Dedik ki kanuni şartlar yerine getirilmediği için Dernek Genel Kurulu 31 Mayısta olamaz,Dedik ki hinoğlu hin Denizli durduk yerde 175.000 YTL vermez mutlaka gerekli güvenceleri almıştır. Sn.Tuğsuz bu güvenceyi yerine getirmek ve bu konuda sıkıntı yaratmamak için elinden geleni yapar.Dedik ki hem Cenk için hem de eğer talip varsa yeni futbolcular satmak için Sn. Tuğsuz, A.Ş. kongresini mutlaka transfer dönemi olan hazirana sarkıtacaktır. Ve eğer siz hakim ortak nezdin de gerekli girişimleri yapmazsanız bunun için de yetkiye sahiptir. Ve ne yazık ki sonuçlar ortada.Sn.Ürkmez İzmir TV deki programda dedi ki ben şirketler hukuku konusunda çok bilgiliyim Dinç Bey’le görüşüyoruz. Göztepe tarihinde böylesine güçlü bir komite oluşmadı ve şartlar ne olursa olsun bu komitenin karşısında kimse duramaz.Sn.Tuğsuz bu Göztepe tarihinin en güçlü komitesinin gözleri önünde hem de göstere göstere Dernek kongresini hazirana kaydırdı, A.Ş. kongresini hazirana kaydırdı, Cenk’i sattı, ve isterse diğerlerini de satma yetkisine sahip.Ve bütün bu yaşananlardan sonra platformdan şaka gibi açıklama geldi. Sn. Tuğsuz bizi oyaladı o nedenle A.Ş. ye talip değiliz. Ne güzel olurdu Milli Eğitim Bakanlığı ah şu okullar olmasa. Nasıl yani ya sizi Sn. Tuğsuz nasıl oyaladı. Bundan 3 hafta önce A.Ş. konusunda muhatabımız Sn. Tuğsuz değil Dinç Bilgin ve TMSF dir diyen siz değilmiydiniz. O zaman sizi Sn.Tuğsuz nasıl oyaladı. Sizleri oyalasa oyalasa Dinç Bilgin oyalar eğer öyleyse de çıkar açıklarsınız Göztepe taraftarı gerekeni yapar. Artık Sn. Tuğsuz ne yapıyor nasıl yapıyor tartışmak bile istemiyorum ama platform ona yarattığı ortam ile Sn. Tuğsuzun yaptığı her şeyden sorumludur. Sn. Tuğsuzun bunları yapacağını iş hayatına yeni atılmış bireyler olarak bizler buradan satır satır ortaya koyduk. Ne Sn. Tuğsuzun yönetiminde köstebeğimiz var ne de şirketler hukuku konusunda üstadız tek yaptığımız ilgilenmekti. İyi niyetliydi kötü niyetliydi bilemem ama Sn. İkizoğlu bu şirketi almaya niyetlendiğin de toplantılara yanında iki avukatla geliyor ve konu geldiğinde avukatlar önlerindeki kalınlıktan taşınmayan dosyalardan evrakı çıkarıp önünüze koyuyordu. TV programlarında görüyoruz ki platform yöneticileri AŞ ile bilgiler için www.goztepelist.org tan aldığı çıktıları kullanıyor. Sn. Ürkmez yirmi senedir bu kulübün yönetim kadrolarında ve şu anda Türkiye’de en çok gelişen şirket gruplarından birinin başında bu yaşananların böyle olacağını bilmiyor muydu tabi ki biliyordu. Sn. Tuğsuzun bu oyalama taktiğinden kurtulmanın yolunun hakim ortağa gidip onu ikna edip hazirandan önce olağanüstü genel kurul kararı almak olduğunu bilmiyor muydu tabi ki biliyordu. Peki niye yapmadı niye Sn. Dinç Bilgin’e gidip ikna etmedi. Niye en azından görüşmedi Niye Dinç Bilgin ikna olmuyor Sn. Tuğsuzu destekliyorsa da bunu kamuoyunla paylaşmadı.Gerçekten anlamıyorum anlayamıyorum ne yapılmak isteniyor ne yapılıyor. Ama bu son yapılan açıklamadan sonra platform da benim gözüm de bitti. Sen doksan kişiyi bir araya toplayacaksın arkana rüzgarı alacaksın ve gözünün önünde bunlar olurken hiçbir şey yapmayacaksın. Buradan platformda gerçekten iyi niyetiyle maddi manevi bu kulübe destek vermek için bulunan insanlara sesleniyorum. Eğer sizde gerçekten bu yaşananlardan bir şey anlamıyorsanız içinde bulunduğunuz organizasyonun ne yaptığını çözemiyorsanız bir an önce kendi aranızdan veya dışarıdan sizin gibi düşünen bir lider seçip harekete geçin çünkü kulübümüz için artık dakikalar bile çok önemli. Şu anki liderimizi yani en yüce camia büyüğümüz ve türevlerini ne yapacağız derseniz çekin kuyruklarını gitsinler Sn. Tuğsuzun yanına……

LiderGeçenlerde Göztepelist e attığı mesajda sevgili Özant Ağabey diyordu ki bir lider aranıyor. Bu mesaj beni de düşündürdü gerçektende camiamızda ciddi bir lider sıkıntısı var. Esasında şöyle bir düşünüldüğünde ortaya bir çok lider namzedi çıkıyor. Ama kimisi ortalık ta yok kimisi şans verildiği zaman camiada ciddi bir güven erozyonu uğratmış kiminin dürüstlüğü tartışma konusu sonuç itibariyle ortalıkta olan ve yaşına rağmen tüm gücüyle ortada yer alan bir Orhan amca var başkada kimsenin ortalığa çıktığı yok.Orhan amca da kabul ediyor ki çok deneyimli bir yönetici olmasına rağmen kitleleri hareketlendirecek ekibini kurup bu ekiple önüne çıkanı pişman edecek enerjiye ne yazık ki sahip değil keşke 10-15 yaş genç olsaydı da kulübümüzü içinde bulunduğu durumdan söküp alabilseydi. Genel olarak gerek camia içinde gerek camia dışında insanlar düşündüklerinde Göztepe ye şu anda en iyi lider kim olur diye fikir yürüttüklerinde hepsinin zihninde tek bir isim vücut buluyor. Levent Ürkmez. Gerçekten kulübümüzün son dönemlerine baktığımız da Sn.Ürkmez her ortamın her anlaşmanın her olayın içinde kulüp yeni asıra verilirken de başrolde kulüp Sn. Tuğsuz a verilirken de başrolde İskender Tuğsuz sorun yaşadığında da her zaman yanın da Divan Kurulu kurulurken de divan kurulu platforma dönüşürken de hep başrolde gerçekten özellikle son beş yılda kulübümüzün başına gelen iyi kötü bütün olayların içinde Sn.Ürkmez var ve gerçekten de camianın tamamı tarafından saygı gören ve hakkı teslim edilen tek kişi. Bugün camiamızda ki büyüklerimize bir önder bir lider ismi sorduğumuzda hepsi Sn. Ürkmezi işaret ediyor.Ancak kendisi bütün bu yaşadıklarının yarattığı yorgunlukları ve işlerindeki yoğunlukları nedeniyle artık başrol de olmayı pek istemiyor Sn. Ürkmez bu nedenle de platformun bir üyesi olarak Göztepe deki faaliyetlerine devam ediyor. Sn. Tuğsuzun tüm tacizlerine rağmen heyecana kapılmıyor ve sessizliğini koruyor. Esasında son on yılını özel sektörde geçiren ve iki fabrikanın kuruluşunda bizzat yer alan bir birey olarak kendisini anlayabiliyordum. Ve böylesine büyüme sürecinde olan bir şirketler grubunun yönetim kurulu başkanı olarak kendisinin ne kadar yoğun olduğunu tahmin edebiliyordum. Ve bu nedenle de kendisine hak vermiyor değildim.Cuma akşamına kadar düşüncelerim böyleydi. Ama Cuma akşamı Ege Tv de konusu İzmir futbolunun hali ne olacak programını izlediğimde tüm düşüncelerim değişti çünkü o programı izlerken anladım ki Sn. Levent Ürkmez İzmir sporuna ciddi vakitler ayırabilmekte ve bu ayırdığı vakitte de izvak başkanı kimliği ile İzmirspora ciddi tesisler kazandırmış ve Karşıyaka’nın da tesisler kazanması için de çalışmalar yapıyor. Ve bir Göztepeli olarak camiamızda lider olabilecek belki de tek insanın spora ayırabildiği vakti olduğuna sevindim ama bu vakti başka kulüpler harcamasına da üzüldüm. Ve bu nedenle o an aklımdan Sn. Ürkmez en kısa zamanda İzvak ta ki görevlerinden istifa edip tüm enerjisini bize yani Göztepemize harcaması gerektiği fikrine canı gönülden inandım.Şu an da bu satırları okuyanlar bilhassa bugüne kadar Sn. Ürkmezi eleştirdiğim için bana kızanlar diyorlar ki şimdi çıkardın ağzında ki baklayı senin Levent bey hakkında iyi şeyler yazmandan anlamalıydık altından bir şey çıkacağını önce onlara sonra herkese sesleniyorum gerçekten içimde bir hinlik yok gerçekten ne olur nasıl olur diye düşünürken üretiyorum bunları. Bakın beraber düşünelim Sn. Ürkmezi de bir süre unutalım fikir yürütelim.Şu an dibe vurmuş durumdayız ve bu hepimizin kabul ettiği bir gerçek peki bu durumdan çıkabilmek için neye ihtiyaç var maddi manevi bu işe gönül vermiş bir ekibe ihtiyaç var böyle bir ekibimiz var mı evet var hem de doksan kişi gerçekten kolay kolay sahip olunamayacak bir ekip var peki bu ekibin arkasında taraftar desteği var mı evet var şu an çok kendini göstermese de en küçük faaliyetlerinde binlerce insan kendilerine destek verecek peki lazım olan diğer en önemli öğe ne lider peki bu liderin en önemli özelliği ne olmalı bu doksan kişilik ekibin tamamın içine sindirebileceği ve arkasından gidebileceği bir lider olmalı böyle biri var mı evet var Sn. Levent Ürkmez..Sn. Levent Ürkmez yarın sabah ortaya çıksın platformun başkan adayı benim camiam bana destek versin önce derneği alacağım sonra AŞ yi platform üyeleri ile beraber bu işin üstesinden geleceğim desin kongreye 1000 kişi gelir belki herkes oy kullanamaz ama balçova da hayat durur. Kendisi ortaya sürdüğü gerekçelerde çok haklı tabi ki gençlerin yolunu açmak çok önemli ama şu an olağanüstü günler yaşıyoruz ve olağanüstü günlerde gençlere değil tecrübeli iş bilir yöneticilere ihtiyaç var ve bu tanıma uyan ve camiayı heyecanlandıracak herkesi tek bir hedefe yöneltecek tek kişi Sn. Ürkmezdir. Orhan amca sık sık genel kurula taraftarları davet ediyor ama platformun hala başkan adayı ortada yok bu büyük bir çelişki bence en geç çarşambaya kadar Sn. Levent Ürkmez İzvak başkanlığından affını istemeli ve camiamızın karşısına çıkıp dernek başkanlığına adayım ekibim şu şu deneyimlilerden şu şu gençlerden oluşuyor bu bir olağanüstü durum yönetimidir ve olağanüstü durum geçene kadar görevini sürdürecek sonra bayrağı genç yöneticilere teslim edecektir demelidir. Hatta başkan adayı değil camia lideri olarak demelidir ki Göztepelist senden kamuoyu yaratmanı genel kurul organizasyonunu yapmanı istiyorum. Uniforce-Yalı sizden tüm izmiri sarı kırmızıya boyamanızı istiyorum. Tribün liderleri sizden Balçova’yı düğün yerine çevirmenizi istiyorum. Orhan Amca senden Ankara ile hükümet ile Dinç Bilgin ile görüşmeni istiyorum. Ve de buna benzer görevleri dağıtarak top yekün kurtuluş savaşını başlatmalı.Bizler yani genci yaşlısı onun deyimi ile listçisi, forsçusu, taraftarı yöneticisi gazetecisi televizyoncusu böylesine bir kurtuluş savaşına hazırız tek eksiğimiz bizi mutlak hedefe kurtuluşa yöneltecek liderimiz ve o da hemen yanımızda yanı başımızda.Haydi Levent başkan bu camiayı yeniden canlandırmak küllerinden yeniden yaratmak senin ellerinde sana buradan 27 yaşında bir genç ten söz bu görevi kabul et bizleri harekete geçir arkandan kayıtsız şartsız gelmeyen, bu hengameden kurtulduktan bir dirliğe çıktıktan sonra da senden bu görevi alıp seni onursal başkan olarak şeref tribününe oturtup kulübümüzü başarıdan başarıya koşturmayan namert olsun.Her Şey Tek Büyük Göztepe İçin

Gazetelerin manşetlerini gördükçe, güvendiğimiz insanların beyanatlarını okuyup dinledikçe insanın çıldırası geliyor. "Beyaz bayrak çekildi" "Göztepe parçalandı" " Göztepe Bitmiş" " Göztepelilikten istifa ediyorum" vs vs.Göztepe bitmedi ve bitmeyecek biten bir şey varsa yıllarca uygulanmaya çalışılan yönetim sistemi, Beyaz bayrak çeken biri varsa 10. dakikada vazgeçen platform kılavuzları, Göztepelilikten istifa eden biri varsa o da zaten Göztepeli değildir çünkü Göztepelilik bir görev değildirki istifa edesin. Yoksa sayısı milyonlara ulaşan Göztepeliler iki gündür sinir küpü halinde ortalıkta sağa sola dolaşıp duruyorlar ne bittikleri var ne de yok oldukları sadece ama sadece bir yol ağzına bir kavşağa geldiklerinin farkındalar.Evet bir yol ağzındayız bir kavşaktayız bu aşamada bir yolu tercih edip devam edeceğiz. ve bu yollardan hiç biri ne bitmeye ne yok olmaya ne vazgeçmeye doğru gitmiyor. Bu yollardan biri örgütlenip tek bir güç olup başkana doğru işler yaptırmaya ve camiaya ağırlığını koymaya diğeri ise de yepyeni bir Göztepe yaratmaya Tanıl Bora nın yazısında verdiği örneklerden biri olmaya gidiyor.Şu andan itibaren ya birlik olup başkandan beklentilerimizi anlatan bir liste çıkaracağız ve bu listenin yapılmasını sağlayacağız. Kendisine bu kulübün sahibi olmadığını doğru işler yapmazsa istediği anda camianın kendisini oradan indireceğini hissettireceğiz. Ya da birlik olup amatörden, üçüncü ligden hatta 2.ligden bir takım devralıp adını 1925 Göztepe renklerini sarı kırmızı yapıp bizim Göztepemiz artık bu diyeceğiz. Herşeye ama herşeye yeniden başlayacağız.Ama bu iki yoldan birine gidebilmek içinde en başta BİRLİK olmak beraber hareket edebilmek eski hatalardan ders çıkarmak doğru kişileri lider seçmek birbirine güvenmek ve yılmamak 100 kişiyi 200 kişiyi değil milyonları bu amaca ortak etmek gerekiyor. Bunu da yapabilecek güç ve kudrete sahibiz yeterki isteyelim yeterki vazgeçmeyelim.Bu günden itibaren en küçüğünden en büyüğüne herkes en büyük iletişim ortamımız olan Göztepelist e yazsın üye olmayanlar üye olsun önce eğrisi doğrusu ile tartışalım sonra olayların bize vereceği yönde gerekirse toplantı da organize ederiz Yürüyüşte Mitingte.Birkez daha söylemek istiyorum başta gazetecilere sonra tüm kamuoyuna BİTMEDİK BİTMEYECEÐİZ DAÐILMADIK DAÐILMAYACAÐIZ.HER ŞEY TEK BÜYÜK GÖZTEPE İÇİNALAYINA İSYAN İNADINA GÖZTEPE
Gerçekten tarihimizin en geniş katılımlı kongresini yaşadık. Kongre izdiham ve kapıdaki prosedürler nedeni ile ancak 19:30 gibi başlayabildi ve yaklaşık on dakika sonra da teknik anlamda sona erdi. Kapıdaki kontrol nedeniyle henüz oy kullanma hakkımı kazanamadığım için haklı olarak kongre salonuna giremedim bu nedenle de bundan sonrasını içerde olanlardan dinlediğim kadarıyla anlatacağım.Divan başkanlığına Platform Sn. Mustafa Cücen’i Yönetim ise Sn. Ahmet Sarışın’ı aday gösterdi. Açık oylama yapıldı ve oylama el kaldırarak yapılmasına rağmen çok kısa sürede Sn. Sarışının kazandığı açıklandı. Ancak Sn. Ahmet Sarışın’ın ben böyle bir görevi ancak oybirliği ile yapabilirim bu şekilde bir oylama ile yapamam diyerek divan başkanlığından çekilmesi ile divan seçimi tekrarlandı Yönetim bu sefer Sn. Kenan Bilgiç’i aday gösterdi ve aynı şekilde seçildi bunun üzerine Platform üyeleri yapılan oylamanın usule aykırı olduğunu ve sağlıklı sayılmadığını ayrıca hazirun listelerinde aidatını ödemiş ve oy kullanma hakkı olan üyelerin yer almadığını gerekçe göstererek Genel kuruldan çekildiğini açıkladı ve ayağa kalkarak salonu terk etmeye kalktı. Bu aşamada kapı çıkışında küçük de olsa bir arbede yaşandı. Salonda kalan üyeler Sn. Tuğsuzun konuşmasından sonra Sn.Tuğsuzu ibra edip yeni listesi ile yeniden başkan seçtiler. Salonu terk eden Platform üyeleri ise bir süre kapıda bekledikten sonra Gürsel Aksel Stadına geçti. Kısa bir görüşmeden sonra daha sonra buluşmak üzere dağıldılar.Gerçekten kimsenin beklemediği bir şekilde gerçekleşti kongremiz kişisel görüşümü sorarsanız sebep ne olursa olsun sahadan çekilmek büyük hataydı. Sonuç gene aynı olsa bile son dakikaya kadar genel kurulda kalınmalı ve mücadele edilmeliydi. Platform burada kendisinden beklenilmeyen bir şekilde kongreden çekilerek en yapmaması gerekeni yaptı. Bundan sonra ne yaparlar veya nasıl yaparlar bilemiyorum ama önce AŞ yi sonra derneği Sn.Tuğsuza kaptırarak ciddi güven kaybına uğradılar ve hazırlıklarda çok da başarılı olmadıkları izlenimini yarattılar.Sn. Tuğsuza dönersek kendisini tebrik etmek lazım öyle yada böyle her iki genel kuruldan da başarıyla çıktı. Genel Kurullardaki başarısını futbol takımımıza yansıtabilseydi belki de şu anda süper ligde olurduk. Kendisi öyle ya da böyle kulübümüzün iki sene daha başkanı umarım birinci dönemden gerekli dersleri çıkarmıştır. Ve bundan sonra hem kulübümüz hem camiamız için iyi bir başkan olur. Kendisine ilk önerim şeffaf olması ve önce geçen dönemdeki nakit hareketlerini açıklaması ve sonrada herkese açık şeffaf bir yönetim sistemi yaratması başarılı olmanın yeniden camianın güvenini kazanmanın ilk şartı bu yoksa ben seçildim ben yönetirim anlayışına girerse sonuçta gene yapayalnız kalır.Ve son söz camiamıza genel kurul salonunun önünde gürsel aksel de ağlayan salona girmek için kıvranan dışarı çıkan platform üyelerine nereye gidiyorsunuz diye ağlayan gözlerle bakan eşsiz taraftarlarımıza; zaman dağılmamak, zaman bıkmamak, zaman birlik olmak zamanı lütfen hiç biriniz kulübümüzü terk etmeyin bugün bir kez daha gördük ki bu kulübün sahibi ne platform ne Tuğsuz yönetimi ne de başkası bu kulübün sahibi bizleriz. Her zaman her ortamda kulübümüze sahip çıkmaya kulübümüzü temsil etmeye devam edeceğiz eskisinden daha kuvvetli olmak eskisinden daha birlik olmak yeni yönetimi eskisinden daha da sıkı kontrol etmek hepimizin boynunun borcu lütfen ama lütfen kulübümüze üye olun lütfen ama lütfen göztepeliste üye olun tartışın konuşun hiçbir şey yapmazsanız yazılanları okuyun ama kulübünüzden uzaklaşmayın çünkü efsane ne bugün ne yarın asla bitmeyecek bizler varolduğumuz sürece varolmaya nesilden nesile aktarılmaya devam edecek.Alayına İsyan İnadına Göztepe

Çoğunuz bilirsiniz Rusya ile özdeşleşmiş oyuncaklardır Matruşka bebekleri birbirinin içine geçen birbirinin aynı bebekler. Kapaklar ortadan ikiye ayrılınca içinden aynısı ama bir küçüğü karşınıza çıkar ve daha küçüğe doğru adım adım ilerler.Geçenlerde gene Göztepeli ağabeylerimle tartışıyordum. Genel kuruldan, kulübe yasadışı işlerin bulaştığı dedikodularından futbolcuların vurdum duymazlığından yöneticilerin anlaşılmazlığından muhalefettekilerin kendi çıkarlarının peşinden koşmasından vs vs vs konudan konuya kıran kırana bir sohbet ve sohbetin en önemli noktasında ağabeylerimden biri durdu ve dedi ki Oğlum Göztepe’yi nasıl bir durumda olduğunu nasıl olması gerektiğini ve neden olmadığını anlatıp duruyorsun şöyle bir etrafına bak sence doğru giden bir şey var mı ki ? ülke ne ki futbol ne olsun, futbol ne ki Göztepe ne olsun.Gerçekten kral çıplak kıvamında insanın suratına tokat gibi çarpan bir söz ama ne acıdır ki doğru şimdi burada ne politika yapıp ülke sorunlarını tartışmak ne içinde bulunduğumuz durumda Türk Futbolunun kurtarıcılığına soyunmak benim haddim değil ama bütün bu konuların kafamda birer birer yarattığı açılımları sizlerle paylaşmak istiyorum. Gerçekten de son otuz yıla baktığınızda ülkemizde ciddi dengelerin değiştiğini ve sistemlerin allak bullak olduğunu hatta yok olduğunu sistemlerden çok kişilerin ön plana çıktığını açıkça gözlemleyebilirsiniz. Kişilerin ön plana çıktığı bu yeni yönetim tarzında güç sahibi kişilerinde kişisel çıkarlarını ön plana çıkarması doğal olarak bozulmayı da beraberinde getirdi. Politikayı politikacılara bırakıp futbola baktığımızda da bu genel bozulma futbolda da etkisini gösterdi futbolda da güç sahibi olan kişiler önce ait oldukları kulübün buna bağlı olarak ta kendilerinin lehine haksız kazançlar doğuran girişimlere başladılar ve büyük ölçüde de başarılı oldular. Şu anda ülkemizde futbolun kendi kaynakları ile yarattığı gelirler belirli isimler altında belirli kesimler tarafından paylaşılmakta ve büyük kitlelerde organize edilmiş ligler kanalı ile tatmin edilmektedir. Buna alet olan spor kulüpleri de her ne kadar dışarından milyonlarca taraftarı olan camia takımları olarak gözükse de içine girdiğiniz de sayısı belki de yüzü aşmayacak bir takım insanların parsellediği kulüplerdir. Bu ülke kaynakları ile yaratılan kulüplerin kişilere teslim edildiği bir gerçektir.İşte bu birbirinin aynısı sistemlerin iç içe geçmesinden oluşan adeta matruşka bebeğine benzeyen bu yapının en içteki bebeğine ulaşıldığında farklı bir bebek çıkması beklenebilir mi? Veya bu en içteki farklı bebeğin kendini içine alan bu büyük bebekleri kendisine benzetmesi düşünülebilir mi ? Yakın bir zamana kadar bu büyük bebeklere benzemeyen her zaman farklı bir duruşu olan bu en küçük bebek bizim bebeğimiz Göztepemiz di. Ana rahminden dışarı çıktığı ilk günden beri adı isyanla anılan bu bebek doğduğu ilk günden beri yanlışların düşmanı olmuş ve doğru işler yapılırken de başarılı olunabileceğini sadece kendini içine alan tüm bebeklere değil Avrupa’daki tüm diğer bebeklere göstere göstere öğretmiştir. Ancak yazımızın başında da dediğimiz gibi son otuz yılda yaşanan büyük çöküşün yarattığı yapay büyükler ve ilkelerinden asla şaşmaması nedeniyle bebeğimiz büyük güç kaybetmiş kaybettirilmiştir. Israrla diğer bebeklere benzetilmek istenen bu isyankar bebek baskılara yıllarca dayanmış ve tek başına isyanına devam etmiştir. Ama artık dayanma gücünün son noktasına gelmiştir. Kendi yönetimi de diğer bebeklerin yönetimine benzemeye başlayınca en büyük direnç noktası olan taraftarını da küstürmüş ve bugün içinde bulunduğu içinden çıkılmaz duruma gelmiştir. Peki şu anda bu küçük isyankar da diğer bebeklere benzemiş ve matruşka bebeklerinin son halkasını da yerine getirmiş midir. Ne yazık ki büyük ölçüde evet. Büyük ölçüde evet diyorum çünkü çok çok küçük te olsa halen benzememiş yanları var. Bu farklılıkların en büyüğü de İzmirli, Göztepeli kültürü ile büyümüş yüreğinde her zaman iyi ve doğru olan büyük taraftarıdır. İşte bu büyük taraftarın gücünü toplayıp bebeğine sahip çıkması ile bebek eski şirin ve eşi benzeri olmayan görüntüsüne kavuşacak ve kendinden büyük bebekleri kendine benzetmek için mücadelesine bıkmadan usanmadan devam edecektir. Ve kim bilir belki de bir gün tüm matruşka bebekleri bizim isyankar bebeğimize benzeyecek 1920 li yılların büyük Türkiye’si geri dönecektir.Alayına İsyan İnadına Göztepe

KÖŞE YAZILARI

  • İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var? İnstagrama kayıtlı 52 milyonluk örneklem üzerinden bakarak Türkiye’de hangi takımın kaç taraftarı var?
    Written by Oguz Resat Sipahi 10 May 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Hangi takımın daha çok taraftarı var? Bu soru çok iç gıdıklayan bir soru biliyorum. Pazar Pazar maçlar da yok. Nereden aklıma geldi diye sorarsanız Dövletimiz sağolsun. İnstagramda Kumluca-Olimpos alanının yüce Dövletmiz tarafından 1. derece sit alanı konumund...
  • Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... Ülkemizde 1098, dünyada 108319 kişiyi covid19 kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik...
    Written by Oguz Resat Sipahi 12 Nisan 2020
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk *Ülkemizde 1098, dünyada 108.319 kişiyi covid19'un kanlı ve mukuslu kırbacı ile kaybettik... *Ne mutlu bizlere değil ki ülkemiz, covid19 açısından müreffeh ülkeler düzeyini yakalama ve aşma yolunda koşar adımlar ile ilerliyor... Yine de arada iyi şeyler de var...
  • Gözyaşları... Gözyaşları...
    Written by Oguz Resat Sipahi 21 Nisan 2019
    Oğuz Reşat Sipahi http://www.sipahi.tk Uzun zamandır yazasım gelmiyordu ligin ilk devresinde yazacak birşey yoktu pek, ya da dünyevi dertlerden yazasım gelmedi... Ligin ikinci devresinde de yazasım gelmedi bu sefer çoğunlukla dünyevi ailevi dertlerden... Dünkü gözyaşlarına kadar... Taraftarımızın,...
  • Göztepe TEK Büyüktür. Göztepe TEK Büyüktür.
    Written by Özkan Cengiz 28 Nisan 2018
    Özkan Cengiz ozkan@ozkancengiz.net Göztepe TEK Büyüktür. Yıllar önceydi amatördeydik, takıma tribünlerin yoğun tepkisi vardı, hoca ve oyuncular fazlaca tepki alıyorlardı. O günlerin yöneticileri ile bir araya geldik. Şaşkındılar, bize nasıl profesyonel çalıştıklarını anlatıyorlardı. Video analizler...
Diğer yazılar:

Diğer başlıklar

Twitter