yapan adamları Dilaver, Yasin, Halil, İlhan bizde. Ancak 90 dakika boyunca kafa hizasında bir orta yapamadık. Burada bir terslik var.

Bir an önce bu işi tersine çevirecek bir hocaya ihtiyacımız, var Göztepe normal bir takım değil ve başka takımlarda başarı yakalamış normal hocalar bize uymuyor. Bize bizim gibi zaman zaman dengesizleşen, gerektiğinde tribünle de ahengi sağlayabilen bir hoca gerekiyor. Bugün tribünler son 10 dakika Metin Diyadin hocayı davet ettiler.

Aslına bakarsanız bizim yönetim yapımıza bilhassa İmam Başkan’ın tarzına hiç uymayan bir kişilik Diyadin hoca ama belki de bir kez de böyle birini denemek lazım. Uyanlardan doğru düzgün bir hayır görmedik.

Öyle ya da böyle oynanan maç 5 alınan puan 4, toplam kayıp 11 puan. Şampiyonluk için toplamda kaybedebileceğimiz 30 puanın üçte birini kaybettik.

Bir an önce neşteri vurup seri bir galibiyete başlamak lazım. Seri bir galibiyet serisi için tam birlikteliğe ihtiyaç var ve tribünü sahayı yönetimi tek bir noktaya toplayıp hedefe yönlendirecek bir hocaya ihtiyacımız var. Bunu yaparsak hiçbir şey için geç değil.

Her şey Tek Büyük Göztepe İçin

 

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

 

 

 

 

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Şunu net olarak biliyorum ki 10.000 Göztepeliyle anket yapsak Ankaragücü maçında küfür edecekmisiniz? diye sorsak, aynı şekilde 10.000 Ankaragüçlüyle anket yapsak Göztepe maçında küfür edecekmisiniz? diye sorsak her iki taraf içinde oranlar % 95’in altına inmez.

Bu bilgi altında şimdi bu haftaki maçı masaya yatırırsak;

Önce Göztepe tarafına bakalım.

Tarihimizin en kötü sportif istatistiğine sahibiz biliyoruz ki bu istatistiği ters yöne çeviremezsek bu sezon tarihimizin önemli kırılma noktalarından birine dönüşecek.

Haftalar sonra bir deplasman galibiyeti ile silkinip kendimize gelme şansı yakaladık. Önümüzdeki üç hafta İzmirdeyiz bu üç haftadan alınacak dokuz puan her şeyi baştan yazmamıza sebep olabilir.

Ligimizdeki takımların yarısı maddi açıdan sıkıntıda devre arasında futbolcusu kalmayacak takımlar olabilir biz aksine devre olsa da transfer yapsak diye bekliyoruz.

Şu bir gerçek ki geçmişte aldığımız seyircisiz cezaları yüzünden lig düştük, bu ligdeki takımların hepsine seyirci üstünlüğümüz var bu aşamada ceza almak en isteyemeyeceğimiz şey. Bunun yanında ceza açısından sınıra gelmiş durumdayız.

Aylar sonra Alsancak stadına geldik her şey istediğimiz gibi takımın kendine güveni geldi. Stad istediğimiz gibi, her şey mükemmel olabilir ve öyle devam edebilir.

Şimdi Ankaragücü tarafına bakalım.

Birinci olarak bir taraftar olarak hiç tasvip etmesem de alınan karar gereği Ankaragüçlü taraftarlar stadta yok. Yani bizi gaza getirecek bizim küfür etmek isteyeceğimiz yıllar sonra uğraşacağımız bir kitle stadyumda yok.

İkinci olarak sahada Ankaragücü forması giymiş olanlar tabir yerindeyse çoluk çocuk aynı bizim 7-8 sene öncesi halimiz gibi bırakın oynamayı belki de hayatlarında ilk kez Ankaragücü Göztepe maçı görüyorlar, olan bitenden rekabetten kavgadan dövüşten haberleri yok.

Belki de bu hafta birbirlerine soruyorlar bu hafta niye herkes bu kadar stresli Göztepe’yle ne derdimiz var.

İşte bu ahval ve şerait içerisinde  tarihte hangi Ankaragücü maçında küfür edilmez derseniz bu maçta edilmez.

Pekiyi biz o haldeyken Ankaragücü bize küfretmedi mi etti. Makara yapmadı yaptı. Damarımıza damarımıza basmadımı bastı. E öyleyse…

Şunun altını çizelim biz Ankaragücü, ksk, o bu değiliz Biz GÖZTEPELİYİZ. En basit yöntemle küfürle kavgayla karşılık vermeyiz Göztepeli gibi karşılık veririz.

Futbolcularımız layıkıyla oynar 2 farkla üç puanı alır. Fazlasına gitmez.

Taraftarımız maç boyunca takımımıza ve maça maksimum pozitif etkiyi verir. Maç biter 16-18 yaşındaki Ankaragücü takımını tribüne çağırır. Sizi en iyi biz anlarız yılmak yok mücadeleye devam diye bağırır.

Sırf Gecekonducular değil tüm Türkiye’nin tribünleri ağzını açar bakar kalır…

Bu maçta herkesi Göztepeli Duruşuna, küfür etmemeye, küfür ettirmemeye davet ediyorum.

Her Şey Tek Büyük Göztepe İçin.

 

 

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

 

Özkan Cengiz
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Bu sene biraz iş güç biraz zamanların hep ters zamana gelişi takımı bir türlü izleyememiştim. İlk kez çıplak gözle izlemek bugüne nasip oldu. İlk söyleyeceğim şey son yılların en iyi takımına sahibiz. Birkaç alan da sıkıntımız var. Ama ben gün geçtikçe  bu sorunların da çözüleceğine inanıyorum.

Her zamanki gibi maçtan yaklaşık 4 saat önce buluşarak kendimizi kıvama getirdik ve maça girdik, Maçla ilgili ilk tespitimiz kağıt üzerindeki en ideal kadromuz ve en ideal dizilimle sahaya çıktığımızdı. Ortak görüşümüz bu maçta iyi oynamaz isek sezonun bizim için zor geçeceğiydi. Çünkü bütün kozlarımız sahaya sürülmüştü.

En son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim. Bu sene işimiz kolay, skora bakmayın pozisyonlar hakkını verip gol olsa ilk yarı 3-1 ikinci yarı 8-2 biterdi. Samsun hanesine yazdığımız iki golde zaten tek pozisyonlarıydı.

Maç başlar başlamaz, Samsun tanıdık bir Göztepe rakibi oyunuyla başladı. Geçmişte de böyleydi rakipler ilk on dakika bir gol atalım, zaten biz gol attık mı Göztepe tribünleri hareketlenir, tribün hareketlenince sahadakiler bocalar maç gelir taktiğiyle oynardı. Samsunda aynı taktik ile başladı 10 dakika bütün enerjisini harcadı on dakikadan sonra yaklaşık 35 dakika tek kale oynadık. Samsun kalecisinin bu oyununu Abdullah Avcı izlese direk milli takım kalesine alırdı.

İkinci yarı başlarken Yasin – Kuçik değişikliği ile başladık, ve bu dakikadan itibaren maça 10 kişi devam ettik.  Sahadaki oyuncularımızdan en hazır olmayan Yasin’di adeta 45 dakika hiçbir şey yapmadı. Sağ tarafımızda ciddi aksadık.

İkinci yarı 45 dakika tek kale oynadık. Bu kadar baskıya en az 5 tane gol atmamız lazımdı. Ama bir türlü çizgiyi geçemedik. Çok kısa Dilaver – Halil , Bedi – İbrahim den oluşan oyuncu değişikliklerine değinmek gerekirse Halil de İbrahim de iyiydiler ben açıkçası ikisini de beğendim. Ancak Dilaver ve Bedi çıkartmak için yanlış tercihti. Bana kalsa Yasin ile Şaban çıkmalıydı. Yasini 20 dakika oynatıp çıkararak harcamak istememiş olabilir hoca ama başka bir çözüm bulabilirdi.

Dilaver’de, Bedi’de hem maç içerisinde her şeyi yapabilecek oyuncular hem de maç oynadıkça, takıma uyum sağlayacak, tribünlerle ahenk yakalayacak, her geçen gün üstüne koyacak oyuncular bu nedenle sahadan erken alarak motivasyonlarını bozmak Hüseyin Kalpar hoca gibi tecrübeli bir hocaya yakışmadı.

Kişisel görüşümdür ben bu takımın 2 haftalık aradan sonra rahat bir galibiyet serisine başlayacağını düşünüyorum.

Kulübümüzü çok seviyoruz, onun için neler neler yaptık beklide bunların en önemlilerinden biri 2 eylülün yıldönümünde sayımız beklediğimizden az olsa da tribün çok iyiydi. Sadece maç sonundaki başta kaptanımız olmak üzere takıma tepki veren bir kesimin yaptıkları gereksiz oldu. Ergenler deyip geçiştiremeyiz, bu tribünden son 10-15 yılda bulduğumuz en kaptan gibi kaptanı harcatmamız doğru değil.

Biz uzun yıllar boyunca skor önemli değil yeterki takır takır yüreğiyle oynayan bir takımımız olsun diye yollarda gezdik yüreğini ortaya koymayanlar için idmanlar bastık delikanlı gibi çıkıp oynayın yenilin ama erkek gibi yenilin dedik.

Şimdi bugün delikanlı gibi oynayan tekmeye kafa sokan, 90 dakika 8-10 tane yüzde yüzlük pozisyona giren, çıkanların girenlerin takıma uyum sağlayan bir takıma sahibiz, 6 puan kayıp bu ligde çok önemli bir kayıp değil 5 maçlık bir seriyle yok olur gider.

Ancak yarın transfer sezonu bitiyor. Takım bu takım ve manşette de dediğim gibi bence son yılların en iyi takımı bu takımı şampiyon yapacak ta bizleriz, elini ayağına dolaştıracak, birbirine düşürecek te bizleriz.

Tercihinizi yapın ne yapmak istiyorsunuz. …

Özkan Cengiz

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

 

 

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter